Ağabey harekatı
Özel Harekat Dairesi Eski Başkanı Behçet Oktay'ın ölümüyle ilgili rapor bitti. "İntihar değil cinayet" tespiti aileyi sevindirdi. 4 Şule Oktay ise TAKVİM'e şu bilgileri verdi: Ağabeyimle öldürülmeden bir hafta önce yemek yedik. 'Beni öldürecekler' dedi...
Giriş Tarihi:
Tarihler 25 Şubat 2009'u gösterdiğinde Ankara'da şok bir ölüm yaşandı. Polis telsizleri, Dikmen'de park halindeki bir aracın içinde bir erkeğin hayatını kaybettiği anonslarıyla yankılandı. Olay yerine giden ekipler, şok yaşadı. Çünkü söz konusu kişi Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Dairesi eski Başkanı Behçet Oktay'dı. Oktay'ın ölümü kayıtlara intihar olarak geçse de soru işaretleri arttı. TAKVİM o sorulara cevap olacak bilgilere ulaştı. TAKVİM'e konuşan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun "Behçet Oktay intihar etmedi, öldürüldü" açıklamasını yaptı. Oktay'ın öldürüldüğünü kanıtlayan 150 delil hazırlandı. İşte TAKVİM bu kez Behçet Oktay'ın ablası Şule Oktay'a ulaştı. Ağabeyinin öldürüldüğünü anlatan Oktay, TAKVİM'e şu açıklamaları yaptı:
Rahmetli ağabeyimle öldürülmeden bir hafta önce yemek yedik. Bana 'Şule beni götürecekler' dedi. Ben de görevden alınma olarak algıladım. Ancak ağabeyim 'Benden 2008 yılının Ağustos ayından beri rahatsızlar. Beni İbrahim Şahin'in en yakınındaki adam gibi göstererek Ergenekon ile bağdaştırmaya çalışıyorlar. Birkaç kez istifa etmek ve görevden alınmak istedim. Ama her seferinde Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal beni durdurdu' demişti. Ben de ağabeyime, 'Senden kim rahatsız?' diye sordum. O da 'Üsttekiler!' dedi.
Ağabeyimin doğum günü nedeniyle bir yemek düzenlediği söylendi bize. Ancak ağabeyim doğum günü kutlamazdı. Söz konusu yemek tarihi ile ağabeyimin yaşgünü tarihi de tutmuyordu. Ayrıca yemeğe Sinan Aygün'ün katılacağı söylendi. Ama polis ağırlıklı bir yemekti. Yemekte Emniyet Müdürü Ali Rıza Atak, polis memuru Mehmet Yasak, iş adamı Kadir Caner ve tefecilik yaptığı bilinen Kemal Muratoğlu da bulunuyordu. Bu isimlere bakmak gerekiyor.
HEPİMİZİ DİNLİYORLARDI
Behçet ağabeyim öldürülmeden önce saat 24:00'de kendisine bir telefon geldi. Telefon sonrası ağabeyim bir yerlere çağrıldı. Bir daha da geri dönmedi. Bu telefon kimden geldi? Telefonda ne konuşuldu? Telefon kayıtlarını istiyoruz. Ancak ilgili kurumlar bize vermiyor.
Ağabeyimle ilgili özel dinleme kararının olduğu ortaya çıktı. Bu da olayın planlı bir cinayet olduğunu gösteriyor. Ağabeyimin Hizbullah adıyla dinlenmesine şaşırdım. Onu dinyeyen Ramazan Akyürek de daire başkanıydı.
Behçet ağabeyim 'Beni yiyecekler. Telefonda düşmanımı sevindirecek şeyler konuşmam. Devletim dinliyorsa da benim devlete zarar vermeyeceğimi en iyi onlar bilir' diyordu. Bunlar sıradan laflar değildi. Sadece kendisinin değil, hepimizin dinlendiğini biliyorduk.
Çok itildik, kakıldık. Tüm kapılar yüzümüze kapandı. Birilerini korudular, birilerinin baz istasyon kayıtlarını vermediler. Ağabeyimin telefon kayıtları silinerek, bize verildi. Telefon görüşmelerinin son 2 saati kayıp. Dahası ağabeyim öldürüldükten sonra da telefonu kullanılmış. Feryat ettik ancak kimseye sesimizi duyuramadık. 32 yıllık meslek hayatı şan, şeref ve başarıyla geçmiş ağabeyimin intihar ettiğini söylemek en ahlaksız, en onursuz yakıştırmadır.
Mevlüt YÜKSEL
Rahmetli ağabeyimle öldürülmeden bir hafta önce yemek yedik. Bana 'Şule beni götürecekler' dedi. Ben de görevden alınma olarak algıladım. Ancak ağabeyim 'Benden 2008 yılının Ağustos ayından beri rahatsızlar. Beni İbrahim Şahin'in en yakınındaki adam gibi göstererek Ergenekon ile bağdaştırmaya çalışıyorlar. Birkaç kez istifa etmek ve görevden alınmak istedim. Ama her seferinde Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal beni durdurdu' demişti. Ben de ağabeyime, 'Senden kim rahatsız?' diye sordum. O da 'Üsttekiler!' dedi.
Ağabeyimin doğum günü nedeniyle bir yemek düzenlediği söylendi bize. Ancak ağabeyim doğum günü kutlamazdı. Söz konusu yemek tarihi ile ağabeyimin yaşgünü tarihi de tutmuyordu. Ayrıca yemeğe Sinan Aygün'ün katılacağı söylendi. Ama polis ağırlıklı bir yemekti. Yemekte Emniyet Müdürü Ali Rıza Atak, polis memuru Mehmet Yasak, iş adamı Kadir Caner ve tefecilik yaptığı bilinen Kemal Muratoğlu da bulunuyordu. Bu isimlere bakmak gerekiyor.
HEPİMİZİ DİNLİYORLARDI
Behçet ağabeyim öldürülmeden önce saat 24:00'de kendisine bir telefon geldi. Telefon sonrası ağabeyim bir yerlere çağrıldı. Bir daha da geri dönmedi. Bu telefon kimden geldi? Telefonda ne konuşuldu? Telefon kayıtlarını istiyoruz. Ancak ilgili kurumlar bize vermiyor.
Ağabeyimle ilgili özel dinleme kararının olduğu ortaya çıktı. Bu da olayın planlı bir cinayet olduğunu gösteriyor. Ağabeyimin Hizbullah adıyla dinlenmesine şaşırdım. Onu dinyeyen Ramazan Akyürek de daire başkanıydı.
Behçet ağabeyim 'Beni yiyecekler. Telefonda düşmanımı sevindirecek şeyler konuşmam. Devletim dinliyorsa da benim devlete zarar vermeyeceğimi en iyi onlar bilir' diyordu. Bunlar sıradan laflar değildi. Sadece kendisinin değil, hepimizin dinlendiğini biliyorduk.
Çok itildik, kakıldık. Tüm kapılar yüzümüze kapandı. Birilerini korudular, birilerinin baz istasyon kayıtlarını vermediler. Ağabeyimin telefon kayıtları silinerek, bize verildi. Telefon görüşmelerinin son 2 saati kayıp. Dahası ağabeyim öldürüldükten sonra da telefonu kullanılmış. Feryat ettik ancak kimseye sesimizi duyuramadık. 32 yıllık meslek hayatı şan, şeref ve başarıyla geçmiş ağabeyimin intihar ettiğini söylemek en ahlaksız, en onursuz yakıştırmadır.
Mevlüt YÜKSEL