Hicri Yıl kutlu olsun

İslâm'da göç anlamına gelen "Hicreti" ilk gerçekleştiren yüce Peygamberimiz ve ilk mü'minler olmuştur. 1434. yılını kutladığımız Hicret, Allah'ın ve Peygaberimiz'in yasaklarını terk etmektir

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 16 Kasım 2012 Güncelleme 16 Kasım 2012, 03:15
Hicri Yıl kutlu olsun

İÇİNDEKİLER

Dün yaşadığımız 15 Kasım Perşembe günü, Peygamberimiz'in Mekke'den Medine'ye hicretini esas alan İslâmî, diğer bir ifade ile Hicrî takvime göre 1434. Hicrî yılımızın ilk günüydü. Okurlarımızın mübarek yeni hicrî yıllarını tebrik eder, Yüce Rabbimiz'den sağlıklı, maddî ve mânevî kazançlı mutlu yıllar dilerim. Hicret: Allah'ın ve Peygamberinin yasakladıklarını terk etmektir.
Hicret: İslâm dışı veya karşıtı inançlar ve yasaların egemen olduğu Küfür Yurdu'ndan İslâmî değerler ve yaşam kurallarının egemen olduğu/ olacağı "Özgürlükler Yurdu"na göç etmektir.
İslâm Tarihi'nde göç anlamına hicreti ilk gerçekleştiren Yüce Peygamberimiz ve ilk mü'minler olmuştur.

MEKKE'DE KUTSAL ÇAĞRI
Şanlı Peygamberimiz, Kur'ân'la ve Kur'ân çizgisinde bütün insanlığa yönelik kutsal çağrısına başladığı Mekke şehrinde, bu kentin siyasî ve iktisadî egemenliğini ellerinde bulunduran kişilerin yıkıcı ve yakıcı muhalefetine uğradı. "Atalarımızı, önder bildiklerimizi üzerinde bulduğumuz sistem bize yeter" diyerek kâinatın/evrenin Rabbine ve O'nun insanlığı mesut edecek Kutsal Düzeni olan İslâm'a inanmayı red eden bu inkârcılar topluluğu, Aziz Peygamberimize ve azınlığı teşkil eden ilk Müslümanlar'a pek çok zulüm yaptılar.
Fakat onlar, İslâm'dan dönmediler. Haklar ve özgürlükler karşıtı zalim kâfirlere taviz vermediler.
Mekke site devletinin yöneticileri olan Ebu Cehiller / Ebu Lehebler kadrosunun zulümde azgınlaştıkları Mekke devri son yıllarında; Peygamberliğin 11. senesinde, Mina/Akabe'de Peygamberimizle görüşen 6 Medine'li Müslüman oldular. Bu altı Medine'li Müslümanın çalışmalarıyla.
Peygamberliğin 12. yılında Peygamberimizle görüşme yapan Medine'li Müslümanların sayısı onikiye yükseldi. Peygamberimiz, bu görüşmesinden sonra, Medine'ye İslâm'ı öğretip yaymak üzere, genç mümin Musab Umeyr'i öğretmen olarak gönderdi. Bu genç öğretmenin çalışmalarıyla, Medine'de Müslümanlık bir çığ gibi gelişmeye başladı.
Peygamberimiz ve Mekke'de kendilerine hayat hakkı tanınmak istenmeyen müminler; Rabbimizin emri ve müsaadesiyle yurtlarını, mallarını, hatta bir kısmı henüz Müslüman olmayan anne, baba eş ve çocuklarını bırakarak Medine'ye hicret ettiler.
Böylece Hak'la Batıl'ların savaşı sürdükçe; hicret edilebilecek İslâm veya özgürlükler yurdu oldukça devam edecek olan Hicret'in öncüleri oldular. Peygamberimiz, İslâm'ı tebliğ ve İslâm Düzen'ini kurma çalışmalarına bu şehirde devam buyurdular ve bu şehirde ebedî âleme irtihâl ettiler. (1)
Mekke'de başladığı tebliğ görevini sürdürerek insanlığı nûr'a/aydınlığa çıkarmak, iktisadî, sosyal ve ahlâkî ölçüleri içersinde İslâm Düzeni'ni kurmak için Peygamberimizin dehşet verici bir takip altında yaptıkları bu hicret, Hz. Ömer'in yönetimi devrinde Hicrî takvime kaynak oldu. Hz. Ömer'in başkanlığındaki danışma meclisinde, Hz. Ali' nin teklifi ile hicret yılı, İslâm takviminin birinci yılı olarak tespit edildi. (2)
Asırlar boyunca Müslümanlar, zaman ölçüsü olarak işte bu Hicrî takvimi kullandılar. Müslüman olan aziz ecdadımız da Anadolu toprakları üzerinde asırlarca bu takvimi sembol olarak kullandılar.
İslâm'ın yönetici kuralları gibi Peygamberimiz de toplum hayatından dışlanır oldu. Ama gönüller O'nu hep yüce bildi. Peygamberimiz bu gün de Anadolumuzda takriben yüz bin camide okunan ezanlarla yüksek sesle saygıyla anılmakta, O'nun, her gün yaklaşık bir milyon kez ilan edilen insanlık önderliği ufuklarımızda yankılanmaktadır.

İSLAM İÇİN SÖZ VERELİM
İslâm'ı yaşayacağımıza söz vererek Yüce Peygamberimiz'i manevî şahsiyetiyle özel hayatımıza ve yurdumuza davet etmeliyiz... Peygamberine itaati, kendisine itaat olarak bildiren Rabbimiz şöyle buyurur:
"Peygamberinizin size olan yönetici buyruklarını, birbirinize yaptığını yönlendirmeler gibi algılamayın, İçinizden geçersiz mazeretlere sığınarak sorumluluktan kaçanları Allah çok iyi bilir.
Artık Peygamberin emirlerine aykırı gidenler uğrayacakları can yakıcı kişisel belalar ve toplumsal kaoslar ve krizlerden korksunlar."
(3)

* * *
1) İslâm Peygamberi, Muhammed Hamidullah, İstanbul 1966; Asr-ı Saadet, Peygamberimizin Ashabı, Sebilürreşad, 1964 2/375-380.
2) Asr-ı Saadet, Peygamberimin Ashabı, 1/246
3) Nûr 63,
4) et-Tac 2/88 5) Enfal, 20; Kasas, 83.

* * *
MUHARREM COŞKUSU
Allah şanını ve bağlılarını artırsın Peygamberimiz (sav): Ramazan-ı Şeriften sonra tutulan oruçların en hayırlısı, Allah'ın ayı olan Muharrem'de tutulandır. (4) buyurmuşlar, bu ayın özellikle dokuzuncu ve onuncu veya onuncu ve onbirinci günlerinde oruç tutulmasını öğütlemişlerdir.
Nefsime ve sizlere öğütlediğimiz, oruçları tutmamızı ve yazışmalarımızda ek olarak Hicrî Takvimi de kullanmamızı tavsiye ederim.
Yeni yılımızın İslâm ve İnsanlık Alemi hakkında hayırlı olmasını diler, yazımızı âyetlerle bitiririm:
Ey mü'minler! Allah'a ve Resulüne itaat edin. Dinleyip dururken Allah'ın ve Peygamberinin buyruklarından yüz çevirmeyin. Ebedi mutluluk ancak Allah'ın ve Peygamberinin emirleri ve yasaklarına göre yaşayanlar içindir. (5)