Ekonominin lokomotifi inşaat

250’den fazla alt sektörü destekleyen, GSYH’nın yüzde 7.4’ünü oluşturan ve 2.3 milyon kişiyi istihdam eden inşaat sektörü, Türkiye ekonomisinin lokomotifi olarak gösteriliyor. İnşaatın can damarını oluşturan konut sektörü ise üst üste kırdığı rekorlarla altın çağını yaşıyor

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 30 Nisan 2018 Güncelleme 30 Nisan 2018, 00:27
Ekonominin lokomotifi inşaat

İÇİNDEKİLER

2000'li yılların başından bu yana hızlı bir yükseliş trendine giren inşaat sektörü, bugün Türkiye ekonomisinin lokomotifi konumunda bulunuyor. 250'den fazla alt sektörü doğrudan ya da dolaylı olarak destekleyen ve harekete geçiren inşaat, son dönemde ekonominin can damarı olarak gösteriliyor. Geçen yıl 2.8 trilyon liralık gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) yaklaşık yüzde 7.4'ü de inşaat sektöründen oluştu.
Türkiye'deki 28.7 milyonluk çalışanın yüzde 7.7'sini yani 2.3 milyon kişiyi yine inşaat sektörü istihdam etti.
Özellikle 1999 depremi ve 2001 mali krizinin etkisiyle ertelenen konut talebinin, 2000'li yılların ortalarından itibaren alıma dönmesiyle adeta altın çağını yaşayan konut sektörü, 2017'de 1.4 milyon adedi geçen satış rakamına ulaşarak yeni bir rekora imza attı. Konut sektörünün temsilcileri, son birkaç yıldır konut satışında kırılan rekorlarda, hükümetin sağladığı KDV ve tapu indirimi gibi teşviklerin büyük katkısı olduğunu belirtiyor.

İTİCİ GÜÇ DÖNÜŞÜM
Özellikle büyük kentlerdeki nitelikli konut ihtiyacı ve kentsel dönüşüm zorunluluğu da konut sektörünün itici güçleri arasında yer alıyor. Konut sektörünün önümüzdeki 20 yılda benzer bir ivmeyle büyümesini sürdüreceğini ifade eden sektör temsilcileri, bu büyümede Türkiye'nin kentsel dönüşüm ihtiyacının en önemli dinamiği oluşturacağı konusunda hemfikir. Türkiye'de hala 5.5 milyon riskli konut bulunuyor. Uzmanlar bu konutların dönüşümü için en az 30 yıl gerektiğini ifade ederken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın her yıl 500 bin konutu dönüştürme hedefi, bu konuda gidilecek hala çok yol olduğunu gösteriyor.
2012'de yürürlüğe giren mütekabiliyet yasasının ardından, yeni bir ihracat kalemi haline gelen konut, ülkenin yeni döviz kaynağı olarak görülüyor. Bu konuda hükümetin sağladığı teşviklerle, yabancı gayrimenkul yatırımcısının Türkiye'ye olan ilgisi her geçen gün artıyor. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü verilerine göre, yabancıların geçen yıl Türkiye'deki taşınmaz edinimi bir önceki yıla göre ikiye katlandı. Bunun yanı sıra Türkiye'de yatırım yapan yabancı sayısı da geçen yıl 24 bin 111'e yükseldi. Geçmiş yıllarda Türkiye'de çoğunlukla yazlık yatırımı yapan yabancı yatırımcıların, artık başta İstanbul olmak üzere şehir merkezlerinde yapılan nitelikli ve lüks projelere yönelmesi de dikkat çekici veriler arasında yer aldı.

DEV PROJELER
Türkiye'nin 2023 hedefi kapsamında hayata geçirilen Kanal İstanbul, Avrasya Tüneli, dev şehir hastaneleri, Marmaray, Çanakkale Köprüsü, 3.Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Osman Gazi Köprüsü gibi dünyanın da yakından takip ettiği dev projeler de Türk inşaat sektörünü, uluslararası arenada daha üst bir konuma taşıyor.

DÜNYAYI İMAR EDİYORUZ
Öte yandan Türkiye, dünyada proje bazında Çin'den sonra ikinci, gelir bazında Çin ve ABD'den sonra en fazla inşaat yapan ülke konumunda bulunuyor. Türk müteahhitler 1972 yılından 2017 sonuna kadar 119 ülkede, 354 milyar 648 milyon dolarlık 9 bin 258 proje üstlendi. Sadece geçen yıl alınan işlerin adedi 241'e, tutarı 14.7 milyar dolara ulaştı. Ekonomi Bakanlığı'nın yurt dışı müteahhitlik hizmetleri raporuna göre, müteahhitlerin yurt dışında üstlendiği işlerde ilk sırayı 46.9 milyar dolarla konut yapımı aldı.
Faaliyet alanını Rusya'dan Ortadoğu'ya, Afrika'dan Arap Yarımadası'na kadar genişleten Türk müteahhitler, yurt dışında bugüne kadar 45 milyar 743 milyon dolar değerinde karayolu, tünel ve köprü, 29 milyar 396 milyon dolar tutarında ticaret merkezi, 24 milyar 357 milyon dolarlık havalimanı ve 23 milyar 848 milyon dolarlık enerji santrali yaptı.

GÜÇLÜ SERMAYE YAPISI
2007'de çıkan Mortgage Yasası ile hem konut alıcıları hem de konut üreticileri, daha güçlü bir finans imkanına kavuştu. Son yıllarda gayrimenkul yatırım fonları ve gayrimenkul sertifikaları gibi yeni sermaye araçlarıyla tanışan gayrimenkul sektörü, önümüzdeki dönemde bu araçların daha bilinir ve kullanılır hale gelmesiyle daha güçlü bir sermaye yapısına kavuşacak. Altyapı GYO'larının devreye alınması ve mortgage'ın ikincil piyasalarının oluşturulması da sektörün beklentileri arasında yer alıyor.