Başbakan Erdoğan: "Silah bıraksınlar"
Gaziantep'te terör konusunda önemli mesajlar verdi.
Giriş Tarihi:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörün bitirilmesi konusunda atılan adımları ve gelinen son noktayı Gaziantep'te değerlendirdi.
"İlgili tüm kurumlarımızı çalıştırıyoruz. Terör belasından kurtulmak hepimizin ortak amacıdır" diyen Başbakan Erdoğan, örgütün silah bıraktığı taktirde yurt dışına çıkmasına destek olunacağı mesajını verdi.
Başbakan, Mardin'de bir polisin şehit edilmesini de hatırlatarak "Silah bırakılana kadar terörle mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.
"SEBEBİ TERÖR"
"Terör bu topraklara açlıktan, yokluktan, sefaletten başka bir şey sağlamadı" diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Gaziantep'i de bu hale dönüştürme hesabı içine girdi ama Allah'ın izniyle sizin dik duruşunuz, omurgalı duruşunuz ve 'burada teröre yer yok' deyişiniz onların buraya girişini engelledi, Gaziantep insanı da o güçlü yapısıyla altıncı, yedinci sanayi bölgelerini yapıyor. Eğer bugün Diyarbakır bir Gaziantep kadar olamadıysa bunun en önemli sebebi, birinci sebebi terördür. Eğer Van, Gaziantep kadar olamadıysa bunun en birinci sebebi terördür."
"SİLAHLARI BIRAKSINLAR"
Başbakan Erdoğan, terörün artık Türkiye'nin gündeminden tamamen çıkarılması gerektiğini belirterek, "Silahları bırakmalarını istiyorum. Sıkılı yumrukları aradan çekip, öfkenin, nefretin diline bir son verip insanca yaşamanın önünü açmamız, bunu güçlendirmemiz gerekiyor'' dedi.
"TERÖR BELASINDAN KURTULMALIYIZ"
Barış sürecinin devam ettiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, örgütün silah bıraktığı taktirde yurt dışına çıkmasına destek olunacağı mesajını verdi.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Terör örgütünün eylemlere son vermesi ve yurt dışına çekilmesi, silahı bırakması için ne yapmak gerekiyorsa diyoruz onu yapsın, biz elimizden gelin desteği verilim. İlgili tüm kurumlarımızı çalıştırıyoruz. Terör belasından kurtulmak hepimizin ortak amacıdır, ortak dileğidir. Bu yolda azimle, sabırla, kararlılıkla çaba göstermeye devam edeceğiz.''
"SİLAH BIRAKMADIKLARI SÜRECE MÜCADELEMİZ SÜRECEK"
Mardin'de bir polisin şehit edilmesini hatırlatan Başbakan Erdoğan, terörle mücadele konusunda bir kez daha kararlılık mesajı verdi.
Başbakan, ''Terör örgütü silahı bırakmadığı, saldırılarına son vermediği sürece biz terörle mücadeleyi kararlı şekilde sürdüreceğiz. Birileri çıkıyor hükümeti, devleti operasyon yapmakla bu süreci zedelemeyle suçluyor. Hiç kusura bakmasınlar, elinde silahla benim güvenlik güçlerime kast edenlere, arkadan gelip benim polisimi şehit edenlere karşı biz toprağımızı, vatanımızı geri adım atmadan savunuruz ve savunuyoruz'' dedi.
BAŞBAKAN ERDOĞAN: OY ORANIMIZ % 53,8
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kamuoyu araştırması yapan bir firmanın 28 ilde yaptığı çalışmanın sonucuna göre AK Parti'nin oy oranının yüzde 53,6, ana muhalefet partisinin yüzde 21,7, MHP'nin ise yüzde 12,3 olduğunu söyledi.
Erdoğan, Gaziantep'te partisinin İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, kamuoyu araştırması yapan bir firmanın 28 ilde yaptığı araştırmanın sonucunu paylaştı. Araştırmayı kendilerinin yaptırmadığını belirten Erdoğan, kendilerinin parti olarak, her ay 2-3 araştırma yaptırdıklarını ve kamuoyunun nabzını da yokladıklarını hatırlattı. Araştırma sonucuna göre de tedbirlerini aldıklarını kaydeden Erdoğan, bunun kurumsallaşmanın bir gereği olduğunu ifade etti.
28 ilde yapılan araştırmanın sonucunu aktaran Erdoğan, şunları söyledi: "Şuandaki durumda, partimizin geldiği nokta yüzde 53,6. Durumumuz bu. Ana muhalefet partisinin durumu da yüzde 21,7. Onun durumu bu. MHP'nin durumu 12,3. Diğer partilerin durumu da 7,2. Bu şu anda aralık ayının neticesi. Bu yükseliş devam ediyor ama bunlar bizi rehavete sevk etmemeli. Çünkü biz Sayın Bahçeli'yi mahcup etmemeliyiz. Yani buraya doğru gitmeliyiz. Ne yapacağız? Çok çalışacağız."
ESED BABASINDAN DAHA ZALİM ÇIKTI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in kendi halkına yönelik katliamlarda babasını geçtiğini söyledi. Erdoğan, Esed'in yakın zamanda kaçınılmaz sonla yüzleşeceğini ifade etti.
Gaziantep Üniversitesi'nde düzenlenen törende konuşan Başbakan Erdoğan, Suriye konusunda açıklamalarda bulundu. Esed ailesiyle yıllar önce ailecek yemek yediklerini anlatan Erdoğan, Beşşar Esed'in o gün kendisine, "Büyüklerimizin yaptığı yanlışa ben düşmeyeceğim." dediğini anlattı.
Erdoğan, şöyle devam etti: "Çünkü babası biliyorsunuz, Hama'da Humus'ta 30 bin insanın canına kıymıştı. Peki, bugün nedir bu hal? Demek ki o öyle demek istemiyordu. Herhalde o, ben babamı da aşacağım demek istiyordu. Çünkü şu anda yaptığı o. Babası 30 bin insanın canına kıydı, bu ise şu anda 60 bin insanın canına kıydı. Babası sadece Hama ve Humus'ta yaptı, bu, Suriye'nin genelinde yaptı ve yapmaya devam ediyor."
Mart 2011'den bugüne kadar Suriye'de 60 binin üzerinde masum insanın hayatını kaybettiğini vurgulayan Erdoğan, "Bunlara ek olarak yüz binlerce insan evini-barkını terk edip mülteci oldu. İnsanlara çok ağır işkenceler yapıldı ve maalesef çok sayıda kadının da rejim güçleri tarafından tecavüze uğradığı, gelen haberler arasında. Kendi halkına bu acıları yaşatan bu insanın, böyle bir yönetimin, orada, o koltukta daha fazla oturabilmesi asla mümkün değildir. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin desteği, bazı çevre ülkelerinin desteği ile şu ana kadar zulümlerine devam edebilmiş olan Esed ve arkadaşları inanıyorum ki çok kısa süre içinde kaçınılmaz olan sonla yüzleşecektir. O günü biz de sabırsızlıkla bekliyoruz. İnşallah Suriye halkı zaferini ilan ettiğinde hem Suriye'de, hem Suriye-Türkiye ilişkilerinde farklı bir süreç başlayacak ve bu süreç eskisinden çok daha iyi olacaktır." şeklinde konuştu.
''SÜRECİ KARARLILIKLA SÜRDÜRÜYORUZ''
Hükümet olarak, 10 yıldır samimiyetle, kararlılıkla, dirençle, sabırla ve sebatla terörü sona erdirmenin, tek tek şehirleri ayağa kaldırmanın mücadelesinde olduklarını belirten Erdoğan, ''Biz anneler ağlamasın dedikçe birileri çıkıyor, anneler ağlamaya devam etsin istiyor. Biz gençler ölmesin dedikçe birileri onların eline molotof, taş veriyor ve bunlarla beraber saldırın diyor. Niye? Onların çünkü yargıdaki durumuyla kendi durumları farklı. Gençler ölmeye devam etsin istiyorlar'' diye konuştu.
''Biz yoksulluk, insanın insana zulmü sona ersin dedikçe birileri çıkıyor, benim bu bölgedeki kardeşimi yokluğa, yoksulluğa, mağduriyete mahkum etmek için elinden geleni yapıyor'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''Kararlılıkla sürdürdüğümüz Milli Birlik Ve Kardeşlik Projemiz kapsamında bir çözüm süreci devam ediyor. Bu süreci kararlılıkla sürdürüyoruz. Terör örgütünün eylemlere son vermesi, yurt dışına çekilmesi ve silahı bırakması için ne yapmak gerekiyorsa onu yapsın, biz elimizden gelen desteği verelim. İlgili tüm kurumlarımızı çalıştırıyoruz. Terör belasından kurtulmak hepimizin ortak amacıdır, ortak dileğidir. Bu yolda azimle, sabırla, kararlılıkla çaba göstermeye devam edeceğiz. Burada, Gaziantep'te iki önemli hususu ifade etmek istiyorum. Birincisi, terör örgütü silahı bırakmadığı, saldırılarına son vermediği sürece biz terörle mücadeleyi tavizsiz kararlı şekilde sürdüreceğiz. Birileri çıkıyor hükümeti, devleti operasyon yapmakla, bu süreci zedelemekle suçluyor. Hiç kusura bakmasınlar. Elinde silahla benim güvenlik güçlerime kast edenlere, arkadan gelip benim polisimi şehit edenlere karşı, biz toprağımızı, vatanımızı tek bir geri adım dahi atmadan savunuruz ve savunuyoruz.''
''ARMUT TOPLAMAK İÇİN GELMİYOR''
''Etkisiz hale getirilen teröristler Türkiye'ye kusura bakmayın ama armut toplamak için gelmiyor'' diyen Erdoğan, Mardin Derik'teki olayın bunun en açık, net ifadesi olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Şimdi şehit olan polis kardeşimin 1,5 yaşındaki yavrusu, o Musab'ı geleceğe nasıl hazırlayacağız? Onun hesabını biz milletçe vermek durumunda değil miyiz, ona sahip çıkmak durumunda değil miyiz? 'Varsın böyle gitsin' mi diyelim? Diyemeyiz. Onların hesabını sormak bizim görevimizdir.
Sağduyulu, samimi, en önemlisi de vicdanı olan bir insan, öldürmek için gelen teröristin hakkını değil, öldürme için kurulmuş terör örgütünün hakkını değil insani olanın, insanın hakkını savunur, böyle olması lazım. Öldürme eylemini savunmak ahlaki bir tavır değildir. Ahlaki tavır yaşama ve yaşatma hakkını savunmaktır. Yaşama kast edenlere karşı en küçük müsamahamız dahi olamaz. Silahlar bırakılıncaya kadar terörle mücadeleden asla vazgeçmeyiz.
İkinci husus olarak, 3 Kasım 2002'de girdiğimiz seçimden beri bunu savunuyoruz. Hiç kimse çıkıp da 'Kürtlerin temsilcisi biziz' diyemez. Bu ülkede terör örgütünün uzantısı partinin, etnik kimlik üzerinden siyaset yapan partinin aldığı oy oranı bellidir. Bizim partimizin, diğer partilerin aldığı oy oranı bellidir. Türkiye'nin 7 coğrafi bölgesinde birinci olan parti, bizim partimizdir. 75 milyon Türkiye toplumunda her iki kişiden birinin oyunu alan parti bizim partimizdir. İşte son kamuoyu araştırması, AK Parti yüzde 54 ile yine birinci parti. Bu benim yaptırdığım bir kamuouyu araştırması değil.''
''KİMSE 'ŞU ETNİK KÖKENİN TEMSİLCİSİ BİZİZ' DİYEMEZ''
Türkiye'de hiç kimsenin ''şu etnik kökenin temsilcisi bizim partimizdir, biziz'' diyemeyeceğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Size oy verenler olduğu gibi ondan çok daha fazla size oy vermeyen, sizin yöntemlerinizi tasvip etmeyen Kürt kardeşlerimiz var. Biz 75 milyonun tamamını kucaklayan bir iktidarız, böyle bir siyasi partiyiz. Bize oy versin ya da vermesin herkesin hakkını savunan bir hükümetiz. Biz vatandaşlarımız arasında asla ayrım yapmayız. Onun için yola çıkarken bir şey söyledik Afyonkarahisar'da, 2001, ne dedik? 'Tek millet' dedik, 'tek bayrak' dedik, 'tek vatan' dedik, 'tek devlet' dedik. Ve etnik milliyetçiliğe 'hayır' dedik. Yani Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Abazası, Gürcüsü, Boşnağı, Romanı hepsi bizim canımız, ciğerimiz. Biz yaradılanı yaradandan ötürü seveceğiz. Diyebilir miyiz Türkün günahı var, Kürdün günahı var? O bilemez onu. Türk olmanın kararını o vermiyor, Kürt olmanın kararını o vermiyor, Laz olmanın, Boşnak olmanın, Gürcü olmanın kararını o vermiyor. Yaradan veriyor Yaradan. Öyle doğmuş. Onun için birbirimizi çok seveceğiz, bir olacağız, beraber olacağız, iri olacağız, diri olacağız.''
''HAYIRLI BİR AMAÇ İÇİN İYİ NİYETLE GAYRETLERİMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ''
Başlattıkları çözüm sürecinin belli bir kesimi, belli bir siyasi görüşü değil, 75 milyonu muhatap aldığını, 75 milyonun tamamının acılarını dindirmeyi, kaygılarını gidermeyi hedeflediğini vurgulayan Erdoğan, ''İnşallah biz hayırlı bir amaç için iyi niyetle gayretlerimizi sürdürüyoruz. Siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin, medyanın, üniversitelerin özellikle de sizlerin destekleriyle biz bu süreci inşallah başarıyla sonuçlandıracağız. Sizden özellikle bizlere desteğinizi sürdürmenizi rica ediyorum'' diye konuştu.
Vatandaşlardan hayır dualarını eksik etmemelerini isteyen Erdoğan, ''Bize inanın, bize güvenin. Bizim bütün istikametimizi, rotamızı siz belirliyorsunuz. Bundan sonra da Allah'ın izniyle siz ne derseniz biz onu yapacağız. Niyet hayır, akıbet hayır olacak inşallah'' dedi.
BİRAND VE ATEŞ'E RAHMET DİLEDİ
Erdoğan, konuşmasının sonunda, gazeteci Mehmet Ali Birand, akademisyen Prof. Dr. Toktamış Ateş ve İHA Bölge temsilcilerinden Haluk Özden'e rahmet diledi.
Törene Başbakan Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Gaziantep ve çevre illerin AK Parti milletvekilleri, Gaziantep Valisi Erdal Ata ve TOKİ Başkanı Ahmet Haluk Karabel katıldı.
Gaziantep halk oyunlarının sergilendiği törende, tribünlerde yöresel kıyafetli genç kızlardan oluşan ekibin davul eşliğindeki sloganları ve Başbakan Erdoğan'ın konuşmaya başlamasıyla açılan büyük Türk Bayrağı dikkati çekti.
"İlgili tüm kurumlarımızı çalıştırıyoruz. Terör belasından kurtulmak hepimizin ortak amacıdır" diyen Başbakan Erdoğan, örgütün silah bıraktığı taktirde yurt dışına çıkmasına destek olunacağı mesajını verdi.
Başbakan, Mardin'de bir polisin şehit edilmesini de hatırlatarak "Silah bırakılana kadar terörle mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.
"SEBEBİ TERÖR"
"Terör bu topraklara açlıktan, yokluktan, sefaletten başka bir şey sağlamadı" diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Gaziantep'i de bu hale dönüştürme hesabı içine girdi ama Allah'ın izniyle sizin dik duruşunuz, omurgalı duruşunuz ve 'burada teröre yer yok' deyişiniz onların buraya girişini engelledi, Gaziantep insanı da o güçlü yapısıyla altıncı, yedinci sanayi bölgelerini yapıyor. Eğer bugün Diyarbakır bir Gaziantep kadar olamadıysa bunun en önemli sebebi, birinci sebebi terördür. Eğer Van, Gaziantep kadar olamadıysa bunun en birinci sebebi terördür."
"SİLAHLARI BIRAKSINLAR"
Başbakan Erdoğan, terörün artık Türkiye'nin gündeminden tamamen çıkarılması gerektiğini belirterek, "Silahları bırakmalarını istiyorum. Sıkılı yumrukları aradan çekip, öfkenin, nefretin diline bir son verip insanca yaşamanın önünü açmamız, bunu güçlendirmemiz gerekiyor'' dedi.
"TERÖR BELASINDAN KURTULMALIYIZ"
Barış sürecinin devam ettiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, örgütün silah bıraktığı taktirde yurt dışına çıkmasına destek olunacağı mesajını verdi.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Terör örgütünün eylemlere son vermesi ve yurt dışına çekilmesi, silahı bırakması için ne yapmak gerekiyorsa diyoruz onu yapsın, biz elimizden gelin desteği verilim. İlgili tüm kurumlarımızı çalıştırıyoruz. Terör belasından kurtulmak hepimizin ortak amacıdır, ortak dileğidir. Bu yolda azimle, sabırla, kararlılıkla çaba göstermeye devam edeceğiz.''
"SİLAH BIRAKMADIKLARI SÜRECE MÜCADELEMİZ SÜRECEK"
Mardin'de bir polisin şehit edilmesini hatırlatan Başbakan Erdoğan, terörle mücadele konusunda bir kez daha kararlılık mesajı verdi.
Başbakan, ''Terör örgütü silahı bırakmadığı, saldırılarına son vermediği sürece biz terörle mücadeleyi kararlı şekilde sürdüreceğiz. Birileri çıkıyor hükümeti, devleti operasyon yapmakla bu süreci zedelemeyle suçluyor. Hiç kusura bakmasınlar, elinde silahla benim güvenlik güçlerime kast edenlere, arkadan gelip benim polisimi şehit edenlere karşı biz toprağımızı, vatanımızı geri adım atmadan savunuruz ve savunuyoruz'' dedi.
BAŞBAKAN ERDOĞAN: OY ORANIMIZ % 53,8
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kamuoyu araştırması yapan bir firmanın 28 ilde yaptığı çalışmanın sonucuna göre AK Parti'nin oy oranının yüzde 53,6, ana muhalefet partisinin yüzde 21,7, MHP'nin ise yüzde 12,3 olduğunu söyledi.
Erdoğan, Gaziantep'te partisinin İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, kamuoyu araştırması yapan bir firmanın 28 ilde yaptığı araştırmanın sonucunu paylaştı. Araştırmayı kendilerinin yaptırmadığını belirten Erdoğan, kendilerinin parti olarak, her ay 2-3 araştırma yaptırdıklarını ve kamuoyunun nabzını da yokladıklarını hatırlattı. Araştırma sonucuna göre de tedbirlerini aldıklarını kaydeden Erdoğan, bunun kurumsallaşmanın bir gereği olduğunu ifade etti.
28 ilde yapılan araştırmanın sonucunu aktaran Erdoğan, şunları söyledi: "Şuandaki durumda, partimizin geldiği nokta yüzde 53,6. Durumumuz bu. Ana muhalefet partisinin durumu da yüzde 21,7. Onun durumu bu. MHP'nin durumu 12,3. Diğer partilerin durumu da 7,2. Bu şu anda aralık ayının neticesi. Bu yükseliş devam ediyor ama bunlar bizi rehavete sevk etmemeli. Çünkü biz Sayın Bahçeli'yi mahcup etmemeliyiz. Yani buraya doğru gitmeliyiz. Ne yapacağız? Çok çalışacağız."
ESED BABASINDAN DAHA ZALİM ÇIKTI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in kendi halkına yönelik katliamlarda babasını geçtiğini söyledi. Erdoğan, Esed'in yakın zamanda kaçınılmaz sonla yüzleşeceğini ifade etti.
Gaziantep Üniversitesi'nde düzenlenen törende konuşan Başbakan Erdoğan, Suriye konusunda açıklamalarda bulundu. Esed ailesiyle yıllar önce ailecek yemek yediklerini anlatan Erdoğan, Beşşar Esed'in o gün kendisine, "Büyüklerimizin yaptığı yanlışa ben düşmeyeceğim." dediğini anlattı.
Erdoğan, şöyle devam etti: "Çünkü babası biliyorsunuz, Hama'da Humus'ta 30 bin insanın canına kıymıştı. Peki, bugün nedir bu hal? Demek ki o öyle demek istemiyordu. Herhalde o, ben babamı da aşacağım demek istiyordu. Çünkü şu anda yaptığı o. Babası 30 bin insanın canına kıydı, bu ise şu anda 60 bin insanın canına kıydı. Babası sadece Hama ve Humus'ta yaptı, bu, Suriye'nin genelinde yaptı ve yapmaya devam ediyor."
Mart 2011'den bugüne kadar Suriye'de 60 binin üzerinde masum insanın hayatını kaybettiğini vurgulayan Erdoğan, "Bunlara ek olarak yüz binlerce insan evini-barkını terk edip mülteci oldu. İnsanlara çok ağır işkenceler yapıldı ve maalesef çok sayıda kadının da rejim güçleri tarafından tecavüze uğradığı, gelen haberler arasında. Kendi halkına bu acıları yaşatan bu insanın, böyle bir yönetimin, orada, o koltukta daha fazla oturabilmesi asla mümkün değildir. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin desteği, bazı çevre ülkelerinin desteği ile şu ana kadar zulümlerine devam edebilmiş olan Esed ve arkadaşları inanıyorum ki çok kısa süre içinde kaçınılmaz olan sonla yüzleşecektir. O günü biz de sabırsızlıkla bekliyoruz. İnşallah Suriye halkı zaferini ilan ettiğinde hem Suriye'de, hem Suriye-Türkiye ilişkilerinde farklı bir süreç başlayacak ve bu süreç eskisinden çok daha iyi olacaktır." şeklinde konuştu.
''SÜRECİ KARARLILIKLA SÜRDÜRÜYORUZ''
Hükümet olarak, 10 yıldır samimiyetle, kararlılıkla, dirençle, sabırla ve sebatla terörü sona erdirmenin, tek tek şehirleri ayağa kaldırmanın mücadelesinde olduklarını belirten Erdoğan, ''Biz anneler ağlamasın dedikçe birileri çıkıyor, anneler ağlamaya devam etsin istiyor. Biz gençler ölmesin dedikçe birileri onların eline molotof, taş veriyor ve bunlarla beraber saldırın diyor. Niye? Onların çünkü yargıdaki durumuyla kendi durumları farklı. Gençler ölmeye devam etsin istiyorlar'' diye konuştu.
''Biz yoksulluk, insanın insana zulmü sona ersin dedikçe birileri çıkıyor, benim bu bölgedeki kardeşimi yokluğa, yoksulluğa, mağduriyete mahkum etmek için elinden geleni yapıyor'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''Kararlılıkla sürdürdüğümüz Milli Birlik Ve Kardeşlik Projemiz kapsamında bir çözüm süreci devam ediyor. Bu süreci kararlılıkla sürdürüyoruz. Terör örgütünün eylemlere son vermesi, yurt dışına çekilmesi ve silahı bırakması için ne yapmak gerekiyorsa onu yapsın, biz elimizden gelen desteği verelim. İlgili tüm kurumlarımızı çalıştırıyoruz. Terör belasından kurtulmak hepimizin ortak amacıdır, ortak dileğidir. Bu yolda azimle, sabırla, kararlılıkla çaba göstermeye devam edeceğiz. Burada, Gaziantep'te iki önemli hususu ifade etmek istiyorum. Birincisi, terör örgütü silahı bırakmadığı, saldırılarına son vermediği sürece biz terörle mücadeleyi tavizsiz kararlı şekilde sürdüreceğiz. Birileri çıkıyor hükümeti, devleti operasyon yapmakla, bu süreci zedelemekle suçluyor. Hiç kusura bakmasınlar. Elinde silahla benim güvenlik güçlerime kast edenlere, arkadan gelip benim polisimi şehit edenlere karşı, biz toprağımızı, vatanımızı tek bir geri adım dahi atmadan savunuruz ve savunuyoruz.''
''ARMUT TOPLAMAK İÇİN GELMİYOR''
''Etkisiz hale getirilen teröristler Türkiye'ye kusura bakmayın ama armut toplamak için gelmiyor'' diyen Erdoğan, Mardin Derik'teki olayın bunun en açık, net ifadesi olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Şimdi şehit olan polis kardeşimin 1,5 yaşındaki yavrusu, o Musab'ı geleceğe nasıl hazırlayacağız? Onun hesabını biz milletçe vermek durumunda değil miyiz, ona sahip çıkmak durumunda değil miyiz? 'Varsın böyle gitsin' mi diyelim? Diyemeyiz. Onların hesabını sormak bizim görevimizdir.
Sağduyulu, samimi, en önemlisi de vicdanı olan bir insan, öldürmek için gelen teröristin hakkını değil, öldürme için kurulmuş terör örgütünün hakkını değil insani olanın, insanın hakkını savunur, böyle olması lazım. Öldürme eylemini savunmak ahlaki bir tavır değildir. Ahlaki tavır yaşama ve yaşatma hakkını savunmaktır. Yaşama kast edenlere karşı en küçük müsamahamız dahi olamaz. Silahlar bırakılıncaya kadar terörle mücadeleden asla vazgeçmeyiz.
İkinci husus olarak, 3 Kasım 2002'de girdiğimiz seçimden beri bunu savunuyoruz. Hiç kimse çıkıp da 'Kürtlerin temsilcisi biziz' diyemez. Bu ülkede terör örgütünün uzantısı partinin, etnik kimlik üzerinden siyaset yapan partinin aldığı oy oranı bellidir. Bizim partimizin, diğer partilerin aldığı oy oranı bellidir. Türkiye'nin 7 coğrafi bölgesinde birinci olan parti, bizim partimizdir. 75 milyon Türkiye toplumunda her iki kişiden birinin oyunu alan parti bizim partimizdir. İşte son kamuoyu araştırması, AK Parti yüzde 54 ile yine birinci parti. Bu benim yaptırdığım bir kamuouyu araştırması değil.''
''KİMSE 'ŞU ETNİK KÖKENİN TEMSİLCİSİ BİZİZ' DİYEMEZ''
Türkiye'de hiç kimsenin ''şu etnik kökenin temsilcisi bizim partimizdir, biziz'' diyemeyeceğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Size oy verenler olduğu gibi ondan çok daha fazla size oy vermeyen, sizin yöntemlerinizi tasvip etmeyen Kürt kardeşlerimiz var. Biz 75 milyonun tamamını kucaklayan bir iktidarız, böyle bir siyasi partiyiz. Bize oy versin ya da vermesin herkesin hakkını savunan bir hükümetiz. Biz vatandaşlarımız arasında asla ayrım yapmayız. Onun için yola çıkarken bir şey söyledik Afyonkarahisar'da, 2001, ne dedik? 'Tek millet' dedik, 'tek bayrak' dedik, 'tek vatan' dedik, 'tek devlet' dedik. Ve etnik milliyetçiliğe 'hayır' dedik. Yani Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Abazası, Gürcüsü, Boşnağı, Romanı hepsi bizim canımız, ciğerimiz. Biz yaradılanı yaradandan ötürü seveceğiz. Diyebilir miyiz Türkün günahı var, Kürdün günahı var? O bilemez onu. Türk olmanın kararını o vermiyor, Kürt olmanın kararını o vermiyor, Laz olmanın, Boşnak olmanın, Gürcü olmanın kararını o vermiyor. Yaradan veriyor Yaradan. Öyle doğmuş. Onun için birbirimizi çok seveceğiz, bir olacağız, beraber olacağız, iri olacağız, diri olacağız.''
''HAYIRLI BİR AMAÇ İÇİN İYİ NİYETLE GAYRETLERİMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ''
Başlattıkları çözüm sürecinin belli bir kesimi, belli bir siyasi görüşü değil, 75 milyonu muhatap aldığını, 75 milyonun tamamının acılarını dindirmeyi, kaygılarını gidermeyi hedeflediğini vurgulayan Erdoğan, ''İnşallah biz hayırlı bir amaç için iyi niyetle gayretlerimizi sürdürüyoruz. Siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin, medyanın, üniversitelerin özellikle de sizlerin destekleriyle biz bu süreci inşallah başarıyla sonuçlandıracağız. Sizden özellikle bizlere desteğinizi sürdürmenizi rica ediyorum'' diye konuştu.
Vatandaşlardan hayır dualarını eksik etmemelerini isteyen Erdoğan, ''Bize inanın, bize güvenin. Bizim bütün istikametimizi, rotamızı siz belirliyorsunuz. Bundan sonra da Allah'ın izniyle siz ne derseniz biz onu yapacağız. Niyet hayır, akıbet hayır olacak inşallah'' dedi.
BİRAND VE ATEŞ'E RAHMET DİLEDİ
Erdoğan, konuşmasının sonunda, gazeteci Mehmet Ali Birand, akademisyen Prof. Dr. Toktamış Ateş ve İHA Bölge temsilcilerinden Haluk Özden'e rahmet diledi.
Törene Başbakan Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Gaziantep ve çevre illerin AK Parti milletvekilleri, Gaziantep Valisi Erdal Ata ve TOKİ Başkanı Ahmet Haluk Karabel katıldı.
Gaziantep halk oyunlarının sergilendiği törende, tribünlerde yöresel kıyafetli genç kızlardan oluşan ekibin davul eşliğindeki sloganları ve Başbakan Erdoğan'ın konuşmaya başlamasıyla açılan büyük Türk Bayrağı dikkati çekti.