Huzur adası

Üzüm bağları, dar sokaklar, evlerden sarkan çiçekler, eski Rum evleri, bol rüzgarlı tertemiz havası ve denizi ile Bozcaada insanı büyülüyor

Kaynak Gazete
Giriş Tarihi:
Huzur adası
Adalar genelde ilk görüşte güzelliğini belli etmeyen, ama ayak bastıktan sonra hiç bitmeyecek bir aşkla bağlandığınız yerlerdir. İlk bakışta insanı saran sıcak bir havaları yoktur. Önce hep boz ve terkedilmiş bir görüntü karşılar. Bozcaada da durum farklı değil. Ama bu görünüşe aldanmayın. Çünkü bu boz görüntünün arkasında uçsuz bucaksız bağlar, pırıl pırıl deniz, küçük koylar, kekik kokulu tepeler, lezzetli şaraplar ve yemekler olduğunu unutmayın.

KALE YILLARA MEYDAN OKUYOR

Adanın girişinde bütün heybetiyle Bozcaada Kalesi duruyor. İlk olarak Fenikeliler zamanında yapıldığı tahmin edilen Bozcaada Kalesi, yıllara meydan okuyor sanki. Adada uzun süre Rumlar yaşamış. Bu dönemden kalan evler sıra sıra. Adanın yüzölçümünün üçte birini bağlar kaplıyormuş. Bağcılık ve şarapçılık Bozcaada için sadece ekonomik faaliyet olmasının ötesinde bir yaşam biçimi. Pek çok koyu denize girmeye müsait.

En meşhuru, Ayazma Plajı. Adada ne kadar kuvvetli rüzgar esse de burası dingin. Göztepe, adanın en yüksek tepesi. Size ada üzerinde olduğunuzu anlatacak tek manzara. Bozcaada'nın belki de tek sorunu, sıcak günlerde iyi gelse de, hiç eksik olmayan rüzgarı. Ama Bozcaada bunu avantaja da çevirmiş. Bu rüzgarın enerjisinden yararlanmak için elektrik üreten 17 rüzgar gülü var. Ponente Feneri'nin yanındaki rüzgar güllerinden sadece biri bile adanın enerji ihtiyacını karşılıyormuş. Burası, yanınızda getirdiğiniz bir ada şarabıyla beraber gündüze son noktayı koymak için gelenek haline gelmiş bir yer. Önünüzde Ege Denizi, yanınızda ihtişamlı rüzgar gülleri ve bir deniz feneri. Güneşin batışıyla da ayrı bir güzel...