
Berat Yılmaz: Şehit olan arkadaşlarım şoförü uyarmışlardı, 'takip ediliyoruz' diye. Şoför ise oralı olmamıştı. Biz arka tarafta oturduğumuz için fazla bir şey göremedik. Biz normalde çarşıya çıktığımızda otobüs bizi belli bir yere bırakıyordu. Başka bir yerde durması yasaktı. Sivil yolcu olmadığı için belli noktada bırakırdı bizi. Şehit olan arkadaşlarımızdan nişan yapacaklar vardı. Bir çoğunun güzel hayalleri vardı. Vatan sağ olsun. Allah ailelerine sabır versin, ben vatanıma, milletime hizmet etmeye devam edeceğim. Biz vatanın evlatlarıyız, biz var oldukça kimse bu devleti yıkamayacak. Terörün bitmesini ve artık annelerin ağlamasını istemiyorum.

Ahmet Gün: Arkadaşlara, 'Ben çarşıya çıkmayayım, zaten bir haftadır çarşıdaydım, izinliydim' dedim. Arkadaşlarım, 'Çorba içmeye gideceğiz, sen gitmezsen biz de gitmeyiz' dediler. Onları yalnız bırakmak istemedim. İlk kez Erciyes Dağı'na çıkacaktık. O gün askerin biri rica etmiş, farklı bir durakta inmek için. O arkadaş orada indi, ben de orta kapıya yakındım. Asker kaldırıma çıktı, bir adım attı, patlama oldu. Kulağımı kapattım. Çevremdekileri görünce şok oldum.
HEPİMİZ BU GÜZEL VATANIN EVLATLARIYIZ
Yılmaz, "Taburcu olduktan hemen sonra birliğimdeki görevime döneceğim. Kimse bizi korkutamaz" dedi.