Bakan Çelik'ten kritik açıklamalar

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Toplu İş İlişkileri Yasası'ndan yeşil karta kadar birden fazla konuda çok önemli açıklamalar yaptı...

Giriş Tarihi 02 Ağustos 2012, 00:00 Güncelleme 02 Ağustos 2012, 15:52
Bakan Çelik’ten kritik açıklamalar

İÇİNDEKİLER

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, TBMM'nin gündemindeki Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı'nın kısa sürede çıkarılmasının önemine işaret ederek, ''Bu yasanın artık beklemeye tahammülü yok. Endüstriyel ilişkiler kilitlenme noktasına doğru gidiyor'' dedi.

Çelik, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na sendikalardan yetki için yapılan 904 başvuruyla ilgili 2009 istatistiklerinin esas alınması konusunda bir ''ara formül'' üzerinde durulduğunu açıkladı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, düzenlediği basın toplantısında, iş kolu barajı istatistiklerinin açıklanmasıyla ilgili bir soru üzerine, mart, nisan ya da mayıs ayında Toplu İş İlişkileri Yasası'nın çıkmasına kesin gözüyle bakıldığı için 17 Ocak'ta bu istatistikleri yayınlamadıklarını anımsattı.
Sosyal taraflarla üzerinde anlaşma sağlanan ve TBMM'nin ön sıralarına alınan tasarının yasalaşamadığını anlatan Çelik, sosyal taraflarla geçen hafta tekrar bir araya geldiğini söyledi.
Yetki için yapılan 904 başvuru ile ilgili bir ara formül bulunması üzerinde durduklarını bildiren Çelik, ''Bu sendikalara, yetki süreli olarak mutabakat çerçevesinde verilebilir mi gibi bir değerlendirme yaptık. O konuda yüzde 100 bir mutabakat sağlayamadığımız için bunu yeni bir toplantıya öteledik'' dedi.

''Yasanın beklemeye tahammülü yok''

Yeniden bir değerlendirme için tekrar bir araya geleceklerini ifade eden Çelik, yasa tasarısının hazırlanışında, Meclise gelişinde kusurları olmadığını ama sosyal tarafların mutabakat sağlanan konuları kendi bünyelerinde kabul ettirmekte zorlandıkları ya da daha farklı görüşleri öne çıkardıkları için tasarının yasalaşamadığını belirtti.

Bununla ilgili net yaklaşımların artık ortaya çıkması gerektiğini vurgulayan Çelik, şunlara işaret etti:
''Çünkü bu yasanın artık beklemeye tahammülü yok. Endüstriyel ilişkiler kilitlenme noktasına doğru gidiyor. 904 yetki talebi var ama eylül ayında kamuda yetki talepleri başlayacak. Bugün yaklaşık 200 bin işçi, eylülden itibaren 500 bin işçiye çıkacak. Yani toplu sözleşme talebiyle iç içe olan 500 bin çalışanımız olacak. Dolayısıyla düzenleme önem arz ediyor. Mutabakatla geçici bir çözüm bulabilirsek, 2009 istatistiklerini yürütme konusunda bir çözüm bulabilirsek bunu bir kez daha deneyeceğiz. Bulamazsak Meclis'ten yasanın geçmesinden başka çıkış yolu yok.''

Yeşil kartlılar


Çelik, iş başı eğitim programlarının bütçesiyle ilgili bir soru üzerine, bu konuda bir tavan belirlemediklerini, yetersiz kaldığı takdirde kaynakların artırılabileceğini bildirdi.

Türkiye'nin 5'inci ve 6'ıncı bölgelerinde yeşil kartlıların istihdamıyla ilgili bir soruya karşılık ise Çelik, bugüne kadar 11 milyon 600 bin kişinin gelir testi yaptırdığını, 8 milyon 45 bin kişinin priminin devlet tarafından karşılanacağını, vizeleri devam eden yeşil kartlılar da bulunduğunu ifade ederek, yeşil kartlıları ciddi bir çalışma yürüttükleri İŞKUR ile irtibatlandırdıklarını söyledi.

Çelik, ''Önümüzdeki dönem içerisinde kendilerine birkaç kez iş sunduğumuz ve mesleki eğitim imkanı sağladığımız yeşil kartlılar, çalışmama konusunda bir direnç gösterirlerse bu imkandan mahrum olacaklardır'' dedi.

Yeni tasarının taşeronlukla ilgili getirdiği yenilikler de sorulan Çelik, alt işverenliğin kaldırılmadığını, bu konuda çalışma saatleriyle ilgili sıkıntılar bulunduğunu, yıllık izin, tazminat imkanı gibi bazı haklar getirilmesinin öngörüldüğünü söyledi.

''Hatay Dörtyol'daki olayda ismi geçen bir şahsın İŞKUR'dan meslek danışmanı olarak ücret aldığı'' iddiası da sorulan Çelik, bu kişinin toplum yararına çalışma çerçevesinde kurayla belirlenen bir görevli olduğunu, çalışma saatleri konusunda ise imza sirkülerine göre işe gidiş gelişinde bir sıkıntı olmadığının belirlendiğini söyledi.

Ulusal istihdam stratejisi

Ulusal istihdam stratejisiyle ilgili bir soruya karşılık, sosyal taraflarla yapılan görüşmelerde belirli bir noktaya gelindiğini belirten Çelik, emeğin sömürüsüne dönüşmemesi kaydıyla özel istihdam bürolarının önemli olduğunu vurguladı.

Bu konuda sürenin 10-12 ay olarak belirlenmesi halinde emeğin köleleşme ihtimali olduğunu, ancak 2 aylık bir süre öngörülmesiyle büyük bir sorunun önüne geçilebileceğini bildiren Çelik, bütün kesimlerin bu konularda aynı noktaya getirilmesinin zorluğuna işaret etti.

Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı konusunda tarafların farklı yaklaşımlarına da dikkati çeken Çelik, ''Ortak geldiğimiz bu noktada yasanın önünü kesmemek adına, gönlümüzdekilerin değil mutabakat sağladığımıza ağırlık verilmesinin sorunu çözeceği inancındayım'' dedi.

Kalorifer görevlisi için hekim iddiası

''İş Güvenliği Yasa Tasarısı'yla kalorifer görevlisi bulunan apartmanlar için bile hekim ve iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi'' iddiası da sorulan Çelik, yasaya nasıl bakıldığının önem taşıdığını söyledi.
Buna göre iş yerlerini ''Az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli'' olmak üzere 3 gruba ayırdıklarını anlatan Çelik, uzmanların tehlike sınıfına göre denetimler yapacaklarını bildirdi.

Çelik, her apartmanda bir uzman görevlendirilmesini öngörmeyen düzenlemeyle sağlıksız koşulların ve ''kaza' denemeyecek ihmallerin yaşanmamasının amaçlandığını belirtti.

Bir başka soru üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da dahil olmak üzere hükümet üyelerinin Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı'nın arkasında olduklarını vurgulayarak, bu konuda gizli bir gündemleri olmadığını belirtti.

Toplu İş İlişkileri Yasası geçmeden diğer konuları masaya taşımayacaklarını ifade ettiklerini anımsatan Çelik, Toplu İş İlişkileri Yasası geçmiş olsaydı taşeronluk, kıdem tazminatı gibi düzenlemeleri tartışabilme imkanı bulabileceklerini söyledi.

''Sendikaların sendika yasası henüz çıkmamışken kıdem tazminatını görüşelim yaklaşımını doğru bulmuyorum'' diyen bakan Çelik, konuyu bu yasadan sonra gündeme getireceklerini söyledi.
Çelik, ''İşçilerin yüzde 8'inin yararlandığı bir sistemi savunamayız. Savunulamaz, açık söylüyorum. Ben yüzde 92'inin dışarıda kaldığı bir sistem doğrudur nasıl diyebilirim Çalışma Bakanı olarak?'' şeklinde konuştu.