Eski CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilmesinin ardından uluslararası toplum nezdinde devletin itibarını sarsmaya yönelik bir algı operasyonu yönetiliyor.
İMAMOĞLU'NUN DİPLOMASI NEDEN İPTAL EDİLDİ
Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diploması, yatay geçiş sürecindeki usulsüzlükler ve belgelerde sahtecilik yapıldığının tespiti üzerine iptal edildi. Yapılan incelemelerde, KKTC'de denkliği bulunmayan bir üniversitenin 2 yıllık programına kayıtlıyken, akademik eşdeğerlik sağlanmadan İstanbul Üniversitesi'nin 4 yıllık İngilizce İşletme bölümüne geçiş yaptığı belirlendi.
Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diploması, yatay geçiş sürecindeki usulsüzlükler ve belgelerde sahtecilik yapıldığının tespiti üzerine iptal edildi. (Sosyal Medya)
İmamoğlu'nun, bu geçiş sürecinde okul ismini ve bölüm bilgilerini gerçeğe aykırı şekilde düzenlendiği tespit edildi. Üniversite yönetimi, not ortalaması şartını sağlamadığı halde başvurusunu kabul etti. Bununla birlikte kontenjanlarda artırımda bulundu.
Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diploması, yatay geçiş sürecindeki usulsüzlükler ve belgelerde sahtecilik yapıldığının tespiti üzerine iptal edildi. (Sosyal Medya)
Yönetim kontenjan artışını ilan yolu ile duyurmazken, gerekli şartları taşımayan kişilerin bölümlere yerleştirildiği tespit edildi. Tüm bu tespitler üzerine YÖK üniversiteler arası geçişin hem usul hem içerik açısından hukuka aykırı olduğuna hükmetti.
Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diploması, yatay geçiş sürecindeki usulsüzlükler ve belgelerde sahtecilik yapıldığının tespiti üzerine iptal edildi. (Sosyal Medya)
İstanbul Üniversitesi ilgili mevzuat gereği, geçerli bir yatay geçiş işlemi bulunmadığından İmamoğlu'nun öğrenciliğini geçersiz saydı ve diplomasını resmen iptal etti.
Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diploması, yatay geçiş sürecindeki usulsüzlükler ve belgelerde sahtecilik yapıldığının tespiti üzerine iptal edildi. (Sosyal Medya)
ALGI ZAMANI: "HERKESİN DİPLOMASI İPTAL EDİLEBİLİR"
İmamoğlu'nun diplomasının iptal edildiği günlerde muhalefet kanadından "O diploma iptal edilirse herkesin diplomasının iptal edilebileceği", hatta "tüm resmi belgelerin şaibeli hale geleceği" şeklinde açıklamalar meydana geldi. CHP Milletvekili Mahmut Tanal, yaptığı açıklamada vatandaşların "Ekrem İmamoğlu'nun diplomasını iptal ettiler, benim tapuyu da iptal ederler mi?" diye endişeye duyduklarını belirtti.
CHP Milletvekili Mahmut Tanal'ın açıklaması (Sosyal Medya)
İyi Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu ise "Bugün üniversite diploması, yarın tapu, her türlü resmi belge!" açıklamasında bulundu.
LGS İFTİRALARI
2025 LGS sınavının ardından sosyal medya ve bazı muhalif basın organları kamuoyuna sınavın güvenirliğini hedef alan bir algı operasyonu gerçekleştirdi.
LGS sorularının sınav esnasında çalındığını ve WhatsApp gruplarında dolaşıma sokulduğunu belirtilirken, görsellerin sınav tamamlandıktan 72 dakika sonra sosyal medyada yayıldığı ortaya çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı ise konuyla ilgili derhal soruşturma başlatırken, Yapılan incelemelerde, bazı öğretmenlerin sınav sonrası kitapçıklardan fotoğraf çekip özel etüt merkezlerine gönderdiği tespit edildi. Bu öğretmenler açığa alındı, gözaltına alındı ve ardından tutuklandı.
LGS iftiraları (Sosyal Medya)
Ve sızıntının sınav sırasında değil, sınavdan sonra gerçekleştiği ortaya çıkarken, sınav güvenliğini ihlal edilmediği tespit edildi.
Bununla birlikte Diyarbakır'da 300 öğrencinin LGS'de birinci çıktığı iddiası dolaşıma sokuldu. Ancak yapılan resmi açıklamalarda Diyarbakır'da sadece 10 birinci çıktığı ifade edildi.
LGS iftiraları (Sosyal Medya)
Bir başka yalan haber de Bursa'daki Mahmut Celalettin Ökten İmam Hatip Ortaokulu üzerinden yapıldı.
LGS iftiraları (Sosyal Medya)
Bazı yayın organları bu okuldan 36 öğrencinin tam puan aldığını iddia etti. Oysa resmî verilere göre 2025 LGS'de Bursa genelinde sadece 20 öğrenci tam puan aldı ve bu öğrenciler farklı okullarda eğitim gördü. Söz konusu okulun sosyal medya hesabında, Türkiye'nin çeşitli illerinden başarılı imam hatipli öğrencilerin isim ve fotoğraflarının paylaşılması, kasıtlı biçimde sanki bu okulun öğrencileriymiş gibi sunuldu. Bu yanlış bilgi, İyi Parti milletvekili Turhan Çömez ve bazı basın organları tarafından 15 Temmuz'da haberleştirildi. Oysa 14 Temmuz'da Bursa Valiliği tarafından, Bursa'daki LGS birincilerinin isimleri ve okulları kamuoyuna duyurulmuştu. Yani kamuoyu bilerek ve isteyerek yanlış yönlendirildi. "Soruların çalınarak bir imam hatip lisesine verildiği" şayiası yayılmaya çalışıldı.
LGS iftiraları (Sosyal Medya)
Sonrasında sınavda 719 birincinin belirli illerde ve okullarda çıktığı iddiası ortaya atıldı. Ancak istatistikler bu iddianın da gerçeği yansıtmadığını gösterdi. İstatistiklere göre İstanbul'da 163, Ankara'da 56, İzmir'de 49 birinci çıktı. Diğer iller de nüfus yoğunluğu ve başarı ortalamalarına paralel sonuçlar verdi.
LGS sonuçları (Sosyal medya)
2023 yılında tam puan yapan öğrencilerin %44'ü devlet okullarından çıktı. Bu oran 2024'te %43 olarak gözükürken, 2025'te de %43 olarak gerçekleşti. Ayrıca, 2025 yılında devlet okullarında tam puan yapan öğrencilerin bulunduğu il sayısı 61 olduğu ortaya çıktı.
SAHTE İMZA VE DİPLOMA ÇETESİ ÜZERİNDEN SPEKÜLASYONLAR
Öte yandan sahte e-imza ve diploma çetesinin devlet tarafından çökertilmesinin ardından da aynı sözde basın organları ve muhalif sosyal medya hesapları yine algı operasyonlarına vakit kaybetmeden başladılar. Bu çevreler, "400 kişinin sahte diplomalarla akademisyen yapıldığı" ve bu kişilerin doçentlik, profesörlük gibi kadrolara usulsüz biçimde atandığı yönünde yalan haberler paylaştılar. Ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla işlem yapılan 220 kişi arasında hiçbir akademisyen bulunmuyor. Aynı şekilde, Uyuşturucu ve cinayetten tutuklu Gökalp İçer'in finanse ettiği Murat Ağırel ise, Ağırel, üniversitede alınan notların manipüle edilmesini, üniversite giriş puanlarıyla karıştırarak, sanki ÖSYM sistemine müdahale edilmiş gibi lanse ederek kasıtlı bir manipülasyon yapıyor.,
Son günlerde gündeme gelen sahte e-imza ve diploma çetesi devlet tarafından çökertilirken, aynı basın organları ve muhalif sosyal medya hesapları olaylar üzerine algı çalışmalarına başladılar. "400 kişinin sahte diplomalarla akademisyen yapıldığı" ve bu kişilerin doçentlik, profesörlük gibi kadrolara usulsüz biçimde atandığı yönünde haberler paylaşıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında ise şüpheli sıfatıyla işlem yapılan 220 kişi arasında akademisyen bulunmuyor. Millî Eğitim Bakanlığı'na bağlı okullarda görev yapan herhangi bir öğretmen de şüpheliler arasında yer almıyor.
Bazı çevreler tarafından şüphelilerin ÖSYM sistemine girerek üniversite sınavı puanlarını yükselttiğini ve iddianamede bu bilginin yer aldığı yalanını söyledi. Oysa iddianamede ÖSYM ifadesi yalnızca iki yerde geçiyor. Birinde mezuniyet sorgulamak için kullanılan teknik bir koddan bahsediliyor. İkincisinde ise bir şüphelinin ÖSYM tarafından yapılan sınavla Yıldız Teknik Üniversitesi'ne yerleştiği ve daha sonra üniversitede notlarının yükseltilerek yatay geçiş başvurusu yaptığı belirtiliyor. Bu sayede algı çalışmaları otomatikman düşmüş oluyor.
SAHTE İMZA VE DİPLOMA ÇETESİ DEVLETİN RADARINDAYDI
Devlet, Sahte e-imza ve diploma çetesine yönelik son yılların en kapsamlı operasyonunu gerçekleştirdi. Operasyon aylar öncesinde başlarken, BTK'ya bağlı USOM ekiplerinin tespitleriyle başlatılan teknik incelemenin ardından Gazi Üniversitesi Öğrenci İşleri Daire Başkanı Ahmet Mavi, 13 Ağustos 2024'te savcılığa başvurdu. MEB ve çok sayıda üniversitenin sistemlerine sahte e-imzalarla girildiği belirlendi. LOG kayıtları tek tek incelendi. 34 kamu görevlisi adına sahte e-imza düzenlendiği, ehliyet sınav sonuçlarının değiştirildiği, sahte mezuniyet belgeleri oluşturulduğu tespit edildi. Ankara Başsavcılığı soruşturma açtı, Adalet Bakanlığı anlık takip etti. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı (BTK-USOM), Milli Eğitim Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı koordineli çalışarak çetenin çökertilmesini sağladı.
BTK (Sosyal medya)
Çetenin üniversitelerde geniş bir ağa sahip olduğu anlaşılınca YÖK anında reaksiyon göstererek çetenin üniversite ağını çözdü. İçişleri Bakanlığı, çeteye aylar önde operasyon düzenledi. İki ayrı dalgada toplam 37 kişi tutuklandı, 199 kişi hakkında kamu davası açıldı. Çete Milli Emlak'ta usulsüz işlemler yapmaya kalkıştı ama tek bir işlem yapamadan ortaya çıkarıldı. Devlet, yaptığı operasyonlarla çeteyi çökertirken, bu mücadeleler itibarsızlaştırma çalışmaları ile hedef alınıyor.
ÇOCUKLAR İFTİRALA ALET EDİLİYOR
Yalan ve iftiraların genellikle öznesi eğitim kurumları oluyor. Hedef insanların devlete olan güvenini çocukları üzerinden sarsmak. Türkiye'deki eğitim kurumlarının yaptığı sınavları, verdiği resmi belgeleri insanların zihninde "şaibeli" olarak gösterilmeye çalışılıyor. Bu konular, çocuklarının istikbali ile ilgili olduğu için aileler son derece hassas bir şekilde davranıp algı operasyonlarının kurbanları olabiliyor.
5. KOL FAALİYETLERİ
Türkiye'de son zamanlarda büyük bir algı operasyonu başlatıldı. Türkiye İsrail'in Gazze'deki soykırımına karşı bütün uluslararası mecralarda sesini yükseltip bir bilinç oluşturdukça Siyonizm ve İsrail bu durumdan rahatsız oldu.
Türkiye'nin son zamanlarda Suriye ile yakın işbirliğinde bulunması, Suriye'nin bağımsız bir şekilde ayağa kalkması, iktisadi ve toplumsal hayatının canlandırılması süreçlerinde aktif rol üstlenmesi, Suriye üzerinde emelleri olan Amerika, İsrail, Rusya ve İran'ı rahatsız etti. Son zamanlarda terör sorununu da çözmek için adımlar atılıyor. Bu aşamada önemli adımlar kaydedilirken, Türkiye'nin bölgesel ağırlığını artırması, küresel bir aktör haline gelmeye başlaması, etki alanını genişletmesi ve milli çıkarları doğrultusunda adımlar atması menfaatleri zedelenen güçlerin saldırganlaşmasına yol açtı.