Ayinesi iştir kişinin...

Kaynak Gazete
Giriş Tarihi:

ARKADAŞLARININ kapıya yakın bir masaya yerleştiklerini gören Melih Bey:
- Hava serin olduğu için içeride kalmak ne ise, ama ne olur ne olmaz diye kapıya yakın bir masaya geçmişsiniz belli ki... İhsan:
- Şimdi sen söyleyince fark ettim, demek ki biraz da refleks olarak böyle yaptık.
Deprem ister istemez hepimizi etkiliyor... İhsan çayları getirdikten sonra, Melih Bey'e dönen Mehmet:
- Evet, hepimize geçmiş olsun.
Cenab-ı Hakk'a şükürler olsun ki yıkıcı olmayan ve uyarıcı özelliği yüksek bir deprem yaşadık.
Çarşamba gününden beri de uzmanları izliyoruz. Bazen sakinleşsek de bazen de kafamız karışıyor. Senin kanaatin ne?..

- Silivri açıklarındaki 6,2'lik deprem, hamdolsun büyük ama yıkıcı olmayan bir depremdi.
Ancak, hep konuşulan büyük İstanbul depremi dediğimiz şeyi yaklaştırdı mı, uzaklaştırdı mı sorusu, son günlerin en ciddi sorusu. Uzmanların kimine göre bu zaten oldu bitti, kimine göre olma ihtimali büyük, bir kısmına göre ise olabilir de olmayabilir de... Selim:
- Bundan ne anlamamız gerekiyor?..
- Deprem denilince herhangi bir kesinliğin olmayacağını anlamak gerekiyor. Nasıl ki olmaz demek mümkün değilse, şu vakitte ve şu büyüklükte olur demek de mümkün değil. Esas anlamamız gereken, bir deprem ülkesinde yaşadığımız ve her daim depremlere hazır olmamız gerektiği... Mustafa:
- Depreme hazırlık konusunda ülke ve İstanbul olarak ne durumdayız?..
- Genele baktığımızda fena değil, ama çok daha iyi olmamız gerektiği de açık.
Büyük deprem dediğimiz 1999 depremi sonrası ciddi gelişmeler oldu, biliyorsunuz. Yapı mevzuatı değişti ve son yaşanan depremlere baktığımızda bu değişiklikler sonrası yapılan binaların sağlam olduğunu görüyoruz. Asrın felaketi dediğimiz Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan binaların yüzde 97'sinin 2000 öncesi yapılan binalar olması ve diğerlerinin iyi bir performans göstermesi, bunun delillerinden... Remzi:
- O depremlerde, bölgedeki 11 ilde toplam 145 bin civarındaki TOKİ konutlarında en ufak bir zarar bile olmayışı da sağlam bina yapma konusunda aldığımız mesafe ile alakalı herhalde...
- Ağzına sağlık. Depreme karşı tedbirlerin ağırlıklı bölümü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ilgili ve bakanlığımız bu konuda üzerine düşeni en iyi şekilde yapıyor. Ancak, yerel yönetimlerin de bu süreçte ellerini taşın altına koymaları gerektiği, çok açık. Bu konuda özellikle de CHP'li belediyelerin vurdumduymazlıkları, hepimizin malumu...
İhsan:


VAADİ ÇOK, YAPTIĞI YOK...
- Bunun en çarpıcı örneği de İstanbul. Ülkemizin büyük bir bölümü deprem bölgesinde olsa da, herkesin aklına ilk gelen yer İstanbul. Adaylığı sırasında, kazanırsa 5 senede 100 bin kentsel dönüşüm konutu yapacağına söz veren tutuklu başkan, 6 senede bunların onda birini bile yapamamış durumda.
Yaptık dediklerinin çoğu da AK Parti döneminde planlanmış.
Bu arada söz verdiği halde yapmadığı 15 bin sosyal konutu saymıyorum bile... Selim:
- Yolsuzluk, rüşvet, irtikap gibi suçlar sebebiyle tutuklu bulunan İmamoğlu'nun hapishaneden gönderdiği depremle ilgili mesajlara bakılırsa, 6 senedir hiçbir şey yapmadığını herkesin unuttuğunu zannediyor gibi. Ne dersiniz?.. Melih Bey:
- CHP'lilerin bir kısmının herhangi bir şey yapmadığını ve yapmayacağını da bildikleri halde, İmamoğlu'na olan bakışları, hakikaten şaşırtıcı.
Sanki büyülenmiş gibiler. 'Çok şey yaptı' diyor, 'neler yaptı?' diye sorunca da apışıp kalıyorlar.
Mutlaka bir şeyler yapmış olmalı, ama ben bilmiyorum diye düşünüyorlar belli ki. İşin garibi, kendilerini okumuş, aydın, sorgulayan insanlar olarak kabul etmeleri... Selim:
- AK Parti ve Cumhur İttifakı kitlesini de biat edenler olarak kabul ediyorlar tabii ki. Oysa yaşananlar, sorgulamadığı düşünülen o kitlenin biraz da aşırı sorgucu olduğunu ve bu sebeple pire için yorgan yaktıklarını gösteriyor... İhsan:
- Diğerleri ne ise, ama herhangi bir şey yapmadıkları ve yapmayacakları bilinen İstanbul ve Ankara belediye başkanlarının tekrar seçilmeleri, CHP kitlesinin nasıl denileni yapan bir kitle olduğunu gösterdi. Bazı sebeplerle yöneticilerine kızan Cumhur İttifakı kitlesinin de sorgulamada abartıya kaçtığını ve aslında kendi ayaklarına sıktıklarını söylemek gerek...

KENTSEL DÖNÜŞÜM GERÇEKLERİ...
- Her ne ise. Ben sizlere Çevre ve Şehircilik Bakanımızın son açıklamalarından bazı notlar aktarayım. Bakan Murat Kurum, 7,5 milyon yapının bulunduğu İstanbul'da 1,5 milyon yapının risk altında ve 600 bin bağımsız bölümün de her an çökme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylüyor. 39 ilçede 365 farklı alanda sürdürülen kentsel dönüşüm faaliyetleri sürdürülüyormuş ve 2012 yılından beri 923 bin konutun dönüşümünün tamamlandığı İstanbul'da yaklaşık 208 bin 915 bağımsız bölümün dönüşüm süreci devam ediyormuş...
Mehmet:
- Hadi İBB'yi sormayalım, ama ilçe belediyeleri ne yapıyor acaba? Özellikle de AK Partili olanlar...
- İyi soru.
Cumhurbaşkanımızın 2012'de ilan ettiği kentsel dönüşüm seferberliği kapsamında İstanbul Esenler Belediyesi'nin 60 bin konutun dönüşümünü tamamladığı, biliniyor. Bu rakam sanırım kısa bir süre sonra 75 bin olacak. Bağcılar'da da 50 bin konut dönüştürülmüş ve çalışmalar da sürüyor.
Zeytinburnu Belediyesi de yaklaşık 35 bin civarında konutu dönüştürmüş. Bütün AK Partili ilçe belediyelerinin de bu yönde ciddi çalışmaları var, benim bildiklerin şimdilik bu... İhsan:
- Bunlar ilçe belediyeleri ve sen 30, 40, 50 ve 60 bin konuttan bahsediyorsun. Bu belediyelerden belki de 100 misli fazla bütçeye sahip olan İBB'nin hiçbir şey yapmaması ne kadar tuhaf...
- Yapmaması bir yana.
İmamoğlu ve beraberindekiler, AK Partili belediyelerin kentsel dönüşüm çalışmalarını engellemek için mahkeme mahkeme dolaşmışlar... Mehmet:
- Nasıl yani? Yapmadıkları gibi yaptırmamaya da mı çalışmışlar?..
- Aynen öyle. Sudan gerekçelerle mahkeme kapılarını aşındırırlarken de en fazla 'kentsel dönüşüm değil rantsal dönüşüm' bahanesini kullanmışlar. Ancak rakamlara bakılırsa asıl rantsal dönüşüm meraklılarının kendileri olduğu anlaşılıyor. Geçtiğimiz günlerde Sözcü gazetesi, güya iktidarı rantla suçlarken, kendilerinin ne mal olduğunu ortaya koyan bir mukayese yaptı. TOKİ, 888 konut yapımını 2 milyar 69 milyon TL'ye, 840 konut ve 27 dükkanı 1 milyar 923 milyon TL'ye, 789 konutu da 1 milyar 499 milyon TL'ye ihale ederken;
İBB'nin KİPTAŞ'ı, Sarıyer'deki toplam değeri 1, 5 milyarlık üç villayı İmamoğlu'na 15 milyona satan Nuhoğlu'nun şirketine 445 konut, 12 iş yeri ve 1 kreşin yapımını 2 milyar 100 milyon liraya ihale etmiş... Mehmet:
- Bu hesapla TOKİ'nin ihalelerinde ortalama 2 milyonun altında olan birim konut maliyeti, İBB'nin ihalelerinde 4 milyonu bile geçiyor. Gazete hem bunları böyle yazıp hem de iktidarı rantla mı suçlamış?..
- Şaşırtıcı ama öyle. Adamlar o kadar pervasız ki, hitap ettikleri kitlenin açık yalanlarına bile kanacağına inanıyorlar... Saatine bakan Melih Bey:
- İşin özeti şu. 'Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz' sözünü hiç unutmamak ve bunu çevremizdekilere de anlatmak mecburiyetindeyiz. Bir tür göz bağcılığı ile insanımızın büyük bir kısmını yalanlarla yönlendirmeye çalışan ve bunda maalesef başarılı olan birileri var.
Bunlar karşısında bazen çaresiz kalabildiğimiz de bir vakıa. Bu sebeple neler olup bittiğini iyi takip etmek ve ihtirasları için bulabildikleri her şeyi kullanan muhterislere karşı çevremizi uyarmak gerekiyor... Mehmet:
- Görevde bulunduğu 6 yıl boyunca deprem hazırlığı konusunda parmaklarını bile kımıldatmayan İmamoğlu, yolsuzluk sebebiyle bulunduğu hapishaneden gönderdiği yalan dolan mesajlarla insanları kandırmaya devam etmeye çabalıyor. Şimdiye kadar hiçbir şey yapmayan birisinin bu dolmalarını yutmaya hazır olanları uyarmak da bize düşüyor... İhsan:
- Katılıyorum. Anlaşılan Melih Bey ayrılacak. Cenab-ı Hakk yardımcımız olsun...
- Amin...