Takım eskiden bir aile gibiydi. Herkes birbirinin derdiyle ilgilenirdi. Ümraniye'de barbekü partileri yapar arkadaşlığımızı pekiştirirdik. Şimdi herkes yabancı. Kimse birbirini çekemez hale geldi.
KİMSE YERİNDE OYNAMIYOR!
Schuster, geldiği günden beri taşlarla süerekli oynuyor. Ne kimse yerinde oynuyor ne de süreklilik var. İstikrarı yakalayamıyoruz. Saha içinde kimse birbirinin ne yapacağını kestiremiyor.
TAKIMDA GÜVEN EKSİKLİĞİ VAR
Takımda kimsenin kendine güveni kalmadı. Sahada ne yapacağımızı bilemez haldeyiz.
Her maça stresle çıkıyoruz. Bu da performansımızı ister istemez etkiliyor. "Kötü oynarsak kulübeye çekilir miyiz" diye düşünmek bütün oyunumuzu olumsuz etkiliyor. Schuster, futbolcularla ilgilenmiyor.
Hareketlerinde hep alaycı bir tarz var. Tayfur hocayı bile pasifize ederek küstürdü. Sanki bu takım bir tek ondan biratmiş gibi davranıyor.
OYUNCULARIN HEVESİ BİTTİ
Schuster'in bu tavırları ister istemez oyuncu arkadaşlarımızı da olumsuz etkiliyor. Kimsenin hevesi kalmadı. "Önümüzdeki hafta kimle oynuyoruz" diye sorsanız takımın yüzde 70'i cevap veremez halde.
VARSA YOKSA Q7, GUTİ, ERNST
Schuster, takımda inanılmaz bir ayrımcılık yapıyor. Herkese kötü davranırken Quaresma, Guti ve Ernst'e kral muamalesi yapıyor. Bu durum, ister istemez takımaki isimlerin moral motivasyon olarak geride kalmasına neden oluyor. Kendini ikinci planda gören oyuncular da sahada verimli olamıyor.
HADDİNİ AŞAN AÇIKLAMALAR
Beşiktaş yönetimi, teknik direktör Schuster konusunda ikiye bölünürken, Alman teknik adama bir eleştiri de Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak'tan geldi. Toprak, Alman teknik adamın, "Türkiye'de 1960 model futbol oynanıyor" açıklaması için "Hocamız, ne yazık ki maksadını aşan bir açıklama yaptı" diye konuştu.
