Yozgat'ta yaşayan
Murat ve
Solmaz Üstüntaş, karın ağrısı şikâyeti üzerine 5 yaşındaki ikiz bebeklerinden
Meryem'i, 10 Şubat'ta Bozok Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne götürdü. Serum takılmasının ardından Meryem'in kolu morarmaya başladı. Kontrolde, serum enjektör iğnesinin toplardamar yerine cilt altına geçirildiği, serumdaki ilacın da cilt altı dokuya sızdığı anlaşıldı. Ankara İbni Sina Hastanesi'ne kaldırılan Meryem'in sağ kolunun dirsekten aşağısı kangren nedeniyle kesildi. Savcılığın rapor istediği İstanbul Adli Tıp Kurumu 16 Ekim'de
"Gösterilen tüm özene rağmen organ kaybının yaşandığı, ilgili personele atfedilen kabil kusur tespit edilemediği" yönünde rapor hazırladı. Yozgat Cumhuriyet Savcısı Nazik Yüksel Ceren, 15 Kasım'da
"Şüpheliler hakkında kamu davası açılması için yeterli delil olmadığından kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına" karar verdi. Üst mahkemeye yaptıkları itirazın sonucunu bekleyen aile ise sorumluların bulunmasını istedi. Anne Solmaz Üstüntaş
"Kimsenin suçu yoksa kızımın kolu niye kesildi? Kızım kesilen kolunun bile farkında değil.
'Anne benim kolum tekrar çıkacak değil mi' diye soruyor. Bu kararları verenler gelip kızıma bunun cevabını versinler
" dedi.
'MERYEM SİZİN KIZINIZ OLSAYDI'
Maddi durumları yetersiz olan ailesinin avukatlığını gönüllü üstlenen
Emel Özbek,
"Meryem'in kolunun kesilmesi normal bir olaymış gibi görülüyor. Bu kararı verenlere sadece şunu söylüyorum: Meryem sizin kızınız olsaydı ne düşünürdünüz" diye konuştu.
TEPKİLER BÜYÜDÜ
Karın ağrısı şikayetiyle kaldırıldığı hastanede yanlış tedavi sonucu kolunu kaybeden Meryem'in söz konusu haberi dün gündeme bomba gibi düştü. Akıllara durgunluk veren, yürekleri sızlatan, vicdanları yaralayan olayda Adli Tıp Kurumu'nun, "Gösterilen tüm özene rağmen organ kaybının yaşandığı, ilgili personele atfedilen kabil kusur tespit edilmemiştir" yönündeki raporu eleştirilere konu oldu. Savcı Nazik Yüksel Ceren'in "Kamu davası açılmayacak" kararını vermesi tepkilere yol açtı. Yüz binlerce kişi sosyal medyadan gerek hastane ve personelini, gerek Adli Tıp Kurumu'nu gerekse de savcılık kararına isyan etti. İşte o tepkiler:

Yanlış tedavi yapıldığı kesinleşmiş, daha suçlu aramaya gerek var mı?

Acaba hangi hukuk küçük bir kızın kolunu kaybettirenleri affeder?

Vicdanınız sizi hala uyutabiliyor mu? Eve gidince çocuklarınızın yüzüne bakabiliyor musunuz?

Bu yaptıklarınız bir gün size de döner gelir. O serum takmayı bilmeyen de nasıl kendini hala motive ediyor anlamıyorum.