Yaşayan en büyük 10 yönetmenden biri

Giriş Tarihi 24 Eylül 2011, 00:00 Güncelleme 24 Eylül 2011, 20:21
Yaşayan en büyük 10 yönetmenden biri

İÇİNDEKİLER

Nuri Bilge Ceylan'ın Cannes'da Jüri Büyük Ödülü'nü alan filmi 'Bir Zamanlar Anadolu'da', Adana Altın Koza Film Festivali'nde Türkiye galasını yaptı.

Herkesin 'Ceylan'ın en konuşkan filmi' dediği yapımda 'Komiser Naci'yi oynayan Yılmaz Erdoğan'la buluştuk gala sonrası. "Ağız tadı bu kadar iyi olan bir yönetmenle film yapmak insanı geliştiriyor" diyen Erdoğan; Ceylan ile çalışmalarını anlattı

Bugüne kadar kendi filmlerinde oynamayı tercih etmiş bir oyuncu, kendi sinemasını yaratmış bir yönetmen olarak; bu filmin sürprizi sendin biraz da... Katılıyor musun?

Bütün ekip aslında sürpriz... Tabii onların içinde en popüler dünyadan gelenlerdenim. O anlamda, söylediğin doğru; 'Acaba ikisi nasıl bir iş çıkarmış' merakı, filmin en ilgi gören yönü! Ama Nuri'nin 'Üç Maymun'dan beri profesyonel oyuncularla çalışmasını tamamlayan bir film bu aslında.

Bunu hiç konuştunuz mu Nuri Bilge Ceylan'la? Tam da bu merak oluşsun diye mi seni istedi; yoksa "Senin rolündü bu" diye mi geldi?

Tabii ki konuştuk; Nuri ilk kez bu kadar diyalog olan bir filme imza attı. Diyalog çok olunca ciddi oyuncular istemiş; 'Komiser Naci' rolünü yazarken de aklına ben gelmişim. Yoksa bu popüler işlerle olumlu ya da olumsuz anlamda ilgilenmiyor.

İlk kez başka bir yönetmenin filminde oynuyorsun değil mi?

Evet, ilk kez bu filmde oynadım; ardından da Bahman Ghobadi'nin filminde.

Bilinçli bir tercih miydi bu, yoksa hayat sürprizlerle dolu mu diyorsun?

Biz Nuri'yle 2006'da Cannes'da tanışmıştık, sonra Antalya'da jürilik yaptık; çok iyi anlaşan iki arkadaş olduk. Yani Nuri daha önce isteseydi, daha önce de gider oynardım. Hep söylerim; seninle yaptığımız röportajlarda da hep aynı şeyi söyledim: Aklıma yatan bir iş olursa neden oynamayayım? Çünkü oynamak benim için tatil gibi biraz da. Yönetmenlik çok yorucu bir süreç.

Türkiye'deki en baba oyuncuların bile hayalinde/hedefinde 'Nuri Bilge Ceylan' filminde oynamak var. 'Nuri Bilge Ceylan'ın filmlerinde oynamanın dayanılmaz ağırlığı! Nedendir bu?

Çünkü Nuri Bilge Ceylan geçen yıl Amerika'da, 'yaşayan en büyük 10 yönetmen' arasındaydı. Dolayısıyla bu durum boş bir hayranlık değil, altı dolu.

Bugüne kadar hep popüler işler, gişe filmleri yapmış birisin, Ceylan ise senin tersin. Niye bu kadar farklı biriyle çalışmak istedin? Bu zıtlık, bir çatışma yaratmadı mı?

Bir kere ben birçok iş yaptığım için, bugüne kadar en çok da oyunculuğum gürültüye gitti! Oyunculuğumu çok önemsemeden, mecburi bir iş gibi yaptım. Çünkü yazarlık, yönetmenlik çok zamanımı aldı.

Genellikle filmlerimde, 'Neşeli Hayat' hariç, yoğun roller de almadım. Dolayısıyla burada oyunculuğumu göstermekten hoşlandım doğrusu.

'Başka yönetmenler başka yönlerimi keşfedebilir' duygusunun payı mı?

Tabii, çünkü oyuncu tek başına bir şey üreten biri değil, yönetilen biri. Ağız tadı bu kadar iyi olan bir yönetmenle çalışmak seni çok geliştiriyor. Yani iyi bir orkestra şefiyle keman çalınca, daha iyi keman çalıyorsun!

Ceylan'ın tarzı malum; uzun uzun bakabilir miyim diye düşünmedin mi?

Öyle sahnelerim yoktu ama olsaydı bakardım! Nitekim Bahman Ghobadi'nin filmi buna göre daha az konuştuğum bir film; bir de Farsça konuşuyorum orada. Şu var; biz aslında göründüğü kadar farklı değiliz. Gerçeğin peşindeyiz; o biraz daha karamsar, hayatın daha eğlenceli olmayan yönleriyle ilgili. Temel davranış kalıbımız aynı ama anlatış biçimimiz farklı.

Ceylan insanı anlatıyor, sen?

Özeti şu aslında: Nuri'nin filmleri Nuri'ye benziyor, benim filmlerim de bana benziyor. Bu film ise ikimize de biraz benziyor!

ŞİRİN SEVER