"Yeni Türkiye bizim kızıl elmamızdır"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan atv a haber ortak canlı yayınında gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu...

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
"Yeni Türkiye bizim kızıl elmamızdır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan atv a haber ortak canlı yayında A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:

DİYARBAKIR'DAKİ PATLAMA

> Bugünkü olayın tam seçimin iki gün öncesinde olması, tabii seçime ciddi manada bana göre bir gölge düşürdü. Seçimi, öyle ya da böyle yapacağız. Bunun herhangi bir şeyi yok. Tabii bütün güvenlik tedbirleri daha da artırılmak suretiyle bu seçimi en iyi şartlarda inşallah gerçekleştirmenin gayreti içerisindeyiz

> Çözüm sürecine gölge düşürmek isteyen bazı gruplar var. Bu olay nedir ne değildir saldırı mıdır çok daha farklı bir eylem midir ?



HENÜZ DEMİRTAŞ'A ULAŞAMADIK

> Yaklaşık bir saate yakındır HDP Eş Başkanını arkadaşlarıma arattırıyorum. Kendilerine ulaşamadıkları için henüz bir geçmiş olsun temennimizi iletemedik. Ama böylece gerek şu yayın vasıtasıyla bunu iletmiş olalım, aynı zamanda zaten Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosundan da bu konuyla ilgili açıklamamızı yaptık

> Ankara'dan gelecek uzman ekip bunu ortaya çıkartacaktır. Yaralılara Allah'tan şifalar diliyorum

HDP'NİN BARAJI AŞMASI

> Bir Cumhurbaşkanı olarak bunu değerlendirmek durumunda değilim. Benim sadece bildiğim tayin etkisidir. Herkesin milli iradeye saygı duyması gerekir. MHP öncesinde baraj altı kalmıştı. Bunları demokrasilerde hazmetmemiz gerekir. Aşması durumunda aşmaması durumunda hiç bir şey olmaz çok şey olur. Olması gereken milli iradeye saygıdır. Eğer baraj noktasında bazı şeyler konuşuluyorsa biz bunları çok tartıştık. Biz bu noktada 3 öneri getirmiştim.

> Dünya bunu test eden uygulamalar var. İtalya'da yüzde 40'ı aşan partilere hükümet kurma hakkı veriliyor. İtalya'da yüzde 40'la yüzde 60 sandalye alacaksın tabi bu bizde yok. Bunları biz hazmedebildiğimiz zaman bu ülkede huzur vardır refah vardır



ÇÖZÜM SÜRECİ HDP İLE BAŞLAMADI


> Şu anda çözüm süreci devam ediyor. Bu süreçte sadece AK Parti ya da başka partiler yok yanında STK'larda var. Medya da bunun içinde olması lazım. Akademisyenlerinde içinde olması lazım. Ne siyasi Türkçülük yapacağız ne siyasi Türkçülük yapacağız. Çözüm süreci HDP ile başlamadı.

BU ÜLKENİN GENÇLERİ DAĞA KAÇMASIN İSTİYORUZ

> Milletçe sorumluluk gerektiren bir süreç. Onlar silahı bırakırlar ya da bırakmazlar bu onların sorunu. Bu ülkenin gençleri dağlara kaçmasın istiyoruz

> Ben meydanlarda yeni anayasadan bahsettim ama diğer partiler bu konuyu dile getirmiyor. Çünkü bunların yeni Türkiye gibi bir derdi yok. Bunlar bir eski Türkiye koalisyonu kurmuşlar. Fakat benim milletim bunu değerlendirecektir.



BAŞKANLIK SİSTEMİ

> Eğer 400 milletvekili olmazsa yeni anayasa ve başkanlık sistemi tamamen kesip atılmaz. Bakarsınız hiç umulmadık anda iki parti bir araya gelebilir. Beraberce bu işi yapabiliriz derler ve yine olur. Artık 40-50 yıl öncesinin yasalarıyla gidemeyiz. 26 havalimanından 55 havalimanına ulaştık. Bu neyi getiriyor halkın refah seviyesinin nerelere çıktığını gösteriyor. Şu anda IMF'ye olan borcumuzu kapatmış durumdayız

TÜRKİYE 12 YIL İÇİNDE DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİ

"Bir şey var ki yeni Türkiye artık milletimizin 'kızıl elması'dır. Bunu satın almıştır, ciddi manada satın almıştır. Çünkü artık biz, 30, 40, 50 yıl öncesinin Türkiye'si değil, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkacak bir Türkiye'yi inşa ediyoruz. Bunu attığımız adımlarda görmemiz lazım. Şu 12 yılda Türkiye'nin nereden nereye geldiğini artık görmemiz lazım. Bir örnek vereyim herhalde o yeter; Şu anda sadece THY'nin dünyada en çok destinasyona uçan bir firma olduğunu söylemek bile Türkiye'nin nereye geldiğini göstermesi bakımından çok önemli, bir numara. Ekonomide dünyada 17'nci sıradayız ve biz G-20 ülkeleri arasına geldik. Geçelim onu, 3 kat, 5 kat, 10 kat büyüdüğümüz ekonomide bizim alanlar var. 26 havalimanından şu anda 55 havalimanına çıktık. Bu neyi getiriyor, Türkiye'de halkımızın refah düzeyinin nerelere çıktığını gösteriyor. Bir tarafta IMF'e 23,5 milyar dolar borcu olan Türkiye'den, şu anda o borcunu tamamen sıfırlamış IMF'e borç verir duruma gelmiş bir Türkiye var. Biz bunu o zaman MHP'den aldık. DSP'den, ANAP'tan aldık. Şu anda IMF borcu sıfırlandı, Merkez Bankası biliyorsunuz milli bankamız, 27,5 milyar döviz rezervi vardı ama şu anda 122 milyar dolar."

"BEN SİZİN DÖNEMİNİZDE 1'E 5 KATLADIM"

Yanında o döneme ait bazı gazete manşetleri bulunduğunu aktaran ve bunları gösteren Recep Tayyip Erdoğan, "IMF'den taviz yok", "Tanrım sen aklımıza mukayet ol", "Bir millet eriyor" gibi gazete başlıklarını okudu.

1999'daki bir gazete başlığında ise "Türk, öğün, çalış, faiz öde" başlığı bulunduğunu aktaran Erdoğan, "Türkiye'nin artık böyle bir sorunu yok" ifadelerini kullandı.

"Herşey satılık", "Adım adım faiz batağı", "Skandal bir itiraf; IMF'in deprem paralarıyla işçi ve memur maaşlarını ödedik" gibi başlıkları da okuyan Erdoğan, "Hatırlıyorsunuz değil mi o günleri? Şimdi buralardan geldiğimiz yerden bir tanesi de şu; Çok enteresan yine 'Türkiye IMF'den rezervim bitiyor kredisi isteyecek'. Fakat o zaman bu başlıkları atan medya, bakın şimdi Türkiye'yi o hale getirenlerle beraber afedersin dans ediyor, hareket ediyor. Biraz gerçekçi olacağız. Şurada Türkiye eğer bugün bir noktaya gelmişte bana aynen patronunun söylediği ifade, 'Ben sizin döneminizde 1'e 5 katladım'. Kendisi söylüyor" şeklinde konuştu.

Böyle bir dönemde Türkiye'nin bir devrim gerçekleştirdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, buna Batılı ülkelerin ise "sessiz devrim" nitelemesi yaptığını aktardı.


Erdoğan koalisyon dönemindeki gazete manşetlerini gösterdi...


ATACAĞIMIZ ADIMLAR BUNLARI RAHATSIZ EDER

> Beni tarafsızlık bozuyor diye suçlayanlar Tayyip Erdoğan'dan mutlu olmuyor. Atacağımız adımlar bunları rahatsız eder. Hiç bir zaman temsilde israf olmaz. Burada kapalı alanda da törenimiz yapabilecek durumdayız. Bunların derdi biz Cumhurbaşkanını nasıl hırpalarız. İstedikleri kadar uğraşsınlar her şey yasaldır. Burası Türk milletinin sarayıdır.

KARAFATMALAR DOLAŞIYORDU

> Ben göreve geldiğimde Başbakanlık'ın lavabosunda 'Kara Fatmalar' dolaşıyordu. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanlığı'na böyle bir yer yaraşıyor mu? Bir misafir gelse onu oraya mı sokarsınız?. Oraya girdiği zaman onları görse bunları reklam etse ne olur?
Ben faniyim öleceğim. Yarın ben yokum. Kaçak saray diyerek bir yere varamazsın. Biz bu ülkede herkesimi orada ağırlıyoruz. Bunların derdi acaba biz Cumhurbaşkanı'nı nasıl hırpalarız. Çünkü geçmişte de diğer Cumhurbaşkanalarına aynı oyunu oynadılar. İstedikleri kadar uğraşsınlar her şey her şekilde yasaldır. Ve burası Türk milletinin sarayıdır.



BAŞBAKAN'IN PERFORMANSI ÇOK ÇOK İYİ

> Sayın Başbakan'ın performansını çok çok iyi buldum. Sadece meydanlarda değil meydanların dışında bir çok programla bu işi götürdü. Hele hele 81 ili dolaşması, bunlar hakikaten çok gayretli ve başarılı bir netice ortaya koyduğunu gösteriyor.

HÜKÜMET O DEPREMLERİN ALTINDA KALDI

> Hükümet o depremlerin altında kaldı. Deprem için toplanan paraları bile memurlara vermek zorunda kaldılar. Simav depremine anında müdahale ettik. Van'ın da gecesinde oradaydık. O kadar çok iş makinaları vardı ki.. 2 yılda yeni bir Van inşa ettik. Su sorunu vardı. onu biz aştık. Van her geçen gün daha iyiye gidiyor. Havalimanıyla yatırımlarla daha iyiye gidiyor.

MİT TIR'LARI

> Paralel ile mücadele matematik bir olay değil. bizim bir hedefimiz var adalet yerini bulacak. MİT TIR'larını arayamazsın. Bu TIR'lar nereye gidiyor. Bayırbucak Türkmenlerine gidiyordu. Ben soydaşıma dindaşıma yardım götürmeyeceği de kime götüreceğim.

MİT TIR'LARININ DURDURULMASI
"Bir gazetede tırların içeriğine yönelik fotoğraflar yayımlandı. Bunu 'vatana ihanet' olarak değerlendirdiniz, kimileri de 'gazetecilik' dedi. Ne dersiniz?" sorusuna Erdoğan, "Burada Türkiye'yi karalama var. Bunların bütün dertleri, 'Türkiye'yi biz nasıl uluslararası mahkemelere götürebiliriz?' Bu kişiyi tanıyorsunuz. O kişiyi benim konuşmama gerek yok. Bundan sonrası yargıda" diye yanıt verdi.

Kendisinin de dava açtığını anımsatan Erdoğan, suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Erdoğan, "Çünkü, ilk kirli algı operasyonunu bunlar, paralel yapıyla beraber yürütüyorlar. Yapılan iş belli. Çünkü, paralel yapı, aynı şeyleri daha önce yayımladı. Bu, şimdi aynı şeyleri karıştırıyor. 'Oralardan bir şey çıkar mı çıkmaz mı?' Yaptığı iş bu" diye konuştu.

"DÜNYADAN CASUSLUK DAVALARI"
Erdoğan, bir konunun üzerinde durmak istediğini ifade ederek, "Casusluk davaları olmuştur. Bunlardan bir tanesi meşhur Wikileaks. Bu olayda, ABD ordusu mensubu olan Bradley Manning, devlet sırlarını içeren binlerce gizli belgeyi sızdırdı. Casusluk ve düşmana yardım suçlamasıyla yargılanan Manning 2013 yılında 35 yıl hapis cezası aldı" dedi.

Erdoğan, Bradley Manning'in bilgileri verdiği kişinin de 2012 yılından bu yana Ekvador'un Londra Büyükelçiliği'nde sığınmacı olarak yaşadığını belirterek, şöyle devam etti:

"İkinci olarak da Snowden. O da 2013 yılında ABD milli güvenliğine dair belgeleri sızdırdığı için ABD tarafından casusluk ve gizli belge hırsızlığı ile suçlandı. ABD'li bazı basın yayın kuruluşları, ulusal güvenlikle ilgili gizli belgelerin ifşasına araç olmamak için bu belgeleri yayımlamadı. Snowden, şu an kaçak olarak Rusya'da yaşıyor.

Üçüncüsü, News of the World. 168 yıl boyunca basılan ve dünyanın en eski gazetelerinden olan bu gazete, kraliyet mensuplarının da dahil olduğu yaklaşık 7 bin kişinin telefonlarını illegal bir şekilde dinlettiği için 2011 yılında kapatıldı. Gazete patronu, dönemin İngiltere Başbakanına ve İşçi Partisi milletvekillerine soruşturma açılmaması için baskıda bulundu. Olaya karışanlar, mahkemede yargılandı.

Bu kadar açık, net deliller var ortada, daha fazlası da var. Bunlar oluyor. Bizde böyle bir şey olduğunda, hemen bunlar kıyamet koparıyor. Bunlar da yargılanacak. Çünkü, bu ülkede, ajanlık yapan, casusluk yapan, ülkemizin aleyhine bu tür algı operasyonlarını düzenleyenler; dünyanın neresinde yaparsanız yapın, bu bir suçtur. Türkiye'de de yapıldığına göre, bu bir suçtur. Bunun kararını yargı verecektir. Ama, biz, şu anda suç duyurusunda bulunmuş vaziyetteyiz, takipçisiyiz ve takip edeceğiz."




BİZİM SORUNUMUZ MISIR HALKI İLE DEĞİL

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Benim beklentim yüzde 52 oyla seçilmiş bir cumhurbaşkanına bu atılan iftiraların onun için böyle bir idam yolunu açmasını kabullenmek mümkün değil. Çünkü biz Mursi'yi öyle veya böyle iyi tanıyoruz. Şimdi mesele Mursi'nin böyle bir kararla şu andaki süreçte tutulması Mısır'ın bana göre iç huzurunu bozmaya yönelik bir adımdır ve alınan karar Mısır'ın iç huzurunu tehdittir. Bizim Mısır halkıyla Türk halkı olarak hiçbir sorunumuz yoktur" diye konuştu.

Mısır'la mevcut sorunun yönetimle ilgili olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çünkü biz darbeci yönetimlere karşıyız. Bir darbeyle gelmiştir, demokratik yollarla seçilmiş bir insanı, üstelik de kabinesinde Milli Savunma Bakanı olduğu halde bu yolla devirmiştir. Bunu hazmetmek demokrasiye inanmış olan insanlar için yenilir yutulur bir iş değildir" diye konuştu.

Davaya ilişkin Müftülüğün vereceği bir karar olduğunu anımsatan Erdoğan, "Müftülüğün vereceği karar tavsiye kararıdır. Buradaki nihai karar başkanın kendisindedir" dedi.

"ALMANYA DA BU SINAVDA SINIFTA KALDI"

Verilen kararın yanlış olduğuna ilişkin dünyanın "soyut da olsa bir şey" söylediğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Fakat en büyük yanlış Almanya'da. Bakın şu anda Almanya'da Merkel'le görüşmesi olmuş, Gauck ile görüşmesi vesaire. Resmi kabul görmüş ama Meclis Başkanı kabul etmemiş, diğer siyasi partiler aynı şekilde hepsi olumsuz bir yaklaşım ortaya koymuşlar. Fakat enteresan 'Siemens 8 milyar avroluk veya dolarlık veya 9 milyar avroluk iş bağlamış', bu bir defa Batı'nın sınıfta kaldığı gibi Almanya'da bu sınavda maalesef çok olumsuz bir neticeyle o da sınıfta kalmıştır. Demek ki bunlar demokrasiyi böyle tanımlıyorlar, böyle anlıyorlar. Böyle bir yaklaşım, böyle bir anlayış olamaz. Dolayısıyla bizim de bu yaklaşımlar karşısında hakikaten şaşırıyoruz. Samimi, dürüst olmak lazım. Böyle ufak tefek, 'Siemens şu kadar iş yapacak, şu kadar mal satacak, silah satacak' falan bundan dolayı bir darbeciyi siz ağırlama durumunda kalacaksanız kusura bakmayın saygınızı yitirirsiniz dünyada o kadar."

Erdoğan, konuşması sırasında Suriye Türkmenlerinin eğit-donata dahil edildiğini ve bunun da bir yardım olduğunu söylediği hatırlatılarak, "Bu muhalifler oraya gönderildiklerinde etkin bir hava koruması sağlanabilecek mi, sağlanabilecekse kim sağlayacak" sorusu üzerine ise bunların hepsinin stratejik ve taktik konular olduğunu belirtti.

Bu konuların konuşulup görüşüldüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ona göre de bütün tedbirler ve tedbirlerin dışında da yapılması gerekenler, onlar zaten araziyi bizimkilerden çok daha iyi biliyorlar ama onların eksiği olanı da eğit-donat gidermiş oluyor. Bu halledilince tabi onlar atacakları adımları da gayet iyi bir şekilde biliyorlar" değerlendirmesinde bulundu.

"Önümüzdeki süreçte iki tane önemli gelişme var" ifadesini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:

"Bir Yemen, bir Suriye. Bölgede koalisyon güçleri var. Koalisyon güçlerinde etkin olan veya olması beklenen ülkeler var. İşte bu Amerika'dır, Suudi Arabistan'dır, Katar, Türkiye. Buralar etkin olması lazım, kısmen Ürdün ki buna NATO ülkelerinin bir yere kadar katılması vesaire, ama bu saydığım beş ülke önem arz ediyor. Önümüzdeki dönemde seçim sonrası falan bu konuda atılacak adımlar önem arz ediyor. Burada Türkiye'nin de çok daha aktif olması gerekiyor çünkü DAEŞ şu anda bir terör örgütü olarak Suriye'de sürekli alan kazanıyor, Irak'a bakıyorsunuz orada da alan kazanıyor. Bunları tabi görmezden gelemezsiniz. Yarın bu çok farklı bir gelişmeye neden olabilir. Onun için her türlü tedbiri almak durumundayız."

Erdoğan, gelecek dönemde Ortadoğu gelişmelerinin de gündeme alınacağı bir Washington seyahati olup olmayacağına yönelik bir soru üzerine, "Şimdi tabi önümüzde bu Washington'da mı olabilir, yoksa çok daha farklı bir yerde mi olabilir, olabilecek böyle bir toplantıda tabii ki bizler de o gündemin içinde, şu ana kadar alt kademede elemanlarımızla varız ama üst düzeyde olacaksa tabii ki böyle bir toplantıda biz de yerimizi alırız" yorumunu yaptı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun seçimden sonra iktidarını koruması halinde bakanlıkların yapısı konusunda bir değişikliğe gidilebileceğini söylediği belirtilerek, konuya ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Erdoğan, iktidara geldikleri dönemde bakanlık sayısının çok fazla olduğunu ve kendilerinin bu sayıyı 25'e indirdiklerini hatırlattı. Erdoğan, "Şu anda yeniden hükümet böyle bir düzenlemeye gitmesi gitmemesi kendi takdirlerindedir. Sayın Başbakan nasıl bir takdir kullanır bilemiyorum. Ama bizim de düşüncelerimizi arzu ederlerse biz de düşüncelerimizi kendilerine söyleriz" dedi.

Amerika'nın 14 bakanla yönetildiğini dile getiren Erdoğan, bu bakanların özellikle bakan yardımcıları konusunda çok güçlü takviyesi olduğunu bildirdi.

Erdoğan, hocası Ord. Prof. Dr. Reşat Kaynar'ın, "Türkiye'nin sıkıntısı sevki idareci olmayışıdır" ifadesini kullandığını söyleyerek, organizatörlerin sadece organize ettiklerini ancak sevki idarenin ise hem sevk ettiğini hem de idare ettiğini ve böylece iki işlevi birden gördüğünü dile getirdi.

"ENANİYETTEN KURTULMAMIZ GEREKİYOR"

"Bizde bu anlayış yok" diyen Erdoğan, şunları ifade etti:

"Bunu yaptığınız anda bir çok şey hızlanır çok daha seri netice alma imkanınız olur. Bunu maalesef birçok yönetici başaramıyor. Bir de tabi 'ben' çok kötü şey, 'biz' olsa iş çözülecekti. Eskilerin 'enaniyet' dediği konu. Bu enaniyetten kurtulmamız gerekiyor. Eğer hep o benliğin, bencilliğin içine girersek netice almak da zor oluyor. Temenni ederiz ki bunları da inşallah aşacak bir kabine ortaya çıkar, hayırlısıyla önümüzdeki 4 yılı başarılı bir şekilde tırmanmaya devam eden bir Türkiye olur."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, programın sonunda pazar günü gerçekleştirilecek genel seçimi hatırlatarak, "Şimdiden pazar gününün ülkemiz, milletimiz için birlik, beraberlik içinde hayırlara vesile olmasını Allah'tan temenni ediyorum ve en üst düzeyde tüm halkımızın sandıklara gitmesini de kendilerinden istirham ediyorum, rica ediyorum" diye konuştu.