Barbaroslar'ın İlyas'ı Caner Topçu'dan itiraf üstüne itiraf: Kariyerimdeki dönüm noktası...

Barbaroslar: Akdeniz’in Kılıcı’nda İlyas Reis karakterine hayat veren genç oyuncu Caner Topçu, Bi’ Başka YouTube kanalında İrem Erbaş’ın konuğu oldu. Topçu, oyunculuğa başlama hikayesinden Hollywood hayaline, özel hayatından Engin Altan Düzyatan ile yıllar önce yaşadığı ilginç anısına kadar birçok farklı konuda samimi açıklamalarda bulundu.

Giriş Tarihi 24 Aralık 2021, 17:00 Güncelleme 24 Aralık 2021, 17:04
Barbaroslar’ın İlyas’ı Caner Topçu’dan itiraf üstüne itiraf: Kariyerimdeki dönüm noktası...

İÇİNDEKİLER

Barbaroslar: Akdeniz'in Kılıcı'nda İlyas Reis karakterine hayat veren genç oyuncu Caner Topçu, Bi' Başka YouTube kanalında İrem Erbaş'ın konuğu oldu. Topçu, oyunculuğa başlama hikayesinden Hollywood hayaline, özel hayatından Engin Altan Düzyatan ile yıllar önce yaşadığı ilginç anısına kadar birçok farklı konuda samimi açıklamalarda bulundu.

Caner Topçu, Bi' Başka YouTube kanalında, Barbaroslar: Akdeniz'in Kılıcı projesinin kariyerinde bir dönüm noktası olduğunu söyleyerek "Ben bilinen, tanınan bir oyuncu değilim. Bilinmeyen bir oyuncunun böyle bir projeyle başlaması bence bir avantaj. Barbaroslar benim üçüncü ama ilk büyük işim. Kendimi, oyunculuk performansımla gösterebileceğim ilk iş diyebilirim. Burası orası!" dedi.

Nasılsın? Neler yapıyorsun?

İyiyim. Son sürat devam ediyoruz çekimlere. Yoğunuz. Tatlı bir yorgunluğumuz var.

Barbaroslar Akdeniz'in Kılıcı'ndan bahsederek başlayalım. İlyas Reis karakteri nasıl geldi sana?

Bir buçuk sene önce bir audition geldi bana. Karakter analizini okuduğumda çok keyif aldım. Bir de dönem işlerini çok seviyorum ben. Game of Thrones, Vikings, Spartacus gibi projelere bayılıyorum. Böyle bir iş gelince de içimden 'bu iş kesinlikle olmalı' dedim. Auditionı verdikten 1 gün sonra opsiyonlandığımı söylediler. Çok mutlu oldum. 6 ay sonra da çekimlere başladık.

Kariyerinin başındasın. Böyle güçlü bir dönem işiyle sektöre adım atmak nasıl hissettirdi? Çekincelerin var mıydı?

Dönem işinin birçok farklı katmanı var. Ata biniyorsun, aksiyon sahneleri için farklı bir eğitim alıyorsun. 15. yüzyılı canlandırıyoruz orada. O dönemin ağzı var, farklı bir dokusu var. Ve ben de dönem ağzı yapıyorum şu anda. Tüm bu sebeplerden dolayı başta tabii biraz çekincelerim vardı. Ama 8 ayı geride bıraktık. Şu an çok rahatım.

Tarihi bir karakteri canlandırmak zor mu? Hazırlık sürecinde neler yaptın? Bol aksiyonlu bölümler çekiliyor. Ekstra bir performans göstermiş oluyorsun aslında. Zorlanıyor musun?

Ben yeni bir şeyler öğrendiğim için çok keyif alıyorum. Evet, yorucu ama keyifli. Dizi yayınlanmadan 1 ay önce aksiyon çalışmalarına ve at eğitimlerine başladık, su altı eğitimi de aldık. Daha önce dövüş sporlarıyla ilgilenmemiştim. Dizideki aksiyon sahnelerimiz de dövüş sporu gibi aslında. Bir kareografiyi ezberliyorsun ve dans ediyorsun orada. Bu muhteşem bir kardiyo bu arada. Ama bu yorgunluktan keyif alıyorum. Belki 24 yaşında genç bir delikanlı olduğum içindir.

"Engin (Altan Düzyatan) abiyi öpesim geliyor"

Çok değerli oyuncularla birlikte çalışıyorsun. Set ortamı nasıl?

Oruç Reis'in yani Engin Altan Düzyatan'ın bir tayfası var biliyorsunuz. Bu tayfayla sürekli beraberiz. Gerçekten bir aile gibi olduk. Engin abi de dizide abimi canlandırıyor. Aramızda öyle bir bağ var ki gerçekten abimmiş gibi hissediyorum. Duygusal sahnelerimizi çekerken kendisini öpesim geliyor :) Engin abinin yanısıra Yetkin Dikinciler, Ulaş Tuna Astepe ve sayamadığım niceleri. Böyle bir projede böyle isimlerle birlikte olmak mutluluk verici. Genç bir yaşta bu tecrübeye sahip oluyorum. Sadece kamera önü değil arkası da harika. Çok çalışkan bir ekip. Dönem işi gerçekten çok zor ve herkes elinden gelen her şeyi yapıyor. Herkesin eline sağlık.

Bu projeyle kariyerindeki dönüm noktanı yaşadığını düşünüyor musun?

Tabii ki. Barbaroslar benim üçüncü ama ilk büyük işim. Kendimi oyunculuk performansımla gösterebileceğim ilk iş diyebilirim. Burası orası...

"Seyirci beni İlyas Reis olarak benimsedi"

Nasıl tepkiler alıyorsun?

Ben bilinen, tanınan bir oyuncu değilim. Bilinmeyen bir oyuncunun böyle bir projeyle başlaması bence bir avantaj. Çünkü tüm izleyici beni İlyas Reis olarak benimsedi. Mesela Engin abi, Ertuğrul'dan Oruç'a dönmüş bir karakter. Ama ben direkt İlyas olarak girdim hayatlara. İzleyicinin daha çok benimsediğini düşünüyorum. Güzel tepkiler alıyorum. Elimden gelenin en iyisini yapmak istiyorum.

"Dersten kaytarmak için oyunculuğa başladım"

Oyunculuğa başlama hikâyenden bahseder misin?

Çok garip aslında. Ben lise 1'deyken belediye bir kurs açtı. Şan, diksiyon, tiyatro, enstrüman eğitimleri veriliyordu. Okulun bahçesinde de bir stant açtılar. Yakın arkadaşım Fatih ile stanta gittik, bilgilendirme yazılarına baktık. Sırf doldurmak olsun diye doldurduk ve tiyatro eğitimi için başvurduk. Derslerden de kaytarmak istiyorduk aslında :) O dönemlerde de deli gibi bilgisayar oyunu oynuyorum. Biraz asosyallik de var. Bir süre sonra bana tiyatro için bir toplantı mesajı geldi. Umursamadım. Fatih aradı beni, toplantıya gitmek için çağırdı. Gelmeyeceğimi söyledim. Fatih de eve geldi. Annemle birlikte ısrarcı oldular. Ben de gittim. Sonrasında 6 yıl boyunca orada sayısız oyuna çıktım. Fatih de başladıktan 4 hafta sonra bıraktı tiyatroyu :) Dersten kaytarmak için başladım. Ardından hobi olarak devam etti ve son olarak mesleğim oldu.

Başka planların var mıydı? Neyi hedefliyordun meslek olarak?

Soyadım Topçu. Futbolcu olmak istiyordum, güzel de top oynarım. Sonra polislik falan düşündüm. Tiyatrodan sonra oyunculuk isteği geldi.

"Hayalim Hollywood"

Mesleğinde gelmek istediğin top nokta neresi? Neler yapmak istiyorsun?

Hedeflerim, hayallerim var. Tiyatrodayken bir kısa filmde rol almıştım. O dönem çok Hollywood filmi izlemeye başladım. İzledikçe motive oluyordum. Usta oyuncuları izlerken "Ben bunu şöyle oynardım" diye düşünürdüm. Eleştirmek için değil ama bu yorumum. İlyas'ı 10 kişi oynar ama 10 kişi farklı farklı oynar. Herkesin bakış açısı, çıkardığı iş bambaşkadır. Hayalim de Hollywood'da yer almak.

"İdolüm Kıvanç Tatlıtuğ"

Aynı projede yer almak istediğin isimler var mı?

Haluk Bilginer, Kıvanç Tatlıtuğ. Kıvanç abi benim gençlik zamanlarımda idolümdü. Onunla da bir anım var. O zamanlar deli gibi Kuzey Güney izliyorum. "Lan Ferhat" diye açıyorum telefonları. Bir gün evdeyken babam aradı beni. "Seninkisi bizim emniyetin orda, çekim var" dedi. Benimkisi dediği Kıvanç abi :) Tiyatroya gidecektim. Elimde metinler var. Setin önünden geçerken gördüm Kıvanç abiyi. İçeri girmem lazım dedim kendime. İçeri girerken bir memur abi "Hayırdır bilader" dedi. Ben de ajanstan geldiğimi söyleyip elimdeki metinleri gösterdim. İçeri girdim. Hem konuşmak istiyorum hem utanıyorum. Kıvanç abinin bodyguardı bana "git Kıvanç abine kahve kap gel" dedi. Kahveyi aldım titreyerek Kıvanç abinin yanına gittim. Tam ona kahveyi verecektim ki bodyguard aldı elimden kahveyi :) O güne dair tek anım Tekinoğlu fırın arabasının fotoğrafını çekmiş olmam.

Yeni nesilden kimleri beğenerek takip ediyorsun?

Çok yetenekli oyuncular var. Kulüp'te Gökçe Bahadır'ın kızını oynayan Asude Kalebek çok iyi iş çıkarmış.

Bugüne dek çalışmaktan en keyif aldığın oyuncu kim?

Bugüne dek içinde bulunduğum 3 farklı projede de çok yetenekli oyuncularla beraberdim. Ama Barbaroslar'da diğer işlere nazaran daha fazla yer alırken rol ağırlığım da daha fazla bu yapımda. Her sahnemde de Engin abiyle beraberim. Sürekli beraberiz. Ve onunla oynamaktan çok keyif alıyorum.

"Engin abiyi ilk kez 17 yaşında görmüştüm"

Engin Altan Düzyatan ile de bir anın varmış. Onu da dinlemek isterim :)

17 yaşlarındaydım. Tiyatro hocamız tüm atölyeyi Diriliş'in setine götürdü. 30-40 kişi gittik. Platoyu gezdik. Engin abi de sanırım paydos vermiş, evine gidiyordu. Tüm arkadaşlar çıldırdı Engin abiyi görünce. Herkes yanına gitti, fotoğraf çekilmeye başladı. Ben de utandım biraz. Yanımdaki arkadaşıma "Gitmeyelim, darlamayalım adamı" dedim.

O gün sana Engin Altan Düzyatan ile ilerleyen senelerde aynı projede yer alacağın söylense inanır mıydın?

İnanmazdım herhâlde ya.

Nasıl bir arkadaştır Caner?

Arkadaş ortamımda plan programları ben yaparım genelde. Ama her yere de ben geç kalırım. Asla zamanında orada olamıyorum. Elimde değil resmen, anlamıyorum neden böyle olduğunu.