Başkan Erdoğan ve Emine Erdoğan'dan SABAH'a 40. yıl tebriği! Cevdet Yılmaz, Numan Kurtulmuş, kabine... Peş peşe mesajlar
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 40. yılını kutlayan SABAH Gazetesi'ne tebrik mesajı gönderdi. Erdoğan SABAH'ın Türkiye'nin engeller ve engebelerle dolu bu yürüyüşünün medya alanındaki öncülerinden birisi olduğunu söyledi. Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve bakanlar da SABAH'ın kuruluş yıl dönümünü tebrik etti.
Gazeteyi tebrik eden ve yayın hayatında başarılar dileyen Erdoğan "Yerli ve milli çizgisiyle basınımızın parlayan yıldızlarından olan Sabah'ın 40'ıncı kuruluş yıl dönümünün, ülkemize, basın camiamıza, özellikle de gazetemizin çalışanlarına hayırlı olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.
SABAH, Türkiye'nin yakın tarihinde gerçekleştirilmek istenen darbe girişimlerine karşı milli iradenin yanında yer aldıBaşkan Erdoğan'ın mesajından öne çıkanlar şu şekilde:
Tercüman-ı Ahval'den bu yana, 165 yıllık Türk basın tarihinde gazetelerimiz milletimizin sesi soluğu olmuş; özellikle İstiklal Harbi günlerinde gazete ve gazetecilerimiz işgal kuvvetlerine karşı adeta cephe savaşı vermiştir. Ancak tek parti dönemiyle beraber ülkemizin siyasi, beşeri ve sosyal hayatına egemen olan jakoben anlayış, matbuatımıza da sirayet etmiştir. Asıl misyonuna uygun şekilde halkın hakkını savunan, halk adına hesap soran, halkın çıkarlarını koruyan bir yaklaşımdan ziyade mütegallibe adına halkı tedip ve tehdit eden bir zihniyet, ne yazık ki Türk basınında uzun süre hâkim olmuştur.
Türkiye'nin demokratikleşme tarihi, sadece siyasi sistemin ve partilerin değişimini değil, aynı zamanda medyanın değişimini, dönüşümünü ve demokratikleşmesini de anlatır. Mesela, merhum Adnan Menderes ve arkadaşları en şedit tepkiyi dönemin medyasından görmüştür. 27 Mayıs 1960 Darbesi'ne giden yolun taşlarını döşeyen aktörlerin en başında, sonradan asparagas olduğu anlaşılan haberleriyle, maalesef gazeteler vardı. Aynı şekilde, 12 Eylül darbecilerine manşetlerinden selam çakan medya kuruluşlarımız hâlâ hafızalardadır.
Üzülerek ifade etmek isterim ki, 27 Mayıs'tan itibaren her on yılda bir tekrarlanan antidemokratik müdahalelerin hemen hiçbirinde medyamız, demokrasiden yana tavır koyan bazı cesur isimleri saymazsak, başarılı bir sınav veremedi. Gazete manşetleri, sayfa köşeleri, televizyon ekranları, siyaseti ve toplumu yönlendirmek, siyasetçiyi hizaya sokmak, hatta alenen tehdit etmek amacıyla hoyratça kullanıldı. Bilhassa 28 Şubat postmodern darbesinin karanlık atmosferinde, en başta şahsım olmak üzere, milletçe hepimiz bunu çok acı biçimde tecrübe ettik. Bundan sadece demokrasimiz değil, basınımız da olumsuz etkilendi. Vesayet odaklarının sözcülüğünü üstlenen kalemşorlar sebebiyle medyamız çok ciddi güven erozyonuna uğradı.
3 Kasım 2002 seçimlerinde AK Parti'nin iktidara gelmesi, ülkemizde her alanda bir milat oldu. Ekonomiden siyasete, eğitimden temel hak ve özgürlüklere geniş bir yelpazede hayata geçirdiğimiz reformlarımız, tüm kurum ve kuruluşlarımız gibi basınımızı da dönüştürdü. Türk basını, demokratikleşme hamlelerimize paralel olarak, zamanla daha çoğulcu, daha özgürlükçü, daha renkli ve bağımsız bir yapıya kavuştu. 27 Nisan e-bildirisinden Gezi olaylarına, 17-25 Aralık darbe girişiminden 15 Temmuz ihanetine kadar milletimizin karşı karşıya kaldığı nice vesayet teşebbüsünün, nice saldırının, nice alçaklığın püskürtülmesinde basınımızın işte bu yeni yapısının önemli payı vardır. Cuntacılar ve elitler yerine, milletin ve milli iradenin yanında saf tutan medya, bugün Türkiye'nin demokrasi yolculuğunun lokomotiflerinden biri haline gelmiştir.
40'ıncı yılını kutlayan Sabah Gazetesi, Türkiye'nin engeller ve engebelerle dolu bu yürüyüşünün medya alanındaki öncülerinden birisidir. Haberleri ve yorumlarıyla olduğu kadar duruşuyla da kendine müstesna bir yer edinen Sabah Gazetesi, basınımıza hep farklı bir soluk kazandırmıştır. Yerli ve milli çizgisiyle basınımızın parlayan yıldızlarından olan Sabah'ın 40'ıncı kuruluş yıl dönümünün, ülkemize, basın camiamıza, özellikle de gazetemizin çalışanlarına hayırlı olmasını diliyorum.
Gazetemizin 40'ıncı yaşını kutluyor; dizgiciden musahhihe, tasarımcıdan editöre, muhabirlerden yazarlara ve yöneticilere kadar herkesi yürekten tebrik ediyorum.
Sabah Gazetesi'nin daha nice yıllar aynı sorumluluk bilinciyle misyonunu yerine getirmeye devam edeceğine inanıyorum.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan
EMİNE ERDOĞAN: SABAH TÜRKİYE YÜZYILI'NDA MİLLETİN SESİ OLMAYA DEVAM EDECEK
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, SABAH Gazetesi, 40 yıldır ilkeleri doğrultusunda habercilik yapıyor ve toplumsal değerlerimizi ön planda tutuyor. Türkiye Yüzyılı'nda da milletin sesi olmaya devam edeceğine yürekten inanıyorum" dedi.
Emine Erdoğan'ın SABAH'ın 40. yıl dönümü nedeniyle şu mesajı paylaştı:
Gazetecilik, en kısa tanımıyla bir hakikat mücadelesidir. Tarihimiz boyunca, gazete sayfalarında sayısız gerçeğe ışık tutuldu, özgürlük ve hak mücadeleleri dile getirildi, baskı altında yaşayan milyonların sesi duyuruldu. Halkın nabzını tutan gazeteciler, her zaman gerçeklerin peşinden giderek, hak arayışlarına ve adalete hizmet ettiler. Demokrasinin sağlanmasında önemli bir rol oynadılar. Millet iradesini hedef alan müdahalelerin ve vesayet zihniyetinin karşısında durdular. Toplumsal hafızanın canlı tutulmasında hayati bir rol üstlendiler.
Bugün, dezenformasyonun gerçeği gölgelediği, algıların hakikatin önüne geçtiği bir çağda yaşıyoruz. Böyle bir dönemde, ilkeli, tarafsız ve sorumlu gazeteciliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Ne mutlu ki, gazeteler hâlâ güvenilir bilginin kaynağı olmaya devam ediyor. Aynı zamanda; Sıfır Atık Hareketi'nden kadın ve çocuk haklarına, ailenin karşı karşıya olduğu tehditlerden adil bir dünya çağrısına kadar, birçok önemli meseleyi gündeme taşıyarak, hem toplumsal farkındalık oluşturuyor hem de çözüm arayışlarına katkı sunuyorlar. Bunun yanında, dünyanın dört bir yanında meydana gelen olaylarla ilgili yaptıkları doğru ve kapsayıcı haberlerle, küresel vicdanın bir parçası olmamızı sağlıyorlar.
SABAH Gazetesi, 40 yıldır, bu ilkeler doğrultusunda habercilik yapıyor, toplumsal değerlerimizi ön planda tutuyor ve Türkiye'nin demokrasi yolculuğuna büyük bir katkı sağlıyor. Türkiye Yüzyılı'nda da hakikatin yanında duran çizgisiyle milletimizin sesi olmaya devam edeceğine yürekten inanıyorum. SABAH Gazetesi ailesinin 40. yılını en içten dileklerimle kutluyorum.

CEVDET YILMAZ: SABAH MİLLİ DURUŞUMUZUN GÜÇLÜ BİR YANSIMASI
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "SABAH, hem demokratik olgunluğumuzun hem de milli duruşumuzun güçlü bir yansıması olmuştur" ifadeleri kullandı.
Yılmaz'ın mesajından öne çıkanlar şu şekilde:
Basın, demokrasinin vazgeçilmez bir unsuru; toplumun ortak bilincini, değerlerini ve beklentilerini yansıtan güçlü bir iletişim köprüsüdür. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi, toplumsal farkındalığın artması ve demokratik kültürün gelişmesi açısından üstlendiği sorumluluk büyük önem taşır. Kırk yıldır yayın hayatını sürdüren SABAH Gazetesi, Türkiye'nin yakın tarihinde demokrasinin gelişimi, milli iradenin güçlenmesi ve toplumsal istikrarın korunması yönünde önemli bir rol oynamıştır. Zorluklar, krizler ve vesayet dönemlerinde dahi halkın sesini duyurmayı, hukukun üstünlüğünü ve demokratik meşruiyeti savunmayı ilke edinmiştir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde şekillenen Türkiye Yüzyılı vizyonu, güçlü demokrasi, kapsayıcı kalkınma ve sürdürülebilir refah hedefleriyle yoluna devam etmektedir. Bu süreçte, ilkeli ve sorumlu yayıncılık anlayışına sahip medya kuruluşlarımız, doğru bilgiye erişimi kolaylaştırarak toplumsal güveni pekiştirmektedir. Bilgi kirliliği ve dezenformasyonun yaygınlaştığı günümüzde, milli basının sağduyulu, gerçeklere dayalı ve toplum yararını önceleyen tutumu her zamankinden daha değerlidir. Bu yönüyle SABAH, hem demokratik olgunluğumuzun hem de milli duruşumuzun güçlü bir yansıması olmuştur. Bu vesileyle SABAH Gazetesi'nin 40. yılını kutluyor; yöneticilerine, tüm çalışanlarına ve bugüne kadar emeği geçen tüm mensuplarına teşekkür ediyor, yayın hayatlarında başarılar diliyorum.

"SABAH, HER ZORLU DÖNEMDE MİLLİ İRADEDEN YANA TAVIR SERGİLEDİ"
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "SABAH, her zorlu dönemde milli iradeden yana tavır sergiledi" dedi.
İşte Kurtulmuş'un açıklamasından öne çıkanlar:
Sabah Gazetesi'nin kırkıncı yılına ulaşması, basınımızda bir dönem hikâyesi olmanın ötesinde, Türkiye'nin engin demokrasi tecrübelerinin ve kazanımlarının da tanıklığıdır. Bu vesileyle, Türkiye'de basının serencamına, demokrasi yolculuğuna ve bu iki alanın birbirini nasıl büyüttüğüne değinmek istiyorum.
Halkın sesi olarak basın; düşünce, eleştiri ve kanaat alanını çoğaltarak tüm vatandaşlarımızın önünü açmakla görevlidir. Ülkemizde medya, kimi dönemlerde vesayet odaklarının sözcülüğünü yapsa da çoğunlukla millet iradesinin yanında durarak tarihi değiştiren bir rol oynamıştır.
Medya, kamunun aynası olmanın ötesinde, millet iradesinin kurumsallaşmasına katkı sunan bir denetleme ve denge alanıdır. Devlet aklını uyanık ve toplum vicdanını diri tutar.
Türkiye, demokrasi yolculuğunu her dönemeçte yeniden tanımlamak zorunda kalan bir ülkedir. Darbeler, muhtıralar, yargı vesayeti ve bürokratik operasyonlar...
Son 40 yıla baktığımızda, 28 Şubat post-modern darbesinde manşetlerle siyaseti dizayn etmeye çalışan bir medya iklimi gördük. 27 Nisan e-muhtırasında, dijital çağın vesayet diline şahit olduk.
Meşum 367 kararıyla, hukuk eliyle siyasete müdahalenin meşrulaştırılmak istendiği günlerde, basının bir bölümü bu müdahalenin taşıyıcısı oldu ama büyük bölümü milletin tercihlerini koruma cesaretini gösterdi.
2008'de AK Parti'ye açılan kapatma davasında da mesele, halkın sandıkta kurduğu iradeydi. Tüm bu dönemlerden sonra 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde basınımız milli dayanışmayı, hukuk devletini ve meşruiyet ilkesini savunarak darbelere karşı özgürlüğün sesi oldu.
Sabah Gazetesi, bu çetin dönemlerde hem eleştiren hem de demokratik yol gösteren bir çizgide durmayı başardığında, sağduyunun sesi olabildi.
Basının bir diğer büyük sınavı, kriz anlarında gösterdiği etik duruştur. Medya, güç karşısında eğilmediğinde hürriyetin teminatıdır ve fikir dünyasındaki direnci aktarır. Bu direnç hem siyasetin hem basının ortak yaşam kaynağıdır.
Bugün geldiğimiz aşamada Türkiye, demokratikleşme yolculuğunda birçok vesayet eşiğini aşmıştır. Artık tartışmamız gereken, kazanımlarımızı nasıl derinleştireceğimizdir. Bu çerçevede, yeni bir sivil ve kapsayıcı anayasa ihtiyacı, toplumsal sözleşmemizin güncellenmesi anlamına gelmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülmesi planlanan iç tüzük değişikliği çalışmaları, siyasetin verimliliğini artırmak ve millet iradesini yasama sürecine daha doğrudan yansıtmak için gerekmektedir. Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanununda yapılacak reformlar, rekabeti adil, temsil sistemini daha katılımcı hale getirmeyi hedeflemek zorundadır.
BASIN HALKIN MÜTTEFİKİDİR
Bahsettiğim reformların ruhu, medyanın özgürlük alanıyla paraleldir. Çünkü bir ülkenin basını ne kadar özgürse, siyaseti de o kadar olgundur. Hiç şüphesiz özgürlük, sorumluluktan azade değildir. Basın özgürlüğü, hakikati koruma, gerçeği araştırma ve kamu vicdanına hizmet etme yükümlülüğüdür.
Haberi manipülasyona dönüştüren, bilgiyi ideolojiye hapseden bir yayıncılık, özgürlüğü yozlaştırır. Fakat kamusal sorumluluğu önceleyen ve eleştiriyi kurucu bir zeminde kullanan basın, halkın en büyük müttefikidir.
Türkiye, son yirmi yılda vesayetçi zihniyetin izlerini silerken toplumsal dayanışma sınavlarını da verdi. Terörle mücadelede, ulusal güvenliğin sağlanmasında ve milli birliğin tahkiminde basının dili, toplumsal psikolojinin aynası olmuştur. Farklı görüşlere yer verirken devletin birliği, milletin bütünlüğü ve toplumsal barış gibi konularda milli hassasiyeti koruyan bir duruş sergilemiştir.
Basın, milletin gözü, kulağı ve kalbidir. Bir manşet bazen ülkenin gündemini değiştirirken, bazen bir haber toplumsal bir yarayı sarar.
Türkiye'nin demokrasi serüveni, sürekli güçlenerek ilerleyen bir yolculuktur. Bugün hâlâ önümüzde duran sorular; hakikatin nasıl korunacağı, dezenformasyonla nasıl mücadele edileceği ve dijital çağda basının etik sınırlarını nasıl çizeceğimiz sorularıdır. Bu soruların cevapları, toplumun ortak bilincinde şekillenmektedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak, basının özgür ve sorumlu, eleştirel ve yapıcı, çoğulcu ve ortak değerlere bağlı bir çizgide kalmasını egemenliğimizin bir teminatı olarak görüyorum. Basın, demokrasinin paydaşıdır. Ülkemizin gücü, fikir çeşitliliğini tehdit değil zenginlik olarak görmesinden gelmektedir.
Türkiye, devletiyle milleti arasındaki güveni pekiştirdikçe güçlenmektedir. Ben, Meclis'in çatısı altında, kalemini kamu yararına tahsis eden her gazeteciyi, editörü ve foto muhabirini demokratik ortaklığımızın emektarı görüyorum. Sabah Gazetesi'nin kırk yıllık birikimi, tartışmalarıyla ve katkılarıyla, bu ortaklığın sayfalarına düşülmüş etkin bir nottur.
Bugün ihtiyacımız olan, farklılıkları çoğaltan değil, ortak paydaları genişleten bir yayıncılık; anlık fırtınalara değil, kalıcı adalete yatırım yapan akıldır.
MERHAMET DİLİNİ KURALIM
Türkiye, bölgesinde ve dünyada güçlü bir ülke olmanın sorumluluğunu taşımaktadır. Bu sorumluluk; adalet, hakikat, diyalog ve dayanışma gibi değerlerle büyümektedir. Basın, bu değerleri koruduğu sürece hem milletin sesi hem de insanlığın umudu olacaktır. Kardeşliği yücelten ve merhametin dilini kuran bir medya anlayışı, huzurun teminatıdır.
Sabah Gazetesi, kırk yıllık yayın hayatında kimi zaman tartışmaların ortasında, kimi zaman fırtınaların karşısında yer aldı. Kırk yılın sonunda elde kalan, büyük bir hafızadır. Bu hafıza, Türkiye'nin demokrasiye, milli iradeye, kardeşliğe ve toplumsal barışa inancını kayıt altına almış bir bellektir.
Bu vesileyle, tüm basın emekçilerini saygıyla selamlıyor, emeği geçen tüm basın mensuplarını ve kırk yılın emeğini kültür hafızasına dönüştüren Sabah Gazetesi'ni tebrik ediyorum. Milletimizin ortak geleceğine sözün, bilginin ve aklın gücüyle katkı sunan herkese gönül dolusu teşekkür ediyorum.

BAKAN BAYRAKTAR: SABAH GAZETESİ HALKIN ÖZGÜRLÜĞÜNE ÖNEMLİ KATKILARDA BULUNDU
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, "1985 yılında yayın hayatına başlayan Sabah Gazetesi, aradan geçen 40 yılda Türk demokrasisine, hukukun üstünlüğüne, kişi hak ve hürriyetlerine, özellikle de halkın haber alma hakkına ve özgürlüğüne önemli katkılarda bulunmuştur" dedi.
Bayraktar şu mesajı paylaştı:
Basın ve yayın organları, ülke demokrasilerinin vazgeçilmez unsurlarından biridir. Vatandaşın gözü, kulağı ve sesi olma görevini üstlenen medya kuruluşları, halkın haber alma özgürlüğünün en önemli temsilcileri konumundadır. Olayları ve olguları yakından takip eden basın kuruluşları, doğru bilgiyi, hızlı ve objektif bir yayın anlayışıyla okuyucularına ve izleyicilerine sunmakla görevlidir. Hükümetlerin attığı adımların ve gerçekleştirdiği atılımların takibi ve kamuoyuna duyurulması da şüphesiz basın kuruluşlarının önemli görevleri arasında yer almaktadır.
SAĞLAM BİR YER EDİNDİ
1985 yılında yayın hayatına başlayan Sabah Gazetesi, aradan geçen 40 yılda Türk demokrasisine, hukukun üstünlüğüne, kişi hak ve hürriyetlerine, özellikle de halkın haber alma hakkına ve özgürlüğüne önemli katkılarda bulunmuştur. İzlediği yayın politikasıyla milletimizin teveccühünü kazanırken farklı gazetelerin doğup büyümesine, yeni televizyon kanallarının medya dünyasına kazandırılmasına büyük katkı sağlamıştır. Teknolojideki yenilikleri yakından takip edip yakalayarak dijital medyada da hatırı sayılır bir hedef kitleye ulaşan Sabah Gazetesi, Turkuvaz Medya Grubu'nun amiral gemisi olarak Türk medyasında sağlam bir yer edinmiştir.
HEDEF UCUZ ENERJİ
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olarak 'Enerjide Tam Bağımsız Türkiye' hedefiyle milletimizin kaliteli, kesintisiz ve ucuz enerjiye ulaşması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Enerjide arz güvenliğini sağlamlaştıracak projeler geliştirirken yerli ve milli kaynakların önemini bilerek petrolden doğal gaza, madenlerden nükleer enerjiye kadar çok geniş bir yelpazede çeşitli adımlar atıyoruz. Bu yolda önemli ve büyük yatırımları hayata geçiriyoruz.
EMEKÇİLERE TEŞEKKÜR
Bakanlık olarak 2016 yılında başlattığımız Milli Enerji ve Maden Politikası ve sonrasında hayata geçirdiğimiz büyük projelerin Türk ve dünya kamuoyuna duyurulmasında öncü bir rol üstlenen Sabah Gazetesi'nin 40'ıncı yılını tebrik ediyorum.
Kuruluşundan bugüne kadar özverili çalışmalarıyla Sabah'ı bir marka haline getiren tüm basın emekçilerine teşekkür ediyorum.

SABAH FETÖ'NÜN KARANLIK YÜZÜNÜ CESARETLE DEŞİFRE ETTİ
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, SABAH Gazetesi'nin FETÖ'nün karanlık yüzünü cesaretle deşifre ettiğini beyan etti.
Uraloğlu, "Son 20 yılda siyasi tarihimizin karşı karşıya kaldığı karanlık senaryolara karşı milli iradenin yanında yer alan SABAH, darbe girişimlerine, yolsuzluklara ve terör örgütlerinin kirli planlarına karşı kararlı bir duruş sergiledi" dedi.
Şu ifadeleri kullandı:
Türkiye'nin köklü yayın organlarından biri olan Sabah Gazetesi, uzun yıllardır demokrasinin, milli iradenin ve hakikatin sesi olarak Türk basınının öncülerinden olmuştur. Cesur, objektif ve ilkeli habercilik anlayışıyla Sabah, sadece bir gazete olmaktan öteye geçerek, aynı zamanda Türkiye'nin demokrasi mücadelesinin yılmaz bir neferine dönüşmüştür.
MİLLİ İRADENİN YANINDA
Özellikle, son 20 yılda siyasi tarihimizin karşı karşıya kaldığı karanlık senaryolara karşı milli iradenin yanında yer almış, darbe girişimlerine, yolsuzluklara ve terör örgütlerinin kirli planlarına karşı kararlı bir duruş sergilemiştir. Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) karanlık yüzünü cesaretle deşifre eden ilk yayın organlarından biri olarak, bu hain yapının devlet kurumlarına sızma girişimlerini, faili meçhul cinayetlerini ve uluslararası bağlantılarını belge ve delilleriyle kamuoyuna duyurmuştur. Bu süreçte, örgüt tarafından hedef alınmış, muhabirleri, yazarları ve yöneticileri davalarla karşı karşıya kalmış, ancak Sabah hiçbir baskıya boyun eğmeden hakikat yolunda yürümeyi sürdürmüştür.
HAKLILIĞI ORTAYA ÇIKTI
15 Temmuz 2016'daki hain darbe girişimi, Sabah'ın bu cesur yayınlarının haklılığını bir kez daha gözler önüne sermiştir. O dönemde "abartılı" bulunan haberler, kanlı ihanetin yaşanmasıyla "Az bile yazmışsınız" dedirterek Sabah'ın demokrasi mücadelesindeki kritik rolünü tescillemiştir. FETÖ'nün yanı sıra PKK, DHKP-C gibi terör örgütlerine ve onların uluslararası işbirlikçilerine karşı da kararlı bir mücadele veren Sabah, aynı zamanda çevre katliamlarına, yolsuzluklara ve rüşvete bulaşanları deşifre ederek toplumun vicdanı olmuştur.
MAZLUMLARIN SESİNİ DUYURDU
Sabah Gazetesi, bu mücadeleci ruhunu sadece iç meselelerle sınırlı tutmamış, aynı zamanda küresel ölçekte insanlığın vicdanını yaralayan meselelere de duyarlılıkla yaklaşmıştır. Özellikle Filistin ve Gazze'de yaşanan insanlık dramına karşı sergilediği hassasiyetle, mazlumların sesini duyurma misyonunu kararlılıkla sürdürmüştür. İsrail'in Filistin halkına yönelik uyguladığı sistematik soykırımı, Gazze'deki insani krizleri ve yaşanan acıları, cesur ve objektif habercilik anlayışıyla dünya kamuoyuna taşıyarak, adalet ve hakikat arayışında önemli bir rol üstlenmiştir. Gazze'de imzalanan ateşkes anlaşması da bu mücadelede tarihi bir dönüm noktası olmuştur. Tüm mazlum coğrafyaların lideri olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın kararlılığı, barışın yolunun açılmasında çok önemli faktör olmuştur. Sabah'ın Filistin ve Gazze konusundaki duyarlı yayınları, yalnızca bir gazetenin değil, aynı zamanda milletimizin vicdanını ve Sayın Cumhurbaşkanımızın bu tarihi misyonunu yansıtan bir aynanın gücünü de ortaya koymuştur.
ÜLKEYE DESTEK OLDU
Sabah, sadece karanlık odaklarla mücadele etmekle yetinmemiş, Türkiye'nin kalkınma hamlelerini, mega projelerini ve geleceğe yönelik yatırımlarını kamuoyuna duyurarak ülkemizin gelişimine de destek olmuştur. Bu noktada Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak, son 23 yılda hayata geçirdiğimiz ulaşım ve haberleşme projelerinin Sabah'ın titiz analizleri ve objektif haberciliğiyle geniş kitlelere ulaştırılmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu düşüncelerle, "Türkiye'nin en iyi gazetesi" sloganıyla milyonların güvenini kazanan Sabah Gazetesi'nin, demokrasinin sarsılmaz kalesi, hakikatin korkusuz savunucusu ve milletimizin vicdanının aynası olarak üstlendiği eşsiz misyonun, Türk basınının altın sayfalarında yankılanmaya devam edeceğine inanıyorum. Karanlık odaklara karşı kalemiyle bir meşale gibi parlayan, darbelere ve hain planlara karşı milli iradenin yanında dimdik duran Sabah, cesur ve ilkeli duruşuyla demokrasi mücadelesinin ön saflarında kararlılıkla yol göstermeye devam edecektir.