Güçlü Türkiye’yi hazmedemiyorlar

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, valilere seslendi. Amerika’yı sert bir dille eleştirdi: “Şahsıma, hükümetimize ve devletimize karşı düzenlenen itibar suikastı var. Amerika’nın stratejik ortağını bir kendini bilmez büyükelçiye feda etmesi kabul edilemez.” İstikbalimiz için ikinci bir Kurtuluş Savaşı verdiğimiz, zaman diliminin tam ortasındayız. Türkiye içeriden ve dışarıdan kuşatılmaya çalışılıyor. Eski, o pısırık Türkiye’ye alışmış olanlar, iddialı, vizyoner ve güçlü bir ülkeyi hazmedemiyorlar.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 13 Ekim 2017 Güncelleme 13 Ekim 2017, 02:28
Güçlü Türkiye’yi hazmedemiyorlar

İÇİNDEKİLER

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 81 ilin valisini kabul etti. ABD ile son günlerde yaşanan vize krizine değindi. Erdoğan şu mesajları verdi:

O PISIRIK TÜRKİYE YOK: Türkiye, içeriden ve dışarıdan kuşatılmaya çalışılıyor. Eski o pısırık Türkiye'ye alışmış olanlar, iddialı, vizyoner ve güçlü bir ülkeyi, güçlü bir Türkiye'yi hazmedemiyorlar. Uzun yıllardır birileri tarafından sadece ileri garnizon olarak görülen bir ülkenin milli menfaatleri doğrultusunda kararlar almasını kabul edemiyorlar.

ÇOK AKTÖRLÜ KİRLİ PLAN: Ülkemizin bu yükselişini engellemek, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını durdurmak için çok yönlü, çok aktörlü kirli bir plan uyguluyorlar. Bu planın içinde ekonomik tetikçilik, millet iradesini tank ve topla esir alma, mezhep ve etnik temelli kışkırtmalar, terör örgütlerine sahip çıkma, teröristleri baş tacı yapma var. Bu senaryonun içinde medya manipülasyonları, şahsıma, hükümetimize ve devletimize karşı itibar suikastları de var. ABD ile Türkiye arasındaki vize gerginliği bunun ifadesidir.

BİZANS'IN ÇOCUKLARI: Türkiye asırlık bir hesaplaşmayla karşı karşıyadır. Gezi olaylarında Kadıköy'de duvarlara 'Zulüm 1453'te başladı' diye yazılması asla tesadüf değildir. 1453'ü zulüm olarak görenler, olsa olsa ancak Bizans'ın çocukları olur. Bu milletin evladı olmaz.

BİZİ GÖRMEZ ZANNEDİYORLAR: 3 bin 500'e ulaşan TIR, Kuzey Suriye'ye girmiş vaziyette. Sayın Başkan'a (Trump) bunları sordum. 'Kuzey Irak'ta PKK'ya yaptığımız operasyonlarda ele geçirilen silahların bir kısmının ABD, bir kısmının Rusya yapımı olduğunu gördük' dedim. Bunlar bizi herhalde görmez, sağır zannediyorlar.

KİMSENİN HUKUK DERSİ VERME HAKKI YOK: Hiç kimsenin Türkiye'ye hukuk devleti dersi verme hakkı yoktur. Demokrasimize kastetmiş darbecilerin, sokaklarında elini kolunu sallayarak gezdiği hiçbir ülkeden, Türkiye'nin demokrasi dersi almaya ihtiyacı yoktur.

KENDİNİ BİLMEZ BÜYÜKELÇİ: (ABD'nin Türkiye'ye yönelik vize kararı) Çok açık, net konuşuyorum; bu olayı ortaya çıkaran buradaki bir büyükelçidir. Amerika'nın, Türkiye gibi bir stratejik ortağını, bir kendini bilmez büyükelçiye feda etmesi kabul edilemez. Dışişleri Bakanı'ma, 'Onların gönderdiği yazının metni neyse kelimesi kelimesine aynını onlara iade edeceksiniz' dedim.

KARARIMIZIN ARKASINDAYIZ: ABD'yi Ankara'daki büyükelçi yönetiyorsa yazıklar olsun. 'Sen benim stratejik müttefiğime böyle davranamazsın' demeleri lazımdı. Ama bunu diyemediler. Bu yanlış adım büyükelçiden gelmiştir. Ancak Dışişleri Bakanı ve Başkan da bunun da arkasında duruyorsa kusura bakmasınlar, biz de şu anda aldığımız kararın arkasındayız.

KILIÇDAROĞLU'NA CEVAP
Hesaplar yapıyorlar 'Vize olaylarında ülkemizin kaybı 50 milyar dolar' diye. Neye göre bu hesabı yaptılar, anlamakta mümkün değil. Bizim zaten ABD ile ticaret hacmimiz son dönemlerde 15-16 milyar dolara düştü. Bu da onlardan savunma sanayi ağırlığını ifade ediyor. Biri de çıkmış 'Öğrenciler ABD'ye gidemiyor' diyor. Mesele burada milli ve yerlidir, mesele burada vatandır. Gerisi teferruattır. Ana muhalefetin başında ABD'deki liderlerin karşısında poposunu tırabzana dayamış el pençe duran Türkiye yok. Eğer siz taviz verirseniz sizin sırtınızda daha çok boza pişirirler. Ama öyle bir ana muhalefet var ki ne diyorlar; 'Dünyada görüşecekleri ülke kalmadı', bir diğeri de diyor ki, 'Batıdan tamamen kopmuş Ortadoğu'ya sığınmış bir Türkiye var.' Önünde de profesör yazıyor. Bunlar haddini bilmiyor, senin her yerin profesör olsa ne yazar. Televizyonda bunlar izlenildiği zaman ben nefret ediyorum.

BU SİLAHLARI KULLANMAYACAĞIZ
Sayın Bakan'a burada söylüyorum, SIG Sauer diye bir silah bizim polis teşkilatımız kullanmayacaktır, kullanmamalı. Artık biz kendi ülkemizin silahlarını kullanmak suretiyle bu adımları atacağız. Biz artık bu tabancaları veya bunun daha uzun mesafelisini ülkemizde yapıyoruz ve bundan dolayı da kendi silahlarımızı kullanmak suretiyle polis teşkilatımızı daha diri, daha sağlam ayakta tutacağız. Çünkü onlardan almaya devam ettiğimiz sürece bize tembellik geliyor. Gerek yok. Bunlar Türk milletine diz çöktürme planlarıdır. Bin 500 tane silah verecek. Verdiği cevap ne? 'Kongreden geçmedi' Şuna bak. Buna ihtiyacımız yok ve bu noktada kararlı adımlarımızı atacağız.

​İLK ONLAR BIRAKTI
Erdoğan'ın "Bundan sonra polis teşkilatımıza Sig Sauer silahları alınmayacak" açıklamasından sonra ilk adımı Cumhurbaşkanlığı korumaları attı. Korumalar artık Yavuz16 adı verilen yerli silahları ve Milli Piyade Tüfeği olarak bilinen MPT-76 tüfekleri kullanacak.