Kötü futbola büyük ikramiye
Kanarya, berbat bir geceden sonra, yeniden bilet kesti umutlara.
Bu bileti son haftalarda kaç kez kullandığını biz de unuttuk.
Ama onlar bu "med-cezir sirkinde" oynamaktan bıkmadı.
***
İlk yarıda Fenerbahçe takımında zincirleme bir reaksiyon.
Ruhsuzluk takımı esir almış sanki.
Aragones bir pundunu bulmuş, Josico'yu takıma monte etmiş. Adamın maç boyu yaptığı şey, sadece faul.
Bülent Yıldırım hakem olsa, ilk yarıda Josico'yu iki sarıdan sahadan atması gerekir.
Ama bazı hakemlerin yüreğine gözlük gerekiyor. Ya da onların ağzındaki düdüğü alıp, yoldan geçen birilerine vermek gerekiyor.
***
İlk yarıda orta alanın tüm kontrolu Eskişehir'de... Engin, Serdar ve Doğa'nın gösterdiği direncin zerresi Selçuk ve Deivid'de yok.
Fenerbahçe'de iltihaplı bir dizilim mevcut.
Gökhan Gönül'e bakıyorum, sahayı dikine kullanma arzusunda ama bir bitiklik resmi çiziyor ikili mücadelelerde.
Edu durduğu yerde bile tehlikeli madde. Semih'teki azalmanın şiddeti her hafta artıyor.
Fenerbahçe takımında, elle tutulur adamlar listesine sadece Roberto Carlos'u ilave edebiliriz.
İlk yarıda Uğur Boral'ın kaçırdığı bir pozisyon var ki.
Komik videolarda günlerce gösterilir.
***
İkinci yarıda maçta hareket vardı.
Fenerbahçe'nin rakip alanı daha çok kullandığını ve orta alanda daha dik durdurduğunu gördük.
Josico'nun yokluğunun bile ne kadar değerli olduğunu gördük.
Roberto Carlos'un sıradan bir pozisyondaki ortasına Deivid'in ayak koymasıyla, maçın rengi değişti.
"Bunun adı teknik, taktik değil, doğaçlama" dedim.
Çünkü dün gece her şey bireyseldi.
Dün geceki 3 puan da Aragones'e rağmen kazanılmıştır.
Bu takımda olmayanları aramak yerine, olanların yokluğunu sorgulamak daha anlamlı olur.
***
Böylesine sersefil bir gecenin sonunda kötü futbol iskeleti, 3 puan bisikletine binmiş gidiyordu.
Benim merak ettiğim...
Fenerbahçe takımı şampiyonluğa oynama rolünü nereye kadar üstlenecek? Bu yalan futbolla!
Bu ihtiyar ruhlarla!