BDP'li kalleşler

Başbakan Tayyip Erdoğan, AK Parti grubunda konuşmasının tamamını Uludere tartışmalarına ayırdı, konuyla ilgili çok önemli mesajlar verdi. Uludere'de yaşananlar için daha önce pek çok kez "hata" dediklerini anlatan Erdoğan, sert açıklamalar yaptı:

Tabuları yıkan, hak ve özgürlükleri geliştiren parti, AK Parti'dir. Biz devletin diliyle değil, milletin diliyle konuşuruz.

Dünyanın her ordusunun tarihinde buna benzer trajik hadiseler var. Terörle mücadele esnasında, kimi zaman çok vahim hatalar yapıldı. Şu anda, benzer olaylarda müdahalede bulunan onlarca polis, 'kasten adam öldürmek' suçundan, ömür boyu hapis cezasıyla yargılanıyor.

Kendinizi, lütfen, bir anlığına, Kayseri'ye doğru ilerleyen aracı takip eden polis veya jandarmanın yerine koyun. Allah aşkına, orada nasıl bir gerilimin yaşandığını hissedebiliyor musunuz? Güvenlik güçleri o aracı yolda imha edebilir, uçaklar, helikopterler kalkıp vurabilir ama ya içinde sigara kaçakçısı varsa?

Kılıçdaroğlu "O araç Göksun'dan Kayseri'ye kadar nasıl gitti?" diye soruyor. Eğer o araç imha edilse, içinden siviller çıksa, aynı CHP Genel Başkanı çıkacak 'yargısız infaz' yapıldı diyecekti. Şimdi de çıkıyor, 'o aracı neden durduramadınız?' diyor. Tam tersine bu dil, bu tavır; BDP ile birlikte teröre kan veren, güç veren bir tavırdır.

Ben BDP'lilere farklı sıfatlar kullanınca, yaraları oldukları için gocunuyorlar. Bunlar ceset avcısı.

Devlet ve Hükümet, Uludere'de şu ana kadar yapılması gerekenleri misliyle yaptı. Yargı süreci devam ediyor. Türkiye, artık CHP dönemlerinde olduğu gibi, askerin sivilin kulağını çektiği bir ülke değildir. Ne de BDP'li, PKK'lı kalleşlerin benim subayımı, askerimi gelip arkadan şehit ettiği bir ülke değil.

ŞEHİDİN MEKTUBU
Başbakan Erdoğan, Şırnak'ta şehit olan Astsubay Serhat Gencer'in, mektubu gözyaşlarıyla okurken, vekilleri de ağlattı: Bu mektup, ben öldükten sonra elinize geçecek. Beni unutmayın, kalbinizin bir köşesinde saklayın. Allah'ın verdiği canı, Allah'tan başkası alamaz. Bu yüzden üzülmeyin. Burcu'yu çok seviyordum ve sevgimi de mezara götürüyorum. Ben öldüysem Allah yolunda, vatan, namus ve millet yolunda öldüm. Benimle gurur duyun ve gülün, asla ağlamayın. Eğer ağlarsanız ben yattığım yerde rahat edemem."