Galatasaray Şampiyonlar Ligi'nde çok kritik bir sınava çıktı.
Ligdeki inişli çıkışlı performans, kurulan iddialı kadroya rağmen oynanan oyun taraftarın moralini bir hayli bozmuştu. Ancak bu maç, hem camia hem de oyuncular için bir kırılma noktasıydı. Ve Sarı-Kırmızılılar, sahaya bu bilinçle çıktı. Maça müthiş bir başlangıç yaptı Galatasaray.
Daha ilk dakikalardan itibaren istekli, arzulu ve ne yaptığını bilen bir takım vardı sahada. Özellikle Osimhen'in performansı alkışı hak etti. Rakip savunmayı sürekli zorladı, oyunun yönünü değiştirdi. İlkay Gündoğan ise orta sahada adeta savaştı. Topa yaptığı baskı, oyun kurulumuna olan katkısı ve liderliğiyle kilit rol oynadı. Orta sahada Torreira ve Lemina ikilisi, hem savunmada hem de hücum geçişlerinde büyük bir efor sarf etti. Adeta sahada basmadık yer bırakmadılar. Rakip çok güçlüydü, dünya devi Liverpool'dan bahsediyoruz.
MÜTHİŞ MÜCADELE
Ancak Galatasaray, oyunun her alanında var olduğunu gösterdi.
Her ikili mücadelede varlar, her topun peşindelerdi. Savunma hattı da sarsılmaz bir kale gibiydi.
Davinson Sanchez, Abdülkerim Bardakcı, Singo ve Jakobs dörtlüsü neredeyse hatasız oynadı. Galatasaray'ın mücadele azmi, kazanma isteği her şeyin önüne geçti. Galatasaray, bu zaferle Şampiyonlar Ligi'nde bir mucizeye imza attı. Sadece bir maçı kazanmadı; güvenini, kimliğini ve Avrupa'daki ağırlığını yeniden kazandı.