Erkan Tan

ERKAN TAN

Tarihi 29 Nisan 2019

İmamoğlu'nun şeref ve haysiyeti ve basın konseyi

31 Mart seçimlerine kadar "hoşgörü", "kucaklayıcılık", "özgürlük", "farklı fikirlere tahammül" ve "demokrasi" laflarını dilinden düşürmeyen İmamoğlu'nun, seçimlerin ardından ilk işi, gazetecileri susturmak için avukatlarını harekete geçirmesi oldu. Ekrem Bey'in avukatları, Ahmet Kekeç, Cemil Barlas, Kurtuluş Tayiz ile bendeniz Erkan Tan ve daha belki de bilemediğimiz başka meslektaşlarımızı, Basın Konseyi'ne şikayet etti. Kepazelik şu ki; bu kuruluş, kendisini tanımayan, varlığını bile kabul etmeyen hatta tam karşısında yer alan bizleri yargılamaya yelteniyor.
Ahmet Kekeç üstadımızın ifadesi ile; "Basın Konseyi'nin yolladığı "varaka"yı afiyetle yırtıp çöp kutusuna attım..." Sadece devletin tekelinde bulunan yargılama yetkisini kullanmaya kalkışan bir yapı...
Ben bu kuruluşa üye değilim.
Daha doğrusu, böyle bir kuruluş tanımıyorum. Çalışmalarının desteklemiyorum. Tam tersine, kendisinin, bütün çalışmalarının ve kararlarının aleyhine bir tavrım ve duruşum var. Bu kuruluşun verdiği kararları haksız, hukuksuz ve yanlı buluyorum. Üyelerinin neredeyse tamamı, bu fakirin yaşam biçimine, inançlarına, siyasi görüşü ve duruşuna, düşman derecesindeki kişiler...

İMAMOĞLU: ÇALINMIŞ OYLARLA MAZBATA SAHİBİ OLDU...
Ekrem İmamoğlu'na gelince...
Kendisine, "oğlum" demişim... Tehdit yok... Hakaret yok... Küfür yok...
Şantaj yok... Sadece, belki bir parça saygısızlık var... Bu da suç değil... Çünkü adam saygın değil...
Kendisine oy vermemiş olanların oylarının, kendi hanesine yazılmasını isteyen birisi, saygın olabilir mi...? O an için sahip olmadığı ünvan ile Anıtkabir defterine imza atan birisi saygın olabilir mi...? Öyle değil mi...? Bir çete, Binali Yıldırım'a verilmiş oyları, bu adama yazarlarken suçüstü yakalanmadılar mı...? Dolayısı ile; bu adamın oluşturmak istediği, saygın, halkın seçtiği, hakkı elinden alınmaya çalışılan, mağdur siyasetçi algısı, koskoca bir yalandır... Çünkü; büyük bir çete, ellerimiz kırılsa CHP'ye oy vermem diyenlerin oylarını, Ekrem İmamoğlu'na ve CHP'ye yazarlarken, yani OY ÇALARLARKEN, SUÇÜSTÜ YAKALANMIŞLARDIR... Ve Ekrem İmamoğlu ile partisi, ısrarla bu durumu herkesin kabul etmesini ve mazbata'yı istemişlerdir... Bir kez daha belirtmek istiyorum... İnandıklarımı ve kalbimden geçenleri, yalana ve iftiraya asla bulaşmadan, küfür, tehdit, şantaj oluşturmadan ve tabii ki yayın ilkelerine sadık kalarak haykırmaya devam edeceğim...

İMAMOĞLU PKK'LILARIN DA ADAYI İDİ...
Bir diğer husus, Ekrem İmamoğlu, Tunç Soyer ve Mansur Yavaş'ın;
PKK'lıların da adayları olduklarıdır...
PKK'lıların da adayı olduğu ifadesi, şaibeli mazbatalı Ekrem İmamoğlu'nun, şerefini ve haysiyetini hedef alan bir saldırı imiş... Bu köşede, yazdığım bu cümle, bu ifade, beyefendinin kanına dokunmuş... Ekrem İmamoğlu, bu tespitim ile, kendisine ağır hakaret yapıldığını ileri sürmüş. Yahu; PKK mensubu eli kanlı katiller, seni açıkça desteklediler, kamera karşısında CHP'ye ve sana oy istediler, seçimin ardından kendileri ile partiniz CHP arasındaki işbirliğini, daha da ileriye taşımanız gerektiğini duyurdular. Bu görüntüler, hala sosyal medyada duruyor.
Hatta; FETÖ mensubu yurt dışına kaçmış hainler de kamera karşısına geçip partiniz CHP'ye ve sana oy istediler... Demek bunlar şerefinize ve haysiyetinize dokunuyor öyle mi...? Peki eğer öyle ise; bu eli kanlı katiller, seçimlerden önce, açıkça sizi destekleyeceklerini ilan ettiklerinde, şeref ve haysiyetininiz için rahatsız olmuş muydunuz...?