Peki ya asıl azmettiriciler?

Geçmişte toplumu zehirleyen Yeşilçam filmlerinin misyonunu kimse tartışmazken şimdilerde Doğan medyası onlara benzer bilinçaltı mesajlarla bu faaliyeti sürdürüyor

Giriş Tarihi 16 Şubat 2015, 00:00 Güncelleme 16 Şubat 2015, 17:04
Peki ya asıl azmettiriciler?

İÇİNDEKİLER

Vahşice katledilen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan cinayetinin konuşulduğu bugünlerde herkes toplumda birilerine suç isnat ederken toplumun nasıl bu hale geldiği sorusuna cevap bulunmaya çalışılıyor. Oysa bu tarz ahlaki yozlaştırma faaliyetlerinin seneler öncesinden başladığını görebiliyoruz. Geçmişte Yeşilçam filmleri, şimdilerde ise Doğan medyasının yürüttüğü misyon bunun temelini oluşturuyor. Örneğin, minibüs şoförü Kemal Sunal'ın bilinçaltı mesaj dolu filmini hala haftada üç gün ekranlarda görebilmek mümkün. Filmde Kemal Sunal'ın "Bir ona bir ona" muhabbetiyle verilen mesaj ise ibretlik… Kadınların peşinde pervane olduğu minibüs şoförünün o konudaki "beceriksizliği" ile alay edilen bir film. Kadın konusunda beceriksiz bir minibüs şoförü imajına dayandırılan bu sözde komedi filminin ve benzeri filmlerin topluma verdiği zararı kimse sorgulamıyor. Özellikle kadın dernekleri ve sivil toplum kuruluşları buna hiç itiraz etmedi.



Bütün bunları ele aldığımızda Özgecan'a tecavüz etmeye kalkışıp sonra da vahşice öldüren bir minibüs şoförünün de Kemal Sunal'ın o filmiyle büyüdüğünü hatırlatmakta fayda var. Sırf bu film bile Türkiye'de toplumun medya üzerinden nasıl "kirletildiğinin" göstergesi... Kadınların "avlamak" için yarıştığı "minibüs şoförü" imajıyla bilinçaltlarına nasıl bir fantezi virüsü sokularak meselenin meşrulaştırıldığı ortada.

Bu gibi sözde komedi filmleri ve günümüz dizileriyle bir neslin ahlakı yozlaştırıldı. Özellikle Doğan medyası bu konuda kimseye papuç bırakmıyor. Hergün çeşitli fantazilerle verdiği Haydar Dümen yazıları, Hürriyet gazetesinin Özgecan cinayeti bahanesiyle dün bütün gün manşette tuttuğu bilinçaltı dolu haberi bunun en iyi örneği.