Erdoğan, paralel yapıyla mücadelenin Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne girip girmeyeceğine ilişkin, ''Müzakerelere bağlı olarak tavsiye kararında yerini alırsa o zaman hükümet bu konuyla ilgili Bakanlar Kurulu kararını bu tavsiye kararı istikametinde alması halinde o zaman bu Milli Güvenlik Siyaset Belgesi içinde yerini alır" ifadesini kullandı.
ÖCALAN'IN CEZAEVİ KOŞULLARI
Erdoğan, Öcalan'ın şartlarında iyileştirme talebiyle ilgili, ''Ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum olmuş olan bir insan var. Bu insana şartların iyileştirilmesine yönelik yapılması gereken her şeyi bu devlet yapmıştır. Bundan daha ilerisi zaten olamaz. Herhalde kalkıp özel villa tahsis edilecek hal yok" değerlendirmesinde bulundu.
İNCİRLİK KONUSU
Erdoğan, "İncirlik'te bizden istenen ne, o henüz belli değil. Bunu gördüğümüz anda değerlendiririz. Bizim güvenlik birimleriyle otururuz bunları konuşuruz, uygun gördüğümüz bir şey varsa buna 'evet' deriz ama uygun değilse buna 'evet' dememiz de mümkün değil" yorumunu yaptı.
PYD'NİN SİLAH TALEBİ
Erdoğan, "PYD şu anda bizim için PKK ile eştir, o da bir terör örgütüdür. Bir terör örgütüne kalkıp da bize dost olan NATO'da beraber olduğumuz Amerika'nın böyle bir desteği, açıktan açığa söyleyerek bizden 'evet' ifadesini, yaklaşımını beklemesi çok çok yanlış olur, böyle bir şeyi bizden beklemesi mümkün değil, böyle bir şeye de biz 'evet' diyemeyiz" diye konuştu.
BM GÜVENLİK KONSEYİ
Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi geçici üyelik seçimine ilişkin, ''Seçimin neticesinde bize söz verenlerin, 140 ülke söz verdiği halde, 140 ülkenin nasıl manevra yaptığını görmek çok açık net bir şeylerin nasıl döndüğünü ortaya koyuyor. İspanya'nın seçilmiş olmasından herhangi bir üzüntümüz yok ama İspanyol Dışişleri Bakanı'na sarılanlar bizi ilgilendiriyordu. Çünkü onlarla farklı bazı birlikteliğimiz vardı, bunlar da kendilerini orada ele vermiş oldu" dedi.
GÜVENLİ BÖLGE İŞGAL DEĞİL
"Güvenli bölge bir işgal hareketi değil ki güvenli bölge sadece kendi topraklarından kaçıp Türkiye'ye sığınan vatandaşa, Suriyeli vatandaşa kendi topraklarına dönme imkanını verme" ifadesini kullanan Erdoğan, Suriyeli sığınmacılara kendi topraklarında da olsa güvenli bir bölge temin etmek, onları güvenceye almak gerektiğini kaydetti. Suriyeli sığınmacıların kaldığı kampların da sınır bölgesinde olduğunu anımsatan Erdoğan, güvenli bölgenin de sınır boylarında belli kilometre mesafede yer alabileceğini söyledi.
Güvenli bölgeyle alakalı olarak ilgili birimlerin çalışacaklarını, ABD'li yetkililer ile TSK ve Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin bu konuları görüştüğünü bildiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şu anda bakıyorsunuz, dışişleri bakanları sözcüleri gerek Amerika'da gerek Avrupa'da bir şeyler söylüyorlar, bunların bir kısmından haberimiz var, bir kısmından haberimiz yok ama haberimiz olan konularla ilgili biz o 4 başlığı önemsiyoruz. Buralardan taviz vermek mümkün değil. Hele hele biz PYD'ye silah verelim... Sen şu anda arazide rejime karşı, IŞİD'e karşı mücadele verenlere niye bu güne kadar vermedin bu desteği. Madem böyle bir destek vereceksin arazide şu anda rejime karşı da IŞİD'e karşı da savaş verenler var, onlara ver.
Geçenlerde onlardan bir tanesi 74 kadar lider kadroda insanı biliyorsunuz kendi içinden vurulmak suretiyle 74'ü de kimyasal silahla öldürüldü, hiç duyuldu mu, buna karşı herhangi bir şey söylendi mi? Tam aksine. Şimdi biraz gerçekçi olmamız gerekiyor. Kalkıp da 'PYD' dendiği zaman, ben o zaman bu işten ciddi manada 77 milyonun sorumlusu olarak rahatsız olurum. Tıpkı 'Kobani'ye sahip çıkıyoruz' diyerek ülkemi karıştıranların Kobani dışındaki bölgelerde 250 bin insanın öldürülmesinden rahatsız duymadığı bir tabloyu görüyoruz. Burada Türkiye olarak biz Ayn el- Arap'tan yani Kobani'den ülkemize gelenlere kapımızı kapamadık, kapımızı açtık ve 200 bin insan şu anda ülkemizde. Daha ne yapacaktı bu iktidar? Yapılması gerekeni yaptı."