TAYFUN ER

TAYFUN ER

Tarihi 16 Ocak 2018

Haydi bastır!

70'li yıllarda futbol taraftarları "Haydi Bastır" diye tezahürat yapardı.
Çoktan unutulan bu tezahüratın aslı "Haydi Bastır Ankaragücü"dür ve telifi de Ankaragücü amigosu rahmetli Sefa'ya aittir. Urfalı Babi'nin 1973'te "Haydi Bastır Ankaragücü" adlı plak kaydı bile vardır.
2. Lig Kırmızı Grup şampiyonu olarak 1. Lig'e çıkan Ankaragücü taraftarlarını çok mutlu etmişti. Ligin ilk yarısını lider olarak kapamaları Süper Lig umutlarını arttırdı. Ankaragücü'nün bir bahane yaratılarak Kenan Evren tarafından bugünkü adıyla Süper Lig'e çıkarılması Ankaragücü tarihinin maalesef en kötü hatırası olarak belleklerde kaldı.

TARİHİN CİLVESİ!
İngiltere'deki futbol takımları içinde mavi renkli olanlar kilise, kırmızı rengi taşıyanlar ise sendika ve işçiler tarafından kurulmuştur.
Batı'da futbol takımları en azından kuruluş aşamasında bir sosyolojik taban üzerine oturmuştur.
Ankaragücü bu açıdan en azından kuruluş olarak böyle bir tarihe sahiptir. Tarihin cilvesi olsa gerek, Cumhuriyet'in başkenti Ankara'nın adını taşıyan bu güzide kulübümüz aslında Osmanlının başkenti İstanbul'da kurulmuştur.
Osmanlı devletine savaş malzemesi ve savaş sanayi için nitelikli iş gücü yetiştirmek için İstanbul Zeytinburnu'nda önceleri "Zeytinburnu Fabrikay-ı Hümayunu" adını taşıyan ve 1843'te kurulan fabrika uhdesinde olmak üzere, 1896'da "İmalat-ı Harbiye Nazar-i Mektebi" adında bir sanat okulu açıldı. Dört yıl Sultanahmet'te teorik ders, dört yıl da Zeytinburnu'nda pratik eğitim verilen bu teknik okuldan mezun olanlar çeşitli fabrikalara usta olarak gönderilirdi. Bu okul 1922'de öğrenci ve çalışanlarıyla birlikte Ankara'ya nakledildi.
Aslında fabrikanın baştan tek bir takımı yoktu. İmalathane bazında ayrı ayrı futbol takımlarını ilk kez ama bu defa da iki başlı olarak, Altınörs İdmanyurdu ve Turan Sanatkaran adıyla Cuma Ligi'ne katılmak için aynı gün, 31 Ağustos 1910'da başvurdular.
Ankara'ya gelene kadar bu iki takım arasında büyük rekabet vardı, maçları hep olaylı geçiyordu.
1913'te Turan Sanatkarangücü adıyla birleştiler ve 1920'ye kadar İstanbul Cuma Ligi'nde oynadılar.
İşte Ankaragücü'nün 1910'da İstanbul'da kurulmasının nedeni budur. Takımın futbolcuları Milli Mücadele başlayınca yüzde 80 oranında Anadolu'ya geçti. Kurtuluş Savaşı'na katılınca zaten fiili olarak bir anlamda Ankara'ya toplanılmış durumdaydı.
Okulun naklinden önce 1920'de Ankara'da bulunan futbolcular, Ankara Santral Sanatkarangücü'yle ortak bir takım kurarak Anadolu Sanatkarangücü adını aldılar. Sarılacivert forma ilk kez bu takım tarafından giyilmiştir. Renklerin sarı ve lacivert olarak seçilmesinin nedeni sarının barutun yanmış, lacivertin ise barutun ham haldeki rengi olmasından dolayıdır. Bu takımın ismi iki kez daha değişti, önce İmalat-ı Harbiye 1933 yılında da Ankaragücü oldu.

AMBLEMİ MERMİ!
Ankaragücü'nün adının başına MKE (Makina ve Kimya Endüstrisi) gelmesinin nedenini kısaca özetleyelim. 1921'de Ankara'da "Askeri Fabrikalar Umum Müdürlüğü" adıyla kurulan ve Kurtuluş Savaşı'na askeri malzeme sağlayan teşkilatın çekirdeğini İstanbul'dan gelen İmalat-ı Harbiye mensupları oluşturmuştu.
O günden sonra buna benzer olarak, Ankara ve Kırıkkale'deki çeşitli adlarla hayata geçirilen savunma sanayi kurumlarının hepsi 1950'de MKE adı altında birleşti.
Ankaragücü de MKE bünyesinde bir kulüp olduğu için 1968 yılında adının başına MKE ekledi.
Kulübün amblemi de tarihine gönderme olarak yatık bir mermi şeklinde çizilmiştir.
Ankaragücü'nün Ankara'daki ezeli rakipleri olan Gençlerbirliği 1923'te liseli gençlerin eseri olarak doğmuş, Hacettepe ise 1945'te Hacettepe'de bir kişinin kurmasıyla semt takımı olarak vücut bulmuştur. Ankara'da yıllar içinde gittikçe artan işçi nüfusu ve Milli Mücadele'de oynadığı rolden dolayı duyulan sempati nedeniyle Ankaragücü bugün Ankara'nın en kalabalık taraftar sayısına sahip kulübüdür.