Tarihi 20 Temmuz 2014

Zarif ayrılık

Vedaları hiç sevmem... Veda etmeyide... Küsmeyi de. Küslüklerim de kırgınlıklarım da kendi kendine geçer uzun sürmez.
Hep Sezen Aksu'nun "Gidemem" şarkısı gelir aklıma veda anlarında ve birine kırgınsam. "Ben bu yüzden gidemem gitmem, Unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir, Acının insana kattığı derdi bilirim küsemem..."
Bundan 7 ya da 8 yıl önceydi Murat Boz'la onu tüm kitlelerin tanıdığı ilk single projesinin başlarında beraber çalıştığımız zaman tanıdım. O zaman yeni bir kız arkadaşı vardı Eliz Sakuçoğlu.
Hep konuşma aralarında adını duyardım uzun zamanda hiç tanışmadık sadece birbirimizin adını duymuşuzdur.
Sonra yıllar geçti Murat Boz çok iyi yerlere geldi... Hem yetenekli hem yakışıklı güzel de şarkılar yaptı. Ama her başarılı erkeğin arkasında hep bir kadın vardır ya işte Murat Boz'un arkasında da Eliz Sakuçoğlu vardı.
Eliz, Murat'ı çok sevdi... Eliz, Murat'ı çok kolladı... Eliz Murat'a çok iyi hayat arkadaşı oldu... Bir star ile nasıl yaşanırsa öyle yaşadı Eliz...
İşleri de güzel idare etti. Sıfırdan ögrenerek hatalar yapmıştır ama sıkıştığı noktalarda çok güzel işbirlikleri yaparak tüm krizleri önledi.
Bu tarafı iş hayatı Eliz'in. Ve benim gördüğüm tarafı...
Ama bir başka Eliz var onu sanırım çok az insan gördü.
İnsan, sevecen, iyi kalpli, yardımsever ve kötü gün dostu Eliz. Ben daha çok bu taraflarıyla karşılaştım Eliz'in. Nerede birinin kötü günü olsa Eliz hep orada vardı.
Aralarda hep şehir efsaneleri dolaştı Murat Boz ve Eliz Sakuçoğlu ayrıldı diye. Bu şehir efsanelerinde gerçekten her ilişkide olan sorunlar olmuştur kısa ayrılıklar yaşanmıştır.
Ama şimdi gerçekten nazara geldiklerini düşünüyorum ayrı ayrı mesajlarla ilişkilerini sonlandırdıklarını açıkladılar.
Eliz'in vedası kendisi gibi zarif, kibar ve öğreticiydi.
Başarı dilemiş, mutluluk dilemiş eski hayat arkadaşına Eliz yazısında. Kendine yakışanı yapmış kendi gibi.
Her ikisi de mutlu olsun, başarılı olsun...
Günümüz ayrılıklarına bakınca Murat ve Eliz örnek alınmalı.

Ajlan'ın gidişi...

Ayrılıktan vedadan bahsettik ya... Allah herkese sağlıkla, geriye baktığında haber alabileceği yaşam dolu ayrılıklar versin.
22 Temmuz 1999'da gerçek anlamda ayrılık nedir veda nedir öğrendim ben... En yakın arkadaşım, sırdaşım, yol arkadaşım Ajlan'ı trafik kazasında kaybedince...
Sonrasında hiçbir küslük, kırgınlık bende anlam ifade etmedi. İnsani olarak öfkelerim, kızgınlıklarım, küslüklerim oldu ama sonra bu duyguları hissettiğim insanların hepsinin hayatta olduğunu bildiğim için şükrettim şükredince de içimdeki her şey geçti.
Ajlan'ın gidişi bana çok şey öğretti.
Tam 15 yıl geçmiş Ajlan gideli. Zaman nasıl çabuk geçmiş ben farkında bile değilim. Benim içimdeki acı halen geçmedi bu 15 yılda. O yüzden daha halen yeniymiş gibi geliyor bana.
İnsanın hayallerini tek başına gerçekleştirmesi çok zormuş onu öğrendim.
Ajlan'la tüm kurduğumuz hayalleri ben tek başıma gerçekleştiriyorum hem kendim için hem onun için yapıyorum her şeyi.
Bazen tatlı yerken 2 tane yiyorum biri onun için biri kendim için.
Arabada eğer yalnızsam hep ona anlatıyorum olanı biteni, sevincimi, üzüntümü, aşkımı.
Çok korktum zaman içinde yüzünü, ses tonunu gözümü kapattığım an unuturum azda olsa silinir diye. Halen gözümü kapattığımda o yüzü, o mimikleri, ses tonu aynı duruyor.
Dedim ya ayrılık olsun ama nefes aldığını bilin yeter ki...
Bugün duanıza Ajlan'ı da eklerseniz sevinirim.