YILLARDIR Milli Takım'da işin 'millilik' kısmının içini genellikle sonuna kadar dolduruyorduk. O kutsal formayı üzerine giyen herkes en üst seviyede mücadelesini verdi bir şekilde. Ancak 'takım' olma kısmında zaman zaman çok büyük problemler yaşadık. Ay-Yıldız için savaşan ancak birbiri için savaşmayan çok sayıda futbolcu grubu izledik maalesef.
Vincenzo Montella dönemi 1.5 yılını geride bıraktı. Sorunlarımız var mı? Kesinlikle var. Gelişmemiz gereken noktalar var mı?
Hem de çok fazla. Ancak Montella ile beraber en iyi başardığımız şey, sadece kağıt üzerinde değil, her anlamda gerçekten takım olgusunu yakalamak oldu.
Saha içinde birlikte hareket eden, saha dışında birbirlerinin dilinden anlayan bir grup var artık çok net bir şekilde. Ligdeki abartılı ve savaşa dönüşen rekabetten sıyrılan, prim konularıyla asla gündeme gelmeyen, renklerden bağımsız herkesin sevdiği ve destek verdiği bir takım.
Macaristan önünde çok iyi 3 devre oynadık. Sadece İstanbul'daki maçın ilk yarısında sıkıntı yaşadık. Ama Montella çok başarılı analizlerle doğruyu buldu.
Sadece kalitemizle değil, savunma ve orta alan organizasyonumuzla da fark yarattık sahada.
Artık bu takımın tek hedefi olmalı.
Türkiye, Avrupa'da futbola en çok yatırım yapan 8 ülkeden biri. Bizim 2002'den beri Dünya Kupası'na gidemememiz en hafif tabirle ayıptır. Bu ayıbı, Montella ve bizim çocuklar temizleyecektir.