TAYFUN ER

TAYFUN ER

Tarihi 20 Ekim 2015

Sorun forvetlerde değil

Fenerbahçe'deki sorunlar hücum üzerine sanıldı. Fernandao ve RVP birlikte oynadı işte, şimdi ne diyecekler acaba?
İşte Galatasaray, ne değişti? Savunmaya Chedjou gelince başka takım gibi oldu. Üst düzeydeki Türk futbolunda karşı kalede tehlike yaratma süresi ortalama 14 saniye. Bunun için de yine ortalama 4 pas yapılıyor. Avrupa'da üst düzey takımlarda bu değerler 17 saniye ve 7 pas. İyi takımlar top tekniği yüksek futbolcuları, daha fazla futbolcuyla hücum yapmaları ve en uygun zamanı beklemeleri nedeniyle topu daha fazla ayaklarında tutuyorlar. Futbolun Harlem'i durumundaki Barcelona 30 pas yapabilen ve 1,5 dakikaya kadar topa sahip olabilen bir takım.
Bu karşısındaki takımı hem yoran hem de sinirini bozan bir durum yaratıyor. Buna rağmen kötü bir kaleci ve defansla sezona başlayan Barcelona çok zorlanıyor, hatta fark bile yiyor.

GERİYE KİM KOŞACAK?
Top oyunda ne kadar fazla kalırsa, bir takım ne kadar fazla topa sahip olursa oyuncuların sahada koşma mesafeleri de o kadar artıyor. Türkiye'de gücünü koşmaktan alan takımı, 70'li yıllarda Galatasaray'ın Teknik Direktörü olan Brian Birch yarattı. O günlerden bugüne Türk takımları çok daha fazla koşuyor ama bugün bile üst düzey Avrupa takımıyla kıyaslandığı zaman toplam koşma süresine baktığımız zaman bizim takımlarımız bir kişi eksik yani 11'e karşı 10 kişi oynuyor gibiler.
Flaş transferler nedeniyle bütün kurgular hatta hayaller gol atmaya dönük olarak yapılıyor. Oysa futbolda çeşitli sayılarla ifade edilen sistemlerin çıkışı, kısacası organize futbolun doğuşu defans yani gol yememek üzerinedir. İki yönlü bir "savaş" olan futbolun savunma yönünden bahsedilmiyor. Biz bir oyun bozan olarak soralım: Geriye kim koşacak?

MARATON SAVAŞI!
Sporların hemen hepsi savaştan esinlenir, aralarında derin bir psikolojik ve tarihi bağlar vardır.
Geriye kim koşacak sorusunu da savaştan esinlenerek sorduk çünkü çok önemli. Pers Kralı Büyük Dara, M.Ö. 522 ile 486 yılları arasındaki hükümdarlığı sırasında ülkesini batıya doğru genişletmek istiyordu. İyonyalılar, Pers İmparatorluğu'na karşı ayaklandı ama Dara onları bastırdı. O ayaklanmayı destekleyen Atinalılar ile Eğriboz Adası'ndaki Eretria şehir devletlerini cezalandırmak için de sefere çıktı. Bugün strateji veya savaş tarihi üzerine yazılmış kitapların çoğu bugün Yunanistan topraklarında kalan o günlerdeki bir savaşla başlar: Maraton yani Maraton Savaşı. Günümüzün uzun mesafe koşusuna da maraton denmesi bu savaş yüzündendir ama sadece bir tarihi savaşı hatırlatmak adına değildir. M.Ö. 490'da Eğriboz'u alan ve buradan Atina'ya yönelen Dara ve askerleri, Atina'nın 40 kilometre kuzeydoğusundaki Maraton'da beklemeye başladılar. Atina'lıların üzerine gelmesini bekledi. Atina gibi şehir devletlerinde de en etkili savaş düzeni falanks idi. Falanks hem dayanışmacı ruh hem de savaş düzeni açısından polis yani devrin şehir devleti için çok önemliydi.
Cepheden, saflar halinde saldıran ve savunmaya çekilen falanks düzeninde, sadece kendi canından değil, safındaki insanın da canından sorumluydun. Bu durum derin bir dayanışma yaratmıştı. Futbolda falanks toplu savunmadır.

DARA'NIN TAKTİĞİ
Atinalılar, Maraton Ovası'nda Persler'e karşı saldırırken, Dara, ordusunun bir kısmını gemilere bindirerek Atina'ya çok daha yakın bir yerde karaya çıkarmayı düşünmüştü.
Ancak bu strateji baştan çok olumlu giderken, hiç bilmedikleri falanksın muazzam gücü ovada Persler'i hemen dağıtmıştı. Atinalılar hiç durmaksızın şehirlerine doğru 40 kilometre koştular ve Pers Ordusu'ndan önce şehirlerine vardılar. O yorgunluğun üstüne bir de savunma yaptılar ve Persleri geri püskürttüler. Bu 40 kilometre koşma olayı, bugün 42 kilometre 195 metre olan maraton koşusunun da temelini oluşturmuştur ama nasıl?

AVRUPALI BEYAZ ADAM
Avrupa'nın insanlığın tek gelişme yeri ve öncüsü olduğunu söyleyerek, Asya ve Afrika'yı insanlık tarihinden atan, onların gelişmesinin ancak "Avrupalı Beyaz Adam" sayesinde olabileceğini söyleyerek, sömürgeciliği haklı ve meşru olarak göstermek için bir ortak ata ve kültür aranıyordu.

42 KM. 195 METRE!
19. Yüzyıl'ın sonunda bu ortak kültür bulundu: Yunanlılar. 1896'da İlk olimpiyat düzenlenirken, Batı'nın Doğu'ya, Avrupa'nın da Asya'ya karşı bu zaferini taçlandırmak ve siyasi olarak belleklere kazımak, dolayısıyla ortak ataya vurgu yaparak Avrupa'yı uygarlığın biricik kanalı göstermek için bu koşu, üstelik de aynen alındı.
İlk üç olimpiyatta 42 kilometre olarak koşulan maratona neden 195 metre daha eklendi? Çünkü 1908 Londra olimpiyatlarında, maraton, Kraliyet Ailesi izlesin diye Windsor Şatosu'nun karşısından başlatılmıştı ve bitiş noktası olan stadyumdaki protokolün önüyle olan bu mesafe 42 kilometre 195 metre idi.