Tarihi 25 Ekim 2015

Moda elçimiz

Geçtiğimiz hafta Premiere Vision İstanbul Kumaş ve Teksit Fuarı'nın 2016 lansmanına katıldım… Premiere Vision, dünyanın dört bir yanında düzenlenen fuarlarında, o bölgenin kültürünü ve yaratıcı yeteneğini en iyi temsil eden isimlerle işbirliği yapıyor. David Hart Premiere Vision New York'u, Arzu Kaprol Premiere Vision Istanbul'u, dünyanın en önemli moda ve tasarım okullarının öğrencileri ise Premiere Vision Paris Fuarı'nı temsil eden isimler oldu. Premiere Vision İstanbul, Ekim 2015 Fuarı'nda Arzu Kaprol ile gerçekleştirdiği işbirliğinin ardından, Mart 2016 Fuarı için, dünyaca tanınan, yetenekli moda tasarımcısı Bora Aksu'yu marka elçisi olarak seçti. Bora Aksu ile Karaköy'ün en güzel oteli 10 Karaköy'de buluştuk. Sohbet ettik, 2016 kış sezonu için bilgiler aldık. Londra'da yaşayan Türk moda tasarımcısı Bora Aksu, Central St Martin's'den mezun olduğu 2002 yılında dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. Aksu'nun koleksiyonu Domenico Dolce ve Stefano Gabbana'nın dikkatini öylesine çekti ki koleksiyonun tamamını satın almışlardı.
Kariyeri boyunca Adidas, Converse, Anthropologies ve People Three gibi uluslararası markalarla işbirlikleri yapan Aksu, şimdi Premiere Vision'ın Mart 2016 Fuarı için Marka Elçisi... Aksu ile bundan 10 yıl önce Deniz Akkaya ile İstanbul'da tanışmış uzun uzun sohbet etmiştik. Yeteneği dışında insan olarak da çok severim. Onun başarılarını takip etmek beni mutlu ediyor...

***
10 KARAKÖY
10 Karaköy'e gitmişken bu kış otelin içinde şahaneler yaratacak kadın Ayşegül İlsever'e de uğradım. Eğer Ayşegül bir yere el atarsa orası altın değerinde olur.
İstanbul'un en tercih edilen mekanı olur. Müdavimleri vardır onun, o nereye arkasından herkes oraya. Örneğin ben… Ben onun mekanlarında lezzetli yemekler yerim, güzel insanlar tanırım.
Bu yaz Taksim'de Mixxo Terrace'yi yaptı ve partileri, yemekleri, içkileri konuşuldu tüm yaz. Şimdi 10 Karaköy'ün tüm F&B'sinin başında. Biraz bana oteli ve içindeki mekanları gezdirdi.
Terasa bayıldım. O bana anlattı planlarını. O terasta canlı müzik yapmayı planlıyor. Hayali çok güzel. O hayalini gerçekleştirdiğinde çok güzel bir atmosfer olacak. Bar'da Dj performanslar yapacak. Özgür Aras, bize Ayşegül İlsever imzalı 10 Karaköy Otel Terası söylemişti dersiniz.

ZBANK ZAMANI
Benim işimin en önemli parçası tanıtım… Yani PR… Ünlüleri olduğu kadar markaları, mekanları da tanıtmaya çalışıyorum. Elimden geldiğince de iyi yapmaya çalışıyorum işimi.
Alternatifi çok bir çağda yaşıyoruz. Aynı deterjandan başka başka markalar… Aynı arabadan başka başka markalar… Aynı müziği yapan ayrı ayrı mekanlar var.
Yeni projem bir klüp. Rakiplerinden sıyrılması öne çıkması ve dikkat çekmesi lazım. Artık bunun da en etkili mecrası sosyal medya… Sosyal medyada dikkat çekmek için caps'ler, videolar, yazılar var.
Ben ve ekibim kafa yorduk ve bir proje geliştirdik. Yeni klübün adını Tommiks, Texas gibi kült çizgi romanlardaki tokat atma sesi olan Zbank'ı koyduk.
Bu tokat efektinden çıkarak bir viral video kullandık. Türk filmlerinden Cüneyt Arkın ve Işık Aras'ın bir repliğini aldık. Onun üzerine seslendirme yaptık. "Türkçe Müzik öldü… Hayır Ölmedi…" diye birbirlerine tokat atan 15 saniyelik bir video.
Video yayınlandı ortalık karıştı… Nasıl Türkçe müzik ölür vay efendim ne demek bu.
Beni benim mesleğimle vurmak isteyenler neler neler. Amaç dikkat çekmekti. Yazılsın çizilsin konuşulsun istedik ve ZBANK adı duyuldu. Birçok işin ehli insana da sorduk.
Hepsinin fikrini aldık onları da yayınladık. "Türkçe müzik ölemez ama biraz trend değişti" dedi çoğu.
Şimdi "Türkçe Müzik hiç ölebilir mi? Buna kimin güçü yeter. Türkçe Müzik de ivme azalır ivme çoğalır. Yaptığınız mekan tutmazsa Türkçe müzik çalmak zorundasınız" diyen var. Bana kimse sormadı ki "Türkçe müzik çalmıyacak mısın?" diye.
Bu videonu seslendirmesi bizim mekan içinde jinglemız aralarda "Türkçe Müzik Öldü… Hayır Ölmedi" diye bir ses duyarsanız bilin ki ardından bir Türkçe şarkı çalıyor olabilir. Ajda'sız, Sezen'siz Demet'siz Hande'siz, Tarkan'sız Serdar'sız ben bir eğlence düşünemiyorum. Ben düşünemiyorsam benim mekanımın içinde bir yerde olacaklardır.
Hadi tartışalım benim işime geliyor; "Türkçe Müzik Öldü mü… Türkçe Müzik Ölmedi mi?"