BUGÜN, 27 Mayıs iğrenç darbesinin yıl dönümü...
Darbeyi yapanlar o günü bir de bayram ilan etmişlerdi.
Yıllarca da bayram olarak zorla kutlanmasını sağladılar. Bu fakir, o günleri çok net hatırlıyor.
Vatandaşlarımız arasında sağ görüşlü olanlar, evlatlarını o gün çeşitli bahanelerle okula göndermezlerdi. Sınıflarımız, 27 Mayıs günü ezici bir çoğunluk okula gelmediği için, bomboş olurdu. Şimdilerde daha iyi ve net anlıyorum. Asil ve aziz milletimiz, içten gelen bir samimiyetle tepkisini bu şekilde ortaya koyuyordu.
Olanlara ancak böyle meydan okuyabiliyor ve başkaldırıyordu.
Başka ne yapabilirlerdi ki?...
UYDURUK YARGILAMALAR VE İDAM
Zulüm devlet politikası olmuş... Devletin idaresi, millet düşmanlarının eline geçmiş...
Benimle aynı yaşta olanlar, hayal meyal de olsa hatırlayacaklardır.
Her yıl, 27 Mayıs, Hürriyet ve Anayasa Bayramı idi... Anayasa Mahkemesi'nde kutlanıyordu...
Devlet erkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın makam odası önünde sıraya dizilerek, Başkana tebriklerini sunarlardı. Reziliğe bakar mısınız...? Demokrasiyi, hukuku, Anayasayı katlediyorlar... Halkın oylarıyla seçilmiş yöneticileri, uyduruk yargılamalarla idam ediyorlar... Bütün bu kepazeliğin ve katilliğin adını da bayram koyup, milletimize küfür ediyorlar.
DARBEYİ YAPAN AMERİKA'DIR
Darbenin arkasında yine ABD yer almıştır. Planlayıcılar arasında yine NATO görev almıştır. Dönemin gazeteleri iğrenç yalan ve iftiraları gerçekmiş gibi yaymışlar ve darbede açıkça görev almışlardır. Üniversite öğrencileri yalan haberler ile bizzat hocaları tarafından kışkırtılmışlardır.
CHP, ilgisi yokmuş maskesi takarak, hem kurumsal olarak hem de taraftarları ile gırtlağına kadar darbeciler ile beraberdir. Aynı bugünkü gibi, hedefte zamanın başbakanı Adnan Menderes yer alıyordu. Aynı bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yapmaya çalıştığı gibi, o zaman da Merhum Adnan Menderes ve arkadaşları, ABD ve NATO isteklerine direnmek istemişti.
Körü körüne ABD, NATO, BATI doğrultusunda hareket etmemek, ülkemizin milli çıkarlarını savunmak Adnan Menderes'i hedef yapmıştı.
BATI'DAN AYRILANI ASARIZ
Merhum şehidimiz Adnan Menderes, 17 Eylül 1961'de idam edildi. O vakte kadar da kendisine vahşice işkence yaptılar. Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu da aynı kaderi paylaştılar. Vermek istedikleri mesaj çok açık ve kesindi. Bu memlekette idarede iseniz asla yerli ve milli tepkiler vermeyeceksiniz. Aksi taktirde sonunuz böyle olur.!!! İktidara gelenlerin ya da gelmek isteyenlerin bilinç altına bu korkuyu, algıyı, gözdağını yerleştirmek istediler. İstedikleri, tam bağımsız görünümlü; ama aslında, ABD ve NATO'ya yani BATI'ya körü körüne bağlı bir Türkiye Cumhuriyeti...
İSRAİL SAVAŞMAZSAK DURMAZ
İslam devletleri ve bütün Müslümanlar, bir ve beraber olmadığı ve katil/terörist/işgalci İsrail'e karşılık vermediği sürece, bölgemizdeki ve dünyadaki kan ve gözyaşı asla son bulmayacaktır.
İsrail'in hedefinin, Filistin'den ibaret olmadığını tüm dünya bilmektedir. İsrail eliyle bir HAÇLI SAVAŞI yapılıyor.
Aslında yerler, olaylar, durumlar ve taraflar, tarihte yaşananlarla hep aynı... İslâm dünyasını kuşatıp; yağmalamaya, paylaşmaya çalışıyorlar.
Hristiyanların bir bölümü ve Yahudilerin büyük bölümü beraber oldular. Gazze'de Müslüman öldürüyorlar. Devletleri, ulusal ve uluslararası kurumları, ticari şirketleri, medyaları hep birlikte soykırım yapıyorlar.
Azgın lanetlenmiş kavmin, devlet isimli terör örgütü İsrail ve Batı, aslında sadece Müslümanlar ile değil bütün insanlık ve dünya ile savaşıyorlar. Müslüman devletler, Filistin'e Filistinli kardeşlerimizin güvenliği ve aslında bütün dünyanın selameti için asker, silah, mühimmat göndermek zorundadırlar.