Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 27 Kasım 2021

Ters köşe…

Ülke genelindeki tüm fabrikalar tam kapasite ile çalışıyor, istihdam arttığı için işsizlik azalıyor, ihracatta rekorlar kırıyoruz ve ekonomimiz cari fazla vermeye başlıyor. Salgın süreci ile ilgili gerek sağlıkta ve gerekse toplumsal hayatta ciddi bir sıkıntı da yok, şükür...

Tam da dostu sevindirecek düşmanı üzecek bir durumdayız yani.

Ortada dövizin bu kadar fırlamasını makul ve mantıklı gösterebilecek herhangi bir sebep yok... Ama oldu. Üstelik bu arada Borsada yükseliş de sürdü.

Bu, yıllardır maruz kaldığımız ekonomik saldırılardan birisi. Arkasında da tabii ki 'Küresel finans çevreleri, ülkemizi yıllarca ekonomik boyundurukları altında tutanlar ve içerideki tetikçileri…' var. Bu o kadar açık ki!..

Dövizdeki oynama, bunu bir görev olarak görüp tezgahı kuranları ve tabii böyle bir saldırıyı bekleyenleri şaşırtmamıştır. Ancak, saldırıyı tertipleyen ve yürütenlerin, bekledikleri refleksi görmedikleri için ters köşe oldukları söylenebilir.

Böylesi durumlarda, dövizdeki anlamsız yükselişe müdahale etmek için Merkez Bankası'nın piyasaya müdahale ederek rezervlerini devreye sokması ve faizleri de yükseltmesi beklenirdi, malum.

Ancak, başka bir şey yaşandı ve faizlerde indirim yapan Merkez Bankası, döviz hareketliliğini durdurmak için herhangi bir girişimde de bulunmadı...

Önceki kur saldırısında MB'nın müdahalesi sonrası '128 milyar nerede?' çığlıkları atan ve bugünlerde de benzer şekilde davranmaya hazırlananlar, şimdi oyuncağı elinden alınan çocuğa döndüler.

Birçok ülkenin ciddi hasarlara maruz kaldığı salgın döneminde 84 milyonluk Türkiye'yi dimdik ayakta tutan, mağduriyetleri engelleyen ve her hususta attığı adımlara yenilerini ekleyen bir iktidarımız var.

Döviz üzerinden saldıranlar ve onların ardından kendilerine düşeni yapmak için hareketlenen içimizdeki uzantıları ne derse desin, ülkemiz uzun yıllardır ilk defa bu kadar başarılı bir şekilde idare ediliyor.

Döviz üzerinden saldırının, yapanların umduğu şekilde değil değişik bir şekilde karşılanması, ani bir refleks değil. Cumhurbaşkanımızın Ulusa Seslenişindeki şu sözleri, bu tavrın bir hazırlık neticesi olduğunu gösteriyor:

"Biz, geçmişte uzunca bir süre denenmiş ama bir türlü sonuç alınamamış yüksek faiz-düşük kur kısırdöngüsü yerine; yatırım, üretim, istihdam, ihracat, büyüme odaklı ekonomi politikamızla, ülkemiz ve milletimiz için en doğru olanı yapmakta kararlıyız…"

Bu sözlerin devamındaki şu cümle de meselenin püf noktası:

"Bu politikayla biz, ne yaptığımızı, niçin yaptığımızı, nasıl yaptığımızı, hangi risklerle karşı karşıya bulunduğumuzu, sonunda ne elde edeceğimizi gayet iyi biliyoruz..."