İzmir'deki depremde, devletimizin tabii afetlere müdahale ve gerekenleri hakkıyla yapma konusunda aldığı mesafeyi bir kez daha gördük.
Depremin hemen ardından başlatılan çalışmalarla bir yandan göçük altındakileri arama-kurtarma faaliyetleri yürütülürken bir yandan da ihtiyaçlar karşılandı.
AFAD koordinasyonunda Kızılay, UMKE, AKUT, JAK, İHH ve değişik STK'lar yanında başta İzmir olmak üzere birçok büyükşehir, il ve ilçe belediye ekiplerince yürütülen çalışmalar, ülkemizin bu konuda ciddi mesafeler aldığını ortaya koydu.
Yıllar öncesinin tabii afetlere vaktinde müdahale edemeyen ve ellerinden geleni yapmaya çalışanları da engelleyen devlet anlayışı yerine, gerektiği anda gereken her şeyin bir an evvel yapılmasını sağlayan bir anlayışın gelmesi, en sevinilecek hususlardan birisi.
İzmir depreminin, kentsel dönüşümün gerekliliğini net bir şekilde anlamamızı sağlaması, önemli. Ama belki daha da önemli olan depremin, kentsel dönüşüme şaşı baktıkları için yapmaları gerekeni yapmayan ve yapılanları da engellemeye çalışan CHP zihniyetinde bir değişikliğe sebep olabilmesi.
CHP Genel Başkanı'nın, son grup toplantısındaki, "Eğer biz ülke olarak deprem gerçeğini kabul ediyorsak, gerekli önlemlerin alınması konusunda çaba harcamak zorundayız… Deprem olduğunda, can kaybını nasıl minimize edebiliriz veyahut hiç can kaybımız olmaz; bunu düşünmek zorundayız." sözleri, ana muhalefet olarak konunun ciddiyetini anladıklarına işaret…
Kentsel Dönüşüm çalışmaları ile ilgili son yıllarda yapılanlar ve özellikle yapılmayanlar, CHP zihniyetinin konuya bakışını gösteriyor. Kentsel dönüşümle ilgili çalışmalara pek yanaşmayan CHP, yapılanları engelleme çabaları ile dikkat çekiyor.
Diğer şehirleri bir kenara bırakalım. Sadece İzmir'de son 8-10 yılda olanlarla konuyu anlayabiliriz.
Bu da ders olsun!..
AK Parti İzmir Milletvekili Cemal Bekle'nin depremden bir buçuk ay önce yaptığı, kent genelinde 7 ayrı alanda kentsel dönüşüm için hükümetçe İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne yetki verileli 11 yıl geçtiği ama bir gelişme olmadığı şeklindeki açıklama, arşivlerde.
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şubesi, İzmir için hazırladığı ve 'İzmir'deki 670 bin binadan 70 bininin, 7 ve üzerindeki bir depremde yıkılacağı veya ağır hasar alacağı' uyarısıyla, 'can kaybının 30 bini bulabileceğini' kaydettiği raporun tarihi 30 Ocak 2020.
2009'da kentsel dönüşüm yetkisi alan ve 2012'de teyit ettiren İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin o günden beri 'ne yapmadığını', deprem gösterdi.
Çürük oldukları bilinen binaları da yıkarak can kayıplarına sebep olan deprem sonrası mangalda kül bırakmayanların, tedbir alınması gereken zamanı boşa geçirdikleri anlaşıldı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi 2012'de tespit edilen 35 bin birimin sadece 1.095'inde kentsel dönüşüm yapmış. Oysa aynı dönemde kentsel dönüşümle İstanbul Esenler'de 46 bin, İstanbul Bağcılar'da yaklaşık 20 bin birim yenilenmiş…
Kentsel dönüşüm konusunda CHP'li belediyelerin geleceğe yönelik projeksiyonları da ümit vermiyor. Rıza ve uzlaşma ile yerinde dönüşüm gibi doğru şeyler söyleseler de, netice olarak çürük binaların yenilenmesini engelliyorlar.
CHP zihniyetinin başarısızlıklarla ilgili başlıca mazereti de rant iddiaları. Oysa kentsel dönüşümde müteahhit şartı olmadığını, kişilerin kendi binalarını yapabileceğini ve belediye şirketleri ile TOKİ'nin dengeleyici olarak devreye girebileceğini, herkes biliyor.
İzmir depremi de ders olur ve çeşitli bahanelerle kentsel dönüşüme ayak direyenler akıllanır inşallah…
