Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 16 Kasım 2015

Saldırının mesajı ne?..

Paris'te eşzamanlı olarak 7 ayrı yerde gerçekleşen ve 129 insanın ölümüne, 532 kişinin yaralanmasına sebebiyet veren saldırılar, en güvenli ülkelerin bile terör karşısında ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Terör, meşhur söyleyişte olduğu gibi, 'benim terörüm iyidir' mantığı ile hareket eden ve kendi menfaatlerine uygun olduğunu düşündükleri örgütleri besleyen ülkeleri de dönüp vurabilen bir canavar. Fransa'nın yanında yarın kimi vuracağı belli olmayan terör sebebiyle bütün ülkeler için acılı ve tedirgin günlerdeyiz. Bir zamanlar sadece Türkiye'ye zarar verdiği ve dolaylı olarak Fransa'nın menfaatlerine hizmet ettiği düşüncesiyle, önce Asala ve sonrasında PKK'ya kol kanat geren bir ülke Fransa. Beslediklerinin olmasa da, benzeri başka terör örgütlerinin kendilerini güdenlerin talebi üzerine kendisini de vurabileceğini söyleyenler olmuştur elbet.
Paris'deki saldırıların neden yapılmış olabileceğine dair birçok teori var. Suriye'de aldığı pozisyon sebebiyle Fransa'yı cezalandırmayı amaçladığı, Avrupa'nın mülteciler konusunda atacağı adımları engellemek için yapıldığı ya da DAEŞ terörüne karşı Zirvede alınabilecek tedbirleri için G20'yi etki altına almayı hedeflediği ve benzeri başka birçok sebep, konuşulanlar arasında.
Ancak en son yaşanan Charlie Hebdo saldırıları sonrası herhalde güvenlik ve istihbarat tedbirlerini oldukça üst seviyelere çıkaran Fransa'nın başkenti Paris'te, birçoklarının söylediği gibi bir 'güvenlik şehri'nde gerçekleştirilen eşzamanlı 7 ayrı saldırıdan bahsediyorsak, meselenin bu kadar basit olmaması gerektiği geliyor akla.

Sıradan bir saldırı değil...
Güvenlik açısından son derecede hassas bir şehirde, Üzerlerindeki bombalar, ellerinde otomatik silahlarla harekete geçen 3 ekibin 7 ayrı hedefe aynı anda yaptıkları saldırılar söz konusu.
İlave etmek gerekir ki, Fransa Almanya maçının yapıldığı stadın kapısında kendini patlatan canlı bomba eğer içeriye girebilmiş olsaydı, Fransa Cumhurbaşkanı ve Almanya Dışişleri Bakanı'nın da bulunduğu o stadta, gerek patlama ve gerekse panik sebebiyle çok daha fazla can kaybı yaşanabilirdi. Ülkelerin metropollerinde gerçekleştirilen bu tür saldırıların tektik sebepleri yanında stratejik tarafları da olduğunun altını çizmek gerek.
Kasım 2003'te İstanbul'da yaşanan terör olayları sonrası, o zaman Başbakanımız olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın; "Devletimize ya da hükümetimize terör yoluyla verilmek istenen bir mesaj varsa, o mesajı elimin tersiyle ittiğimi ve ayaklarımın altına aldığımı tüm dünyaya haykırıyorum" şeklindeki sözlerini unutmamak gerek.
129 kişinin ölümüne, 352 kişinin yaralanmasına neden olan saldırıların 'dışarıdan planlandığını ve yönetildiğini' vurgulayan Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın, 'Paris saldırıları savaş sebebidir' şeklindeki değerlendirmesi de önemli.
Yani Paris'te sıradan bir saldırı değil, oldukça derin bir olay yaşandı...
Kısacası, Paris'te yaşanan olay, DAEŞ'in Fransa'ya yönelik tavrı yanında, esas olarak bölgemizdeki karışıklıkların temel sebepleri ile ilgili mesajlar da taşıyor gibi.
Bunların neler olabileceği hakkında Fransa'nın bundan sonraki tutumu bazı fikirler verecektir...