Terör tutuklusu Selahattin Demirtaş HDP'ye salladı muhalefete sokak çağrısı yaptı: "Partileri Meclis'i bırakın!"

8'li koalisyonun adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na açık destek veren HDPKK'lı Selahattin Demirtaş aktif politikayı bıraktığını açıkladı. Terörün siyasi ayağını seçim stratejisi üzerinden eleştiren Demirtaş, HDP'nin kendi adaylığını reddettiğini açıkladı. HDP'de yönetimin değişmesi gerektiğini belirten Demirtaş, kendisinin seçimlerde saf dışı bırakıldığını ifade etti. Demirtaş, HDP'nin seçimlerde yeterince çalışmadığını belirteren partisini zehir zemberek sözlerle eleştirdi. CHP ve HDP'nin seçimlerden önce sokakları karıştırması, yakıp yıkması gerekirken aday ve liste savaşı yaptığı belirten Demirtaş, Kandil'deki elebaşları gibi iç savaş çağrısı yaptı. Demirtaş, "Yani partilere ve Meclis’e sıkışan muhalefet anlayışı hızla terk edilip mitingden yürüyüşe, grevden boykota kadar tüm sivil siyasi mücadele yöntemlerini öne çıkaran toplumsal mücadeleyi esas almalıyız." dedi. Demirtaş'ın iddiaları sorulan HDP Sözcüsü Ebru Günay, "Cumhurbaşkanlığı adaylığı kendisinin hukuki durumu nedeniyle değerlendirilmedi." ifadelerini kullandı.

Giriş Tarihi 01 Haziran 2023, 09:42 Güncelleme 01 Haziran 2023, 14:48
Terör tutuklusu Selahattin Demirtaş HDP’ye salladı muhalefete sokak çağrısı yaptı: Partileri Meclis’i bırakın!

İÇİNDEKİLER

Terör suçlarından tutuklu PKK'nın siyasi kolu HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş siyaseti bıraktığını duyurdu.

Türkiye Yüzyılı için en kritik virajlardan biri olarak görülen 2023 seçimlerini Başkan Recep Tayyip Erdoğan açık farkla kazandı. Erdoğan %52.18 oranında oy alırken FETÖ ve PKK'nın destek verdiği 8'li koalisyonun adayı Kemal Kılıçdaroğlu ise 47.82 oranında oy aldı.



Muhalefetin siyasetten silinmesi beklenirken ilk çekilme kararı Kemal Kılıçdaroğlu'na açık destek veren HDPKK'lı Selahattin Demirtaş'tan geldi.

TERÖR TUTUKLUSU SELAHATTİN DEMİRTAŞ SİYASETİ BIRAKTI
Terör tutuklusu Demirtaş, Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda aktif politikayı bıraktığını açıkladı.

HDPKK'lı Demirtaş şunları yazdı;

"Merhabalar. Yarın Artı Gerçek'te yayımlanacak röportajımdan iki paragrafı sizlerle paylaşıyorum: "Ben kendi adıma, halkımıza layık bir politika ortaya koyamadığımız için içtenlikle özür diliyorum. Pratikteki çabalarımla bu eksiklikleri giderme sözü veriyorum. Ayrıca, bana yönelik yapıcı eleştirilere teşekkür ediyorum. Eleştirilerden yararlanmaya çalışacağım.

AKTİF POLİTİKAYI NOKTALIYORUM
Mücadeleyi cezaevinden her yoldaşım gibi dirençle sürdürürken, aktif politikayı bu aşamada bırakıyorum." Hepinize yoldaşça selam, sevgilerimi gönderiyor, hepinizi hasretle kucaklıyorum. Özgür günlerde görüşebilmek dileğiyle."

TERÖRİST OLARAK DEVAM EDECEK
HDP'li Demirtaş'ın paylaşımının ardından sosyal medyada "Siyaseti bıraktı ama hayatına PKK destekçisi terörist olarak devam edecek" yorumları yapıldı.

HDP VE CHP'Yİ BOMBALADI
Demirtaş, verdiği röportajda hem terörün siyasi ayağı HDP'yi hem de 8'li koalisyonun adayı CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu'nu sert sözlerle eleştirdi. Partinin somut bir çözüm önerisi getirmediğini iddia eden Demirtaş, "Cezaevinden ancak sosyal medya ve diğer medya aracılığıyla katkı sunabiliyorum. Bu da eksiklere, yetersizliklere yol açabiliyor. Biri de bunu sosyal medya fenomenliği olarak tanımlayabiliyor, sanki amacım buymuş ve elimde başka imkan varmış gibi!" diyerek kendisini eleştiren HDP'lilere tepki gösterdi.

HDPKK'YA SALLADI: BENİ ADAY YAPMADILAR
Aday olmak istediğini ancak partisi tarafından aday yapılmadığını belirten terör tutuklusu, "Ben HDP'liyim ve öyle de kalmaya devam edeceğim. Bunu herkesin iyi bilmesini istiyorum. Vazgeçmemiz gereken de HDP değil eksiklerimiz, yanlışlarımızdır. Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmaları başlamadan önce ben Genel Merkezimize, Cumhurbaşkanı adayı olmaya hazır olduğumu ve seçimi ikinci tura bırakıp o aşamada demokratik hamlelerle daha fazla katkı sunabileceğimizi belirttim. Ayrıca, benim adaylığım partimizin de oy oranını artırabilir dedim. Aslında siyasi yasağım yoktu ama ola ki Yüksek Seçim Kurulu adaylığımı reddetse bile sonrasında çıkaracağımız adayın tabanımızın sahiplenmesinin daha kolay olacağını belirttim. Fakat bu önerim, herhangi bir gerekçe sunulmadan reddedildi. Gerekçesini halen bilmiyorum." dedi.

8'Lİ KOALİSYONU BOMBALADI: MUHALEFETE ÖFKELENDİM
14 Mayıs'ta gecesi 8'li koalisyon ve cumhurbaşkanı adayı CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu'na öfke duyduğunu belirten Demirtaş, "Tam olarak o sonuçları beklemiyordum. Yeşil Sol Parti'yi de Kılıçdaroğlu'nu da daha yüksek bekliyordum. Sonuçlara hem üzüldüm hem de muhalefetin seçim akşamı verdiği dağınık görüntüye öfkelendim." ifadelerini kullandı.

SEÇİMLERİ HEDEF ALDI
28 Mayıs'taki ikinci turda ise AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın kazanmadığını iftirasını atan ve Kılıçdaroğlu'un seçimi kazandığını iddia ederek büyük bir skandala imza atan Demirtaş, "Yaşananların seçimle, demokrasiyle, halk iradesinin sonuçlara yansımasıyla uzaktan yakından ilgisi yok. Olanlar tümüyle bir operasyondu." diyerek demokratik ortamda yapılan seçimleri hedef aldı.


MUHALEFETE SOKAK ÇAĞRISI: "OLAĞANÜSTÜ YÖNTEMLER KULLANIN"
Seçimin meşruiyetine karşı muhalefete adeta sokak çağrısı yapan Demirtaş, Gezi kalkışmasının yıl dönümünde yaşanan protestoların ertesi günü yayınlanan röportajda, "Muhalefet, bu gerçeği bilmesine rağmen hep karşısında normal bir iktidar varmış gibi davranarak, rejimi meşrulaştırarak büyük hatalar yaptı. Yine, HDP'nin kriminalize edilmesini peşinen kabul ederek iktidarın değirmenine adeta su taşıdı.
Karşınızdaki, olağan dışı yöntemler kullanarak seçim yerine operasyon yaparken siz ancak söylemde ve pratikte buna karşı olağanüstü yöntemlerle mücadele ederek başarı sağlayabilirsiniz."
ifadelerini kullandı.

Seçime kadar Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen eylemlere benzer bir kalkışmanın yapılabileceğini belirten Demirtaş, adeta terör örgütleri eliyle bunun yapılması gerektiğini dile getirdi. Demirtaş, "Mücadeleyi de toplumsallaştırarak seçime kadar getirmek gerekiyordu. Yoksa son bir-iki ayda yapılacak seçim kampanyasıyla yedi yıllık toplumsal mühendislik operasyonunu alt etmek mümkün değil. Aslında halkın çoğunluğu değişimden yanaydı fakat bu değişim isteği bir toplumsal harekete dönüştürülemedi, siyasi partilere sıkıştırılıp oradan sonuç alınmak istendi." sözleriyle sokakta şiddet ve çatışma eylemlerinin yapılabileceğini belirterek isyan çağrısı yaptı.

KENDİNİ KÜRTLERİN TEMSİLCİSİ GİBİ GÖSTERME HADSİZLİĞİNE GİRİŞTİ
HDP yönetimin değişmesi gerektiğini belirten Demirtaş, partisini Kürtlerin temsilcisi gibi gösterme hadsizliğine girişerek skandal açıklamalarda bulundu. Demirtaş, "Kürtleri ve Kürt halkının ulusal taleplerini ıskalayıp, görmezden gelip Türkiye'nin hangi sosyal, sınıfsal, siyasal soruna kalıcı çözüm üretebilirsiniz ki?" dedi.

HDP BENİ BİLGİLENDİRMEDİ
"Seçim kampanyasından cumhurbaşkanlığı adaylığına ve milletvekili listelerine kadar, çeşitli konularda sizinle istişareler yapıldı mı?"
sorusuna cevap verirken adeta partisine zehir zemberek açıklamalarda bulunan Demirtaş, "Avukat arkadaşlarım düzenli ziyaretler yaptıkları için partimizin Genel Merkezi ile iletişimde teknik bir sorunumuz olmuyor. Ancak sanırım Genel Merkezin yoğunluğu nedeniyle zaman zaman bizi bilgilendirme konusunda eksiklikler yaşanıyor. Özellikle seçim dönemlerinde bu eksiklik daha fazla olabiliyor." ifadelerini kullandı.


SOKAK ÇAĞRISINI TEKRARLADI: PARTİ VE MECLİS'İ BIRAKIN
Röportajın sonunda sokak çağrısını bir kez daha yineleyen Demirtaş, "Artık başka bir aşamaya geçildi Türkiye'de. Bizim de toplumsal, siyasal mücadeleyi hızla örgütlememiz, buna öncülük etmemiz gerekiyor. Yani partilere ve Meclis'e sıkışan muhalefet anlayışı hızla terk edilip mitingden yürüyüşe, grevden boykota kadar tüm sivil siyasi mücadele yöntemlerini öne çıkaran toplumsal mücadeleyi esas almalıyız. Ben ve cezaevlerindeki binlerce arkadaşımızın direnişinin temel dayanağı halkımızın mücadelesidir. Halkımıza çok teşekkür ediyorum. Halkımızın mücadelesi olmazsa hiçbirimiz de olmayız. Mücadeleye hep birlikte devam ediyoruz." ifadeleriyle Kandil elebaşlarının seçim öncesi yaptığı gibi kaos ve iç savaş çağrısı yaptı.

HDP'DEN DEMİRTAŞ'IN AÇIKLAMALARINA CEVAP: HUKUKİ DURUMU NEDENİYLE DEĞERLENDİRİLMEDİ
HDP Sözcüsü Ebru Günay, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmaları başlamadan önce ben Genel Merkezimize, cumhurbaşkanı adayı olmaya hazır olduğumu ve seçimi ikinci tura bırakıp o aşamada demokratik hamlelerle daha fazla katkı sunabileceğimizi belirttim" açıklamasının sorulması üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:

"Cumhurbaşkanlığı adaylığı kendisinin hukuki durumu nedeniyle değerlendirilmedi. Kendisiyle yapılan istişarelerde de bir kadın cumhurbaşkanı adayı önerisi vardı. Biz bu süreci örerken de hem Emek ve Özgürlük İttifakı ile yaptığımız tartışmalarda hem de kendi bileşenlerimizle yaptığımız tartışmalarda şunu ifade ettik; deprem süreciyle birlikte Türkiye siyasetinde yeni bir süreç başlamıştır. Dolayısıyla biz de tartışmalarımızı bu çerçevede gözden geçirerek bir tutum belirledik. Elbette kendisinin bir HDP'li olarak bizlere yönelttiği eleştiriler ve öz eleştirisi bizim açımızdan kıymetlidir."

"DAHA KARPUZ KESECEKTİK"
DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, Demirtaş'ın "Başkan Apo'nun heykelini dikeceğiz heykelini" sözlerine gönerme yaparak, "Daha karpuz kesecektik? Hayırdır, heykel işinden vazgeçtin galiba.." yazdı.

DALGA KONUSU OLDU



SEVGİLİ KEMAL YAPACAĞIN İŞE...
Sosyal medyadan paylaşılan bir kurgu mektupta ise Demirtaş'ın ağzıdan "Sevgili Kemal yapacağın işe..." ifadeleri yazıldı.

SELAHATTİN DEMİRTAŞ KILIÇDAROĞLU İÇİN DEFALARCA KEZ OY İSTEMİŞTİ
Seçim sürecinde terör örgütü PKK, Kandil'deki terör elebaşlarından medyasına kadar Kılıçdaroğlu'nun arkasında duruken HDPKK'nın tutuklu eski eş başkanı Selahattin Demirtaş da Kılıçdaroğlu için oy istemişti.

"KILIÇDAROĞLU'NA OY VERİN NEFES ALALIM"
Karamsarlık pompalayarn Demirtaş demokrasinin ve ülkenin son seçimi olabileceğini savunarak tehdide girişmişti.

Selahattin Demirtaş, "Yarın dünyanın sonu değil ama demokrasinin de ekonominin de sonu olabilir. Yarın kıyamet günü değil ama son seçim olabilir. Türkiye'ye barış ve refah sözü veriyoruz; kardeş eli uzatıyoruz. Bu eli havada bırakmayın kardeşlerim. Kılıçdaroğlu'a oy verin, Türkiye nefes alsın." ifadeleriyle Kılıçdaroğlu'na destek istedi.

Demirtaş dün de Kılıçdaroğlu'na oy istemişti. Kılıçdaroğlu'nun fotoğrafını paylaşan Demirtaş, "Sandıktan değişim çıkmazsa ekonomide ve demokraside felaket olacak. Artık bu işin üçüncü turu da yok! Sayın Kılıçdaroğlu'nu Cumhurbaşkanı yapalım, Türkiye nefes alsın. Sandığa gidin, 1 nefes için 1 oy verin." dedi.

İLK TUR ÖNCESİ YÜRÜ KEMAL PAYLAŞIMI
HDPKK'lı Demirtaş ilk tur öncesi de Kılıçdaroğlu'na destek açıklamış ve 'Yürü Bay Kemal' demişti.

Demirtaş, "Yürü Emek ve Özgürlük İttifakı! Yürü Sosyalist Güç Birliği! Yürü Millet İttifakı! Yürü Bay Kemal! Yan yana yürüyün. Birleştirin, barıştırın ve yeniden inşa edelim, yıkılan bu ülkeyi. Başka çaremiz yok, başaracağız." ifadeleriyle muhalefete çağrı yapmıştı.

6-8 EKİM OLAYLARI DAVASINDAN AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENDİ
Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen eylemlere ilişkin, aralarında PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerinin yanı sıra eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 108 sanığın yargılandığı davada, esas hakkında mütalaa geçtiğimiz ay sunuldu.

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, bazı tutuklu sanıklar ile avukatları katıldı.


Mahkeme heyeti başkanı, önceki celse alınan ara karar gereği dava dosyasına gelen evraka karşı sanık ve avukatlarının iki gün boyunca beyanda bulunduklarını hatırlatarak, esas hakkında mütalaasını sunması için savcıya söz vereceğini belirtti.

Bunun üzerine sanık ve avukatları beyanda bulunmaya devam edeceklerini söyleyerek, mütalaanın okunmamasını istedi.

Mahkeme heyeti başkanının mütalaanın okunacağını yinelemesinin ardından sanıklar, slogan atarak duruşma salonunu terk etti. Bazı sanık avukatlarının mahkeme heyetine, "Başka mahkemelerde görüşeceğiz." dediği duyuldu.

5 BİN SAYFALIK MÜTALAA
Daha sonra Cumhuriyet Savcısı Cemalettin Şimşek, 13 bölümden oluşan 5 bin 268 sayfalık mütalaayı özetleyerek okudu.

Mütalaaya göre, Suriye'deki iç savaşı fırsat bilen terör örgütü DEAŞ'ın, Kobani'ye (Aynularap) saldırması üzerine Ekim 2014'te HDP yönetimi ile terör örgütü PKK elebaşları, sokağa çıkma çağrısında bulundu.

Bunun üzerine aralarında İstanbul, Ankara, Bursa ve Diyarbakır'ın da olduğu 32 il ve 96 ilçede yasa dışı gösteriler başladı.

Terör örgütü PKK'nın gençlik yapılanması, kolluk güçlerinin yanı sıra sivilleri de hedef aldı.

Saldırıların yapıldığı il ve ilçelerde adli süreç devam ederken Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da sokaklarda yasa dışı eylem yapan ve çok sayıda kişinin ölümüne neden olan çağrıları yapanlara yönelik soruşturma başlattı. Bu kapsamda 25 Eylül 2020'de operasyon için talimat verildi ve Ankara merkezli 7 ilde 82 kişi hakkında gözaltı kararı alındı.

Eş zamanlı operasyonda eski Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, eski HDP milletvekilleri Ayla Akat Ata, Sırrı Süreyya Önder, Altan Tan, Nazmi Gür, Emine Beyza Üstün ve Emine Ayna'nın da aralarında bulunduğu 20 kişi adreslerinde yakalandı. O tarihte başka dosyadan tutuklu olan Demirtaş ve Yüksekdağ da şüpheliler arasında yer aldı.

Hakkında gözaltı kararı verilenlerden terör örgütü PKK'nın sözde dağ kadrosundan Cemil Bayık, Ali Haydar Kaytan, Rıza Altun, Duran Kalkan, Murat Karayılan, Zübeyir Aydar, Remzi Kartal, Sabri Ok, Salih Müslüm Muhammed ile kadın yapılanmasından Azime Yılmaz ve Hacire Ateş de bulundu.

"HİÇBİR DEVLET İZİN VERMEZ"
Mütalaada bazı sanıkların, olay tarihindeki terör olaylarının başlamasında ve eylemlerin Türkiye geneline yayılmasında doğrudan sorumlu oldukları, söz konusu isimlerin, örgüte müzahir kitlelerin sokağa çıkması için çağrıda bulundukları ifade edildi.

Sanıkların PKK terör örgütü elebaşlarıyla hareket ettikleri, suç işlenmesi için çağrıda bulundukları, ayrıca bir kısım sanıkların doğrudan suça karıştıkları aktarılan mütalaada, bunların devletin birliği, ülkenin bütünlüğüne karşı vahim eylemler olduğuna dikkati çekildi. Mütalaada, "Hiçbir devlet, üniter yapısının başka bir ülke ya da silahlı terör örgütleri tarafından ele geçirilmesine, değiştirilmesine ve bölünmesine asla izin vermez. Her devlet, vatandaşlarını terörden korumak için gereken tedbiri almak ister." değerlendirmesi yapıldı.

Aylarca süre verilmesine rağmen sanıkların savunma yapmak yerine her seferinde yargılamayı uzatmaya gittikleri aktarılan mütalaada, sanıkların müşterek fail olarak olay tarihinde ülke genelindeki terör eylemlerinden sorumlu tutulması gerektiği ifade edildi.

Bu kapsamda sanıklar Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ Şenoğlu, Ahmet Türk, Bircan Yorulmaz, Ali Ürküt, Alp Altınörs, Altan Tan, Ayhan Bilgen, Ayla Akat Ata, Aysel Tuğluk, Ayşe Yağcı, Bircan Yorulmaz, Bülent Barmaksız, Cihan Erdal, Nazmi Gür, Dilek Yağlı, Emine Ayna, Sırrı Süreyya Önder, Gülser Yıldırım, Gültan Kışanak, Günay Kubilay, İsmail Şengül, Zeki Çelik, Pervin Oduncu, Sebahat Tuncel, Zeynep Karaman, İbrahim Binici, Can Memiş, Gülfer Akkaya, Berfin Özgü Köse, Emine Beyza Üstün, Meryem Adıbelli, Sibel Akdeniz, Mesut Bağcık, Nezir Çakan ve Aynur Aşan'ın "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi.

Ayrıca sanıklar Demirtaş, Şenoğlu, Türk, Yorulmaz, Ürküt, Altınörs, Tan, Bilgen, Ata, Tuğluk, Yağcı, Yorulmaz, Barmaksız, Erdal, Gür, Yağlı, Ayna, Önder, Yıldırım, Kışanak, Kubilay, Şengül, Çelik, Oduncu, Tuncel ve Karaman'ın, aralarında Yasin Börü'nün de bulunduğu 6 kişinin öldürülmesine ilişkin "nitelikli insan öldürme" suçundan 6'şar kez daha ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılması talep edildi.

Aynı suçtan sanık Nezir Çakan ve Sibel Akdeniz'in 4'er kez, Meryem Adıbelli'nin ise 1 kez daha ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmesi istendi.

Bununla birlikte söz konusu sanıklar hakkında, mala zarar verme, hürriyeti tahdit, öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama ve hırsızlık, suçlarından ise farklı oranlardan süreli hapis cezası talep edildi.

Aralarında terör örgütü elebaşlarının da bulunduğu 72 sanığın ise dosyasının ayrılması talep edildi.

Mütalaanın okunmasının ardından söz alan bir sanık avukatı, bazı sanıkların sorgularının tamamlanmadan mütalaanın sunulmasını kabul etmediklerini belirtti.

Sanık ve avukatlarının mütalaaya karşı savunma hazırlaması için duruşma ertelendi.