HDP, CHP'nin bilgisi dahilinde Kandil'le temasa geçti! Kirli plan deşifre oldu: PKK gazetesinde "Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceğiz" manşeti

Terörün siyasi ayağı HDP yönetimi, Ümit Özdağ'ın masaya oturması sonrası vereceği nihai karar öncesi, Kandil'le temasa geçti. Terör inindeki elebaşları ile görüşen HDP'lilerin planı da ifşa oldu. Bu kapsamda Atatürkçü ve milliyetçi seçmenin ürkütülmemesi adına Kılıçdaroğlu'na açıktan değil örtülü destek verilecek. Böylelikle Özdağ gelişmesi üzerine HDP tabanının da gazı alınmış olunacak. HDP - Kandil hattındaki görüşme trafiğinden CHP'nin haberi olduğu, HDP'nin karar alırken CHP ile de temasa geçtiği öne sürüldü. Terör örgütü PKK'nın gazetesi Yeni Özgür Politika, Kandil'den gelen talimatı manşetine taşıyıp "Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceğiz" başlığını attı. Yaşanan bu gelişmeler sonrası HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 28 Mayıs'ta Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceklerini açıkladı. Çiğdem Kılıçgün, ise koalisyona yeni katılan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'la ilk kavgayı başlattı.

Giriş Tarihi 25 Mayıs 2023, 00:59 Güncelleme 25 Mayıs 2023, 14:13
HDP, CHP’nin bilgisi dahilinde Kandil’le temasa geçti! Kirli plan deşifre oldu: PKK gazetesinde Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğiz manşeti

İÇİNDEKİLER

Türkiye 28 Mayıs'a giderayak 8'li koalisyonun yıkım odaklı kirli siyasetine maruz kalıyor.

KİRLİ ORTAKLIK
Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Halil İbrahim Sofrası' olarak pazarladığı ittifak, Türkiye için tehlike arz edecek boyuta ulaşan bir yıkım birlikteliğine dönüştü. CHP, 'Milliyetçi' geçinen İYİ Parti, Zafer Partisi ve HDPKK aynı noktada buluştu.



Öte yandan ilk tur öncesi terör örgütlerine 'özgürlük' ve 'kayyumları kaldırma' vaadinde bulunan Kılıçdaroğlu, ikinci tura giderayak 'milliyetçi' kılığa büründü.

KILIÇDAROĞLU, ÖZDAĞ İLE EL SIKIŞTI
Sinan Oğan'ın Başkan Erdoğan'a destek vermesi sonrası harekete geçen Bay Bay Kemal, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile anlaşarak, kayyumların kaldırılmaması ve terörle mücadele sözü verdi.



Bu gelişme sonrası gözler Kılıçdaroğlu'ndan belli başlı sözler alıp, mutabakata vardıklarını duyuran terörün siyasi ayağı HDP'ye çevrildi.


"DANIŞIKLI DÖVÜŞ" POLİTİKASI: KILIÇDAROĞLU - ÖZDAĞ ANLAŞMASINA GÖSTERMELİK TEPKİ
Terör örgütünün siyasi ayağı olan parti 'danışıklı dövüş' politikası izleyerek Ümit Özdağ'ın 7'li koalisyona sekizinci ortak olmasına göstermelik bir tepki gösterdi.







Kılıçdaroğlu'nun Özdağ ile imzaladığı protokole ilişkin yazılı açıklama yapan HDP, "Kayyum atamaları demokrasi ve hukuk açısından kabul edilemez ve bu konudaki yaklaşımımız değişmezdir" vurgusu yaparak "Nihai kararımızı, seçimlerdeki tutumumuzla ilgili açıklamamızı paylaşacağız" ifadelerini kullandı.

Ümit Özdağ'ın yerden yere vurduğu 7'liye sekizinci ortak olması ilkesiz siyaseti açığa çıkarırken, birbirlerini söve söve destek veren koalisyonda CHP, İYİ Parti, Zafer Partisi ve HDPKK aynı noktada buluşmuş konumda.



PKK'NIN GAZETESİ MANŞETİ ATTI: KILIÇDAROĞLU'NU DESTEKLEYECEĞİZ
Tam da bu noktada PKK'nın yayın organlarından biri olan Yeni Özgür Politika Gazetesi'nin manşetine dikkat çekmekte fayda var. Gazete aleni bir şekilde Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceklerini ilan edip, Kandil'den gelen talimatı satırlarına ekledi.



Yaşanan bu gelişmeler tüm sıcaklığını korurken, CHP - HDP - Kandil hattında bomba bir gelişme cereyan etti.





HDP KANDİL'DEKİ TERÖR İNİYLE TEMASA GEÇTİ
Diyarbakır merkezli haber sitesinde yer alan, HDP'ye yakın kaynaklardan edinilen bilgiye göre, HDP yönetimi Özdağ'ın masaya oturması sonrası vereceği nihai karar öncesi, Kandil'le temasa geçti.

PLAN İFŞA OLDU: ATATÜRKÇÜ VE MİLLİYETÇİ SEÇMENİ ÜRKÜTMEMEK ADINA AÇIKTAN DEĞİL ÖRTÜLÜ DESTEK!
Terör inindeki elebaşları ile görüşen HDP'liler Kılıçdaroğlu'na açıktan değil örtülü destek vereceklerini ilan etti. Bu durumun HDP'li kadrolara 'CHP'nin Atatürkçü seçmeni kaybetmemek adına uyguladığı bir politika' olarak anlatıldı.



HDP'nin tonu sert olmayan bir dille Kılıçdaroğlu'na desteği hafifleteceğini duyuracağı, esasta da kendi kadroları ile topyekün sahada Kılıçdaroğlu için çalışacağı gelen kulisler arasında.

HDP'nin bu kararı hem kendi tabanının gazını almak hem de Kılıçdaroğlu'na oy vermesi muhtemel Atatürkçü ve milliyetçi tabanın aklını bulandırmamak adına aldığı öğrenildi.



KILIÇDAROĞLU'NU DESTEKLEYECEĞİZ
Yaşanan bu gelişmeler sonrası HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 28 Mayıs'ta Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceklerini açıkladı. Başkan Erdoğan ve Cumhur İttifakı'nı skandal ifadelerle hedef alan Buldan, "Erdoğan bizler açısından asla bir seçenek değildir. Tek seçenek onu ve temsil ettiği iktidarı değiştirmektir. Sandığa eksiksiz gideceğiz ve hep birlikte tek adam rejimini değiştireceğiz." dedi.


SÖVE SÖVE İTTİFAK
HDP'nin Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün, ise koalisyona yeni katılan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'la ilk kavgayı başlattı. Kılıçgün, "Yeni kayyum tartışmaları başlatan ve kayyum üzerinden siyaset yürütenlere dün cevap verdik, bugün de cevap vermeye devam edeceğiz. Bu siyaseti, şoven ve milliyetçi dilden arındıracağız, toplumun ve siyasetin gerçekliği bu değil." ifadelerini kullandı.




Atlanılmaması gereken bomba bir detay daha var...

HDP - KANDİL GÖRÜŞMESİNDEN CHP HABERDAR İDİ
HDP - Kandil hattındaki görüşme trafiğinden CHP'nin haberi olduğu, HDP'nin karar alırken CHP ile de temasa geçtiği öne sürüldü.

NE İLKE KALDI NE SİYASİ ETİK
Öte yandan konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, "Siyasi tarihimizde, hatta dünya siyasetinde örneği olmayan ürkütücü ve kaotik bir tablo bu... Siyasi pazarlık açısından Güneş Motel skandalı bile bunun yanında temiz kalır. Ortada ne ilke kaldı ne de siyasi etik." ifadelerini kullandı.

İşte Övür'ün 25 Mayıs tarihili yazısı:

Sonunda siyaset için "her yol mübah" diyen Kemal Kılıçdaroğlu, göçmen düşmanlığında sınır tanımayan çıkışlarıyla bilinen Ümit Özdağ'ı da yedili koalisyona katarak ne kadar "çaresizlik" içinde olduğunu gösterdi. Görünen o ki, "Baharlar gelecek" diye çıktığı siyasi yolculuğunu ilkeli bir çıkış yapan Sinan Oğan'ın dediği gibi "payız"la yani "sonbahar"la noktalayacak. Böylece Türkiye'yi, iki belediye başkanını da dâhil ettiği 10 kişilik "vesayet konseyi" ile yönetecek.
Siyasi tarihimizde, hatta dünya siyasetinde örneği olmayan ürkütücü ve kaotik bir tablo bu...
Siyasi pazarlık açısından Güneş Motel skandalı bile bunun yanında temiz kalır. Ortada ne ilke kaldı ne de siyasi etik.
Bir yanda terörü meşrulaştırmak için canhıraş çalışan HDP-PKK, bir yanda İP ve FETÖ, bir yanda da "Kılıçdaroğlu seçimi kazanırsa HDP-PKK iç savaş çıkartır" diyen Ümit Özdağ, öte yanda CHP listelerinden seçilen "seçmensiz" ama bir o kadar ihtiraslı DP, DEVA, Gelecek ve Saadet Partileri...
Bu kaotik tabloya bir de sütre gerisinden ateş eden ABD ve AB'yi ekleyin. Ülkeyi hangi tehlikelerin beklediğini söylemeye bile gerek yok.
Sürekli kriz üreten bir yapı olduğunu biliyoruz ve her dakika bir kriz çıkması kimseyi şaşırtmayacak.


Durumu en çarpıcı biçimde sonradan CHP'li Abdüllatif Şener özetledi:
"Meclis çoğunluğu Cumhur İttifakı'ndayken açıkça şunu söyleyeyim; Kemal Bey seçimi kazansa da verdiği sözlerden hiçbirini gerçekleştiremez."

Sadece o değil, kayyum pazarlığı yapan HDP'liler bağırmaya başladı. İlk tepki eski HDP milletvekili Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu'ndan geldi:
"Ümit Özdağ içişleri bakanı mı? Umarım bu saçmalığı yapmazlar! Kılıçdaroğlu'nun attığı en vahim adım olur ve kaybeder. Bizden söylemesi!"
Düşünsenize, dün Kandil'le birlikte İmamoğlu ve Yavaş'ı başkan yaptırdıklarını söyleyen Pervin Buldan ve arkadaşları, şimdi "ırkçı" diye suçladıkları Özdağ'ı "solcu" YSP oylarıyla "bakan" yaptıracak. Bu arada "Yürü Bay Kemal" diye gaz veren Selo da Özdağ'a destek çıkarsa hiç fena olmaz. HDP'ye oy veren Kürtler bu kez çok daha sert bir tokat atarsa hiç şaşırmayın.


Bu tablo aslında ülke yönetimi açısından ne kadar risk taşıyorsa, muhalefet siyasetinin değişmesi açısından da bir o kadar fırsat sunuyor. Çünkü bu tablo, statükocu siyasetin kıyamet işareti... Bir anlamda Türkiye'nin normalleşmesinin önü açılacak. İsteseniz bile birbirine düşman bu kadar siyasi yapıyı bir araya getirmek kolay değil. Yılanla aynı torbaya girmek gibi bir şey... Hepsi de eski Türkiye partileri ve Batıcılar... Bu aynı zamanda Başkan Erdoğan'ın siyasi başarısı... Muhalefet onun "değişin" çağrısına uymadı ama bir torbaya girerek ortak gidişlerinin yolunu açtı.
İşte 28 Mayıs bu nedenle tarihi bir gün. Şimdi onları toptan gönderme zamanı. Hem o Batıcı zihniyeti, hem onların ürünü darbelerin anası 27 Mayıs'ı aynı anda, 28 Mayıs'ta tarihin çöp sepetine göndermek ve Türkiye Yüzyılı'na yakışan yeni bir tarih yazmak mümkün.
Bu fırsat kaçmaz.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN