Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 9 Ekim'de başladığı ABD ziyaretini 13 Ekim tarihine kadar sürdürecek.
Takvim.com.tr'nin günler öncesinden 'Derinlerden Gelme Sesi' manşetiyle detaylarını duyurduğu ve Kılıçdaroğlu'nun 'icazet' için gitmesine rağmen bir fiyasko ile sonuçlanmasının muhtemel olduğunu aktardığı bu ziyarete ilişkin yeni bombalar ortaya çıktı.
Yeni çıkan detaylar CHP içindeki medya kavgasını açıkça ifşa etti.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD'ye uçtuğu uçakta yanında götürdüğü gazeteciler kadar götürmedikleri de bir mesaj içerdi.
KILIÇDAROĞLU'NUN UÇURDUĞU GAZETECİLER KİM?
Kılıçdaroğlu'nun uçağında, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Orhan Bursalı, Halk TV'de program yapan İsmail Saymaz, KRT Muhabiri Tülin Daloğlu, ANKA Editörü Duygu Güvenç ve Açık Alan Derneği'nin başında bulunan ve Derin Yoksulluk Ağı'nın kurucusu Hacer Foggo yer aldı.
TELE 1'E ÇİZİK ATTI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun gezite TELE 1'den kimseyi davet etmediği ortaya çıktı.
Muharrem İnce'nin CHP tarafından fonlandığını ifşa ettiği TELE 1'in uçağa çağırılmaması kanalda rahatsızlık yarattı.
TELE 1'DEN 'FİYASKO' RESTİ
Daha önce CHP'li Ekrem İmamoğlu tarafından da finanse edilidiği bilinen TELE 1'in Kemal Kılıçdaroğlu tarafından devre dışı bırakılmasına kanal geziyi 'Fiyasko' diye eleştirerek rest çekti.
TELE 1 Washington Temsilcisi Yılmaz Polat, CHP'nin bu tavrını eleştirirken, Kılıçdaroğlu'nun hiçbir siyasiden randevu alamadığına dikkat çekti.
Yılmaz Polat davet edilmemelerini şu sözlerle eleştirdi;
"Bu hata TELE 1'in değil. Tamamen Kemal Kılıçdaroğlu'nun ziyaretini düzenleyen kişi ya da kişilerin… TELE 1'e ABD ziyareti ile ilgili bir davet gitmiş olsaydı ben de orada olurdum. Bu ziyaret belki geç gerçekleşti ya da geç programlandı ama en azından TELE 1'e haber verilseydi. Ben yıllardır ABD'de diplomasi gazeteciliği yapan biriyim herhalde yazdıklarım TELE 1'in izlenme oranlarıyla çok daha farklı olacaktı."
"ŞİMDİLİK SADECE BİR SİTEM OLARAK KALSIN"
TELE 1 sunucusu Zeynel Lüle ise, "Hem Washington'da yokuz hem de buradan birisine davet gitmediği için uçakta yokuz. Bu tabi sitemlerimize sebep olan bir şey. TELE 1'in ziyaret içinde olmaması bizim hatamız değil, yapılan seçimler içerisinde olmamamız yine bizim hatamız değil. Şimdilik sadece bir sitem olarak kalsın" ifadelerini kullandı.
CHP YÖNETİMİNİN ZİYARETTEN HABERİ YOKTU
Yılmaz Polat ziyaretin perde arkasına ilişkin şunları aktardı;
"Benim bu ziyaretten haftalar önce haberim oldu. Bu haberi duyunca Ankara'dan çeşitli kaynaklardan bu haberi teyit ettirdim. Ama üst düzey CHP'li isimlerin önemli bir kesiminin bu ziyaretten haberinin olmadığını duydum. Bu da çok ilginç."
"Konuyla ilgili 'Bu ziyaretin zamanı değil!' şeklinde biz yazı yazdım. Başlığını da 'Kılıçdaroğlu'na ABD'den tuzak mı' şeklinde bir başlık attım ve Kılıçdaroğlu'nun gömesini de istedim. Ekim ayında yapılan bu ziyaretin mahsurları var. 8 Kasım'da bir kongre seçimleri var 2 kanatta da demokratlar yani ABD Başkanı Biden'ın partisi çoğunlukta. Bu çoğunluğu Cumhuriyetçilere kaptıracakları şeklinde çeşitli amereler var. ABD tek gündem maddesi seçimler. Yani Washington'da bir siyasetçi bulmak mümkün değil. Belki Türkiye'yle ilgililer ama şu anda değil."
"TEKNOLOJİ DİYORLAR AMA PERDE ARKASI ÖYLE DEĞİL"
Polat, "Son güne kadar gezinin iptal edileceğinden emindim ama olmadı. Perde arkasını çok iyi biliyorum. 'Tamamen teknolojiye yönelik bir gezi gibi ama' işin perde arkası maalesef öyle değil..." dedi.
SANDERS VE OBAMA RANDEVU VERMEDİ
Bazı isimlerden randevu istendiğini ancak karşılık bulmadığını belirten Polat, Kemal Kılıçdaroğlu'nun iki kez kaybeden Barney Sanders'tan bile randevu alamadığını belirterek bir de Obama bombası patlattı.
Polat, "Eski ABD Başkanı Obama'dan da randevu istendi ancak bu da karşılıksız kaldı." dedi.
Ziyaretin fiyaskoya dönüştüğünü ima eden Polat, "Muhalefetin güçlü adayının yönetimle de görüşebilmesi lazımdı." ifadelerini kullanırken "Bu ziyaret ABD'deki seçimlerden sonra yapılmalıydı." dedi.
ENVER AYSEVER KEMAL KILIÇDAROĞLU İLE DALGA GEÇMİŞTİ
Öte yandan TELE1'de program yapan Enver Aysever de Kemal Kıllıçdaroğlu'nun başörtüsü çıkışı ile canlı yayında dalga geçmişti. Enver Aysever, eleştirilerini imalar yoluyla dile getirdi. Aysever konuyla ilgili olarak şu sözleri söyledi:
"Bir mutluluk geldi bana, bir refah bir heyecan... Yani sanki cebimdeki para ikiye katlandı, sanki kadın hakları yeniden tesis edildi, sanki çocuklarımız tacizden, tecavüzden kurtuldu, sanki büyük yatırım yapıldı...
Kemal Kılıçdaroğlu başkan olunca, daha olmadan oy kaybetme pahasına türban sorununu çözecekmiş Sayın Kılıçdaroğlu...
"AMAN EFENDİM CANIM EFENDİM"
Öyle bir rahatladım ki, öyle bir mutlu oldum ki... İçimden Kılıçdaroğlu ile söyleşi yapıp 'Aman efendim, haklısınız efendim... O kadar haklısınız ki hiç bu kadarını görmedim. Hanımefendiye selamlar. Eminim o da bundan memnun olacaktır. Olmaz mı? Pardon efendim! Sayın Genel Başkan... Aman efendim canım efendim...' demek geldi içimden vallahi."
BİR SALVO DA HALK TV EKRANLARINDA!
Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyaretine bir eleştiri de Halk TV ekranlarından CHP yandaşı Bekir Ağırdır'dan geldi. Ağırdır vizyonsuz bir şekilde gerçekleştirilen ABD seferinin sorunlu olduğunu söyledi.
'VİZYONUNUZ OLSAYDI KAPINIZI ÇALARLARDI"
Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye'nin önemli bir aktör olduğunu belirten Ağırdır, CHP'nin konuya ilişkin bir vizyon koyamadığını söyledi.
Bekir Ağırdır, "Rusya-Ukrayna savaşı için bile örneğin Türkiye'ye kaç devlet insanı geldi gitti değil mi? Çünkü Türkiye kabul edelim, eleştirelim, eleştirmeyelim ayrı ama sonuçta Türkiye ve iktidar Rusya-Ukrayna savaşında gerçekten dünyada da dikkat çeken etkin bir rol oynadı. Böyle bir krizde sizin altılı masa olarak veya ana muhalefet olarak dünyanın gidişatına dair bir başka vizyonunuz olsaydı o gelen devlet insanları kapınızı çalardı. 'Ne diyorsunuz arkadaş siz' diye" şeklinde konuştu.
Ağırdır şu ifadeleri kullandı;
"Kemal Bey meseleyi bilim amaçlı bir ziyaret diye anlatıyor. Ama kamuoyu nereden bakıyor ve tartışıyor bu ziyareti? Siyasi boyutundan bakıyor. Çünkü Amerika'da gidilen yer Fransa'da bilim laboratuvarı ya da İsviçre'deki laboratuvar değil.
Amerika dediğiniz zaman da işte hani dünyanın bugünkü bütün bu hem siyasal hem ekonomik egemenlik kavgası bu kadar sertleşmişken ve Orta Doğu, bölge, Akdeniz bütün etrafımızda bin tane meselemiz varken Amerika'ya sadece bilim için gidiyorum dediğinizde öyle seçimlere yedi ay kala kamuoyu onu kabul etmiyor. Yani işin bir yönü bu. Yani bunun için bir sürü başka şey de yapabilirdi bilim ekonomisi için CHP. Ama bugün söylenen bu gerekçe çerçevesinden bakıldığı zaman çok da zamanlamasının doğru olduğunu sanmıyorum."
İktidarın yaptıklarına karşılık CHP'nin bir tutum ortaya koyamadığını belirten Ağırdır, "Bu vizyon olmadan Amerika seyahati sorunlu demek istiyorum. O vizyon olmadan, o gidişata dair bir teziniz, iddianız ve okumanız olmadan ve seçimi kazandığınızda ülkenin örneğin Rusya, Ukrayna meselesinde şimdiye kadar bu iktidarın yaptıklarından farklı ya da Avrupa Birliği'yle ilişkilerde bu iktidarın yaptıklarından farklı ya da Doğu Akdeniz'de olanlarla ilgili bu iktidarın yaptıklarından farklı ne söyleyeceğiniz henüz netleşmemişken hani netse ve açıklanmadıysa bilemem. Ama kamuoyuna açıklanan bir tutum yok. Henüz altılı masa adına da CHP adına da. Eğer bütün bunlar net değilse, o zaman herhangi bir gazetecinin bir sorusuna vereceğiniz cevap veya orada kaldırımda yürürken birinizin koluna girerek vereceğiniz bir fotoğrafın yarın nelere mal olacağını, hangi tuzağa kapana doğru yürüdüğünüz, kontrol edemeyeceğiniz bir pozisyon olabilir. Benim itirazım buradan yoksa tabii ki gitmeli. Ama bunun için önce bir dünyanın gidişatına dair vizyonunuzun net ve kendi halkınıza, seçmenize, örgütünüze o vizyonu anlatmış olmanız gerekir" dedi.
Ağırdır şunları söyledi;
"Mesele icazet alıp almamak meselesi de değil. Ama Türkiye'nin bugün karşı karşıya olduğu küresel ve bölgesel risk ya da fırsatların önemli bir aktörü Amerika. Ve Amerika'ya gittiğiniz zaman sadece konu bilim olmaz. Evet bilim merkezlerini ziyaret edecek Kemal Bey. Ama kapıya çıktığında kapıda gazeteciler ona siyaset soracaklar. Ve siyaset sorduğu zaman ne diyeceği meselesinde yani dünyanın bu gidişatı ve bu gidişatının Türkiye için ürettiği risk ve fırsatlar konusunda altılı masa veya Cumhuriyet Halk Partisi şimdiye kadar çok kayda değer yeni bir vizyon üretti de bir sen ben mi duymadık? Şimdi bu bu tartışmalara bir cevabınız yokken Amerika'ya gidiyorsanız belli riskleri göze almanız gerekir ya da komploları"
CHP'NİN MEDYA SAVAŞI
Yaşanalar CHP içindeki savaşı bir kez daha açığa çıkardı. Kılıçdaroğlu'nun hamlelerini eleştiren ve Ekrem İmamoğlu'na yakın duran mangır medyası Kılıçdaroğlu tarafından çizildi. Son dönemde kameralar karşısında samimi pozlar verseler de CHP içindeli Kılıçdaroğlu-İmamoğlu çekişmesinin medya üzerinden sürdüğü görülmüş oldu.
