CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu'nun vahşi kapitalizmle imtihanı: ABD'nin ikiyüzlü Türkiye siyasetine tek kelime etmiyor

CHP'nin başını çektiği 6'lı masada cumhurbaşkanı adayı tartışmaları devam ederken ABD'ye giden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun teknoloji ve bilim maskesi altında gerçekleştirdiği "icazet" ziyareti başladı. ABD'ye gitmeden önce "vahşi kapitalizmi" eleştiren Kılıçdaroğlu'nun ABD'nin Türkiye'ye karşı uyguladığı ikiyüzlü siyasetle ilgili tek kelime etmemesine tepki gösteren Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, "ABD'ye gidip de ABD-Türkiye ilişkilerinden hiç söz etmemesi, yaşanan sorunları dert etmemesi manidar değil mi?" ifadelerini kullandı.

Giriş Tarihi 11 Ekim 2022, 09:47 Güncelleme 11 Ekim 2022, 09:50
CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu’nun vahşi kapitalizmle imtihanı: ABD’nin ikiyüzlü Türkiye siyasetine tek kelime etmiyor

İÇİNDEKİLER

Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi Mahmut Övür, Türkiye'nin teknoloji alanındaki başarılarına dikkat çekerek Kılıçdaroğlu'nun maskesini düşürdü. ABD'ye gittiği halde Türkiye ve ABD ilişkileri konusunda tek kelime etmeyen Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Övür, "Çok mu siyasallaştık bilmiyorum ama bir muhalefet liderinin ABD'ye gidip de ABD-Türkiye ilişkilerinden hiç söz etmemesi, yaşanan sorunları dert etmemesi manidar değil mi? Mesela ABD'nin Türkiye'ye Patriot vermemesi, Doğu Akdeniz'de Güney Kıbrıs ve Yunanistan'ı kışkırtması, Suriye'de PKK'yı silahlandırması, darbeci FETÖ'cüleri sahiplenmesi CHP liderini hiç mi ilgilendirmiyor?" ifadelerini kullandı.

İşte Övür'ün bugünkü yazısı;

Nihayet CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD gezisinin asıl amacını açıkladı. Özetle şöyle diyordu:

"Bilim ve teknolojideki gelişmeleri görmek için gidiyorum."
Sonra biraz daha ayrıntı verdi:
"Herkesin elinde bir cep telefonu var. Bu cep telefonu katma değeri yüksek bir ürün ama bu ürünü Türkiye üretmiyor, üretemiyor. Dolayısıyla siz katma değeri yüksek ürünlerin pazarı mı olacaksınız, yani teknoloji geliştiren ülkelerin pazarı mı olacaksınız yoksa siz de teknolojiyi geliştirecek misiniz? Bu ikinci aşamayı artık Türkiye başlatmak zorunda. Biz buna bilgi ekonomisi diyoruz."

İktidara aday bir siyasi aktörün, kendi uydusunu, uçağını yapmaya çalışan, uçak gemisini, denizaltısını yapan, "Harp Tarihi"ni değiştiren İHA ve SİHA'lara imza atan, güneş panelleri ve rüzgar tribünleri üreten, denizin 12 bin metre derinliğinden doğal gazını çıkartan teknolojiye sahip bir Türkiye gerçeğini görmezden gelmesine şaşırdınız mı? Hiç şaşırmayın...



Büyük ihtimalle bor madeninden, uzay teknolojisinde kullanılan borkarbür üretme noktasına gelen Türkiye gerçeği de Kemal Bey'in ilgi alanında değil.
Bütün bunları es geçip MIT'deki öğrencilere ne anlatacak bilmiyorum ama işin gerçeği benim ilgimi geziyi ilk duyurduğunda söyledikleri çekti.
En azından vahşi kapitalizme meydan okuması insanın duygularını okşuyor. O yüzden şu sözlerin devamını bekledim:

"Vahşi kapitalizm ve neoliberalizm dünyaya çok zarar verdi. Küçük bir azınlık bu sayede dünyaya hükmetti. Ülkemiz de bu insafsız sistemden nasibini aldı. İşte ben bu vahşi düzene meydan okuyorum."
Çok mu siyasallaştık bilmiyorum ama bir muhalefet liderinin ABD'ye gidip de ABD-Türkiye ilişkilerinden hiç söz etmemesi, yaşanan sorunları dert etmemesi manidar değil mi?
Mesela ABD'nin Türkiye'ye Patriot vermemesi, Doğu Akdeniz'de Güney Kıbrıs ve Yunanistan'ı kışkırtması, Suriye'de PKK'yı silahlandırması, darbeci FETÖ'cüleri sahiplenmesi CHP liderini hiç mi ilgilendirmiyor?
Tabi ki bilimle ilgilensin, "vahşi kapitalizme" de meydan okusun ama iki ülke arasında onca can yakıcı sorun varken hatta sıcak savaştan söz edilirken, bu kadar rahat olunmasında bir gariplik yok mu?
Sanıyorum Barnie Sanders bile bu kadarına itiraz eder, ne de olsa ABD'nin "milli solcusu" sayılır...

İNÖNÜ'DEN KILIÇDAROĞLU'NA CHP AKLI
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun ortaya koyduğu "İktidarın yaptıklarını görmeme" ve "Her konuda tam tersi bir siyaset izleme" yaklaşımı bana sevgili Yavuz Donat ağabeyin birkaç gün önce yazdığı şu anekdotu hatırlattı:
"Meclis'teki, ikinci partinin Genel Başkanı Erdal İnönü'ye sormuştum:
- Başbakan Turgut Özal'ı eleştiriyorsunuz... Yarın siz iktidara gelirseniz, Başbakan olursanız ne yapacaksınız?
SHP lideri İnönü, 'Özal ne yaptıysa tersini yapacağım' demişti.
İnönü'nün bu sözü toplumda karşılık bulmadı.
Sonra... Erdal Bey aradı... Söyleminde bir değişiklik yaptı:
- Turgut Bey'in yaptığı, başlattığı doğru projeler aynen devam edecektir... Yanlış bulduklarımı ise düzelteceğim."
Rahmetli İnönü, fark etse de CHP'ye fark ettiremediği için sonuç değişmedi ve bugün çok daha uçlara savrulan bir CHP var. Bu yüzden de Kılıçdaroğlu'nun ABD veya İngiltere'de farklı bir şey söyleme ihtimali yok.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

ABD'DEKİ "İCAZET" ZİYARETİ BAŞLADI
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD'ye gerçekleştirdiği icazet ziyareti başladı.

BİLİM VE TEKNOLOJİ YALANI
Seçimlere giderayak zamanlaması manidar bir şekilde yapılan bu hamle 'icazet seferi' yorumlarını beraberinde getirirken Kılıçdaroğlu, bu durumu perdelemek için "bilim ve teknoloji için gidiyorum" maskesine sığındı.

'İcazet' söylemleri CHP liderini o kadar kaygılandırmış olacak ki; söz konusu ziyaretin hiçbir siyasal içeriği olmadığını iddia etti.



"ABD'DE HİÇ SİYASİ GÖRÜŞME İSTEMEDİM"
Konuya ilişkin CHP yandaşı mangır medyasının baş aktörü Halk TV'ye açıklamalarda bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, "ABD'de hiç siyasi görüşme istemedim. Önerileri ise reddettim. Etrafımdaki tüm kurmaylarım buna şaşırdılar elbette. Siyasetin girdabından çıkıp dünyanın en parlak beyinleri ile geleceği konuşmaya geldim" ifadelerini kullandı.

ABD'DEN SONRA ROTA ALMANYA VE İNGİLTERE
ABD yolculuğunu 'ilk durak' olarak tanımlayan Kılıçdaroğlu, İngiltere ve Almanya'ya ziyaretler gerçekleştireceğini ve buralarda kendi tabiriyle 'dünyaya anlam katan değerli kişilerle' buluşacağını söyledi.

Kılıçdaroğlu, Washington - Londra - Berlin hattındaki trafiklerinin ardından Türkiye için yapısal bir reçete açıklayacağını da duyurdu.

Bu detay tüm dikkatleri üzerine topladı...

KİRLİ VE GİZLİ PAZARLIKLAR
CHP Genel Başkanı'nın icazet turunun ilk ayağı olan ABD'den sonra Avrupa hükümetlerinin kapısını arşınlaması, arka planda yapılacak olan kirli ve gizli pazarlıkları gündeme getirdi.

Ziyaretleri bitince Türkiye için yapısal reçete açıklayacağını ifade etmesi bu durumu destekler nitelikte.



'İCAZETİ' BİLİM VE TEKNOLOJİ İLE ÖRTBAS ETME ÇABASI
Tüm bu yaşananlar dikkate alındığında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD'ye yaptığı 'icazet' seferini 'bilim ve teknoloji' maskesiyle örtbas etme çabası da gözler önüne serildi.



TAKVİM.COM.TR'NİN DİKKAT ÇEKTİĞİ ÇARPICI DETAY
Öte yandan CHP liderinin ABD programı mercek altına alan takvim.com.tr, çok çarpıcı bir detaya ulaştı.

Kılıçdaroğlu, Amerikan derin devletinin kontrolü altında olan Johns Hopkins Üniversitesi'nde yaklaşan seçimlere ilişkin bir konuşma yapacak.

Bu üniversiteyla ilgili göze çarpan bir diğer detay ise 2008 yılında deyim yerindeyse CHP'nin kaderini tayin eden bir rapor yayımlaması.

Söz konusu raporda Deniz Baykal'ın tasfiyesinden, Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına getirilişine kadar çarpıcı detaylar yer alıyor.



KILIÇDAROĞLU'NUN 'DERİN' YUVASI!
Johns Hopkins Üniversitesi, her ne kadar CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "yuvası" olsa da, o üniversitenin "derin" bir yönü daha var.

Kemal Kılıçdaroğlu daha CHP milletvekili iken, Ekim 2008 tarihinde Johns Hopkins Üniversitesi'ne bağlı Amerikan-İsveç merkezli Slikroad (İpek Yolu) Enstitüsü tarafından bir rapor hazırlandı.

Svante E.Cornell ve Hail Magnus Karavelli imzalı 75 sayfalık rapordaki "kehanet" gibi Türkiye senaryoları dikkat çekiciydi.


Raporun içinde Türkiye'yi sarsacak öngörülerden biri raporun 72. sayfasındaki ifadelerdi:

"CHP'den istifa etmeye ikna edilecek Deniz Baykal'la, yolsuzluklar konusunda kamuoyunun dikkatini çeken Kemal Kılıçdaroğlu yer değiştirecek. CHP, yeniden Avrupa tarzı bir sosyal demokrat parti olarak ortaya çıkacak."

Ne ilginç ki rapor yayınlandığında CHP Grup Başkan Vekili olan Kılıçdaroğlu, tam 2 yıl sonra 2010'da FETÖ'nün kaset kumpasıyla Deniz Baykal devrilip o koltuğa oturuyordu.



"BURADA BİR ROTA ÇİZİLİYOR"
Takvim.com.tr'nin dikkat çektiği bu detay A Haber ekranlarında da masaya yatırıldı.


Rapora ilişkin konuşan Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür şu ifadeleri kullandı;

Raporda 3 seçenek sunuluyor. Bunlardan bir tanesi muhalefetin dizayn edilmesi. Burada bir rota çiziliyor. Raporu yazan isimler bunu teslim ediyor ve bu rapor Deniz Baykal'ın önüne koyuluyor.

Deniz Baykal rapora bakıyor ve hiç oralı olmuyor. Bir adım sonrasına bakın. Kaset skandalına iki ay kala Deniz Baykal'ın öleceğine dair şeyler söyleniyor.



Bu esnada bir iş adamı olan İnan Kıraç, Deniz Baykal'a gidiyor ve 3 ismi yönetime sokmamasını istiyor. Onur Eymen, Mustafa Özyürek ve Önder Sav bu isimler.

KILIÇDAROĞLU SİYASİ HAYATININ PLANLADIĞI YERDE KONUŞACAK
Tesadüfe bakın ki aynı anlarda Kılıçdaroğlu da aynı şeyi Deniz Baykal'dan talep ediyor. Bu fotoğrafı bugüne getirin. Kılıçdaroğlu siyasi hayatının planlandığı bir yerde gidip konuşma yapacak.



TEPKİYİ GÖRÜNCE KÜLTÜR - SANAT GEZİSİNE ÇEVİRMEYE ÇALIŞTILAR
Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyareti üzerine yapılan yorumları değerlendiren Gazeteci Güngör Yavuzaslan, "Tepkiyi görünce bu geziyi, kültür-sanat- bilim gezisine çevirmeye çalıştılar" ifadelerini kullandı.