Uzman isimden korkutan İstanbul uyarısı: Büyük depremin eli kulağında

ünlerde İstanbul'da meydana gelen depremlerle ilgili konuşan Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, ‘Büyük deprem nerede, hangi fayda olur bilmiyoruz. Ancak herkes bilsin ki bu suskunluk hayra alamet değil’ dedi.

Giriş Tarihi 26 Eylül 2019, 09:11 Güncelleme 26 Eylül 2019, 10:11
Uzman isimden korkutan İstanbul uyarısı: Büyük depremin eli kulağında

İÇİNDEKİLER

Silivri açıklarında geçtiğimiz gün yaşanan 4.6 büyüklüğündeki deprem İstanbul'da büyük korkuya neden olurken, uzmanların farklı yorumları da akıllarda soru işaretleri yaratıyor. Milliyet'e konuşan İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, istatistiklere göre büyük İstanbul depreminin eli kulağında olduğunu söyledi.

Deprem arşivlerindeki verilere bakıldığında büyüklüğü 4.5 ve daha fazla olan depremlerin açığa çıkardığı sismik enerji değişiminin 1970 öncesine göre azalma eğiliminde olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, şu tespitlerde bulundu:

'İLGİNÇ BİR DURUM'
"Sismik enerjinin böylesine değişimi, büyük depremlerde artış olasılığını artırmış durumda. Ancak istatiksel olarak ilginç bir durum var. 2011 yılından bugüne kadar 7 ve daha büyük bir deprem yok. Son büyük deprem 8 yıl önce Van'da yaşandı. İstatistik bulgulara göre büyük depremin eli kulağında denebilir. Büyük deprem nerede, hangi fayda olur bilmiyoruz. Ancak herkes bilsin ki, bu suskunluk hayra alamet değil.

Türkiye'de 1900 yılından Ağustos 2019'a kadar 35-42 enlemler ve 25-46 boylamlar aralığında büyüklüğü 4 ve daha fazla toplam 8 bin 733 deprem olmuş. Bu depremlerden 25 tanesi 7 ve daha büyük. 108 deprem 6 ile 6.9 arasında. Ancak son 8 yıldır 7 ve üzerine bir deprem olmaması, suskunluk endişe verici. 8 yıldır süren suskunluğun ardından gelecek yıkıcı dalganın ne olacağını bilmiyoruz, ancak uyarıyoruz."

'HAREKETLİLİK VAR'
Silivri açıklarında meydana gelen depremin ana fay üzerinde gerçekleştiğine dikkat çeken Prof. Dr. Eyidoğan, şunları anlattı: "Bölgede 22 Eylül'den beri hareketlilik var. Kuzey Marmara fayının geçtiği kuşaklarda gaz çıkışları oluyor. Son deprem gaz kaynaklı değil. Merkezi ve yerel yönetimlerin 8 yıldır süren suskunluğa karşı çok dikkatli şekilde önlemler alması gerekir. Büyük bir deprem için biriken enerjinin çok az bölümü küçük depremler ile salınır. Örneğin 6 büyüklüğündeki bir depremin enerjisine ulaşabilmesi için 3 büyüklüğünde 31 bin 634 deprem veya 4 büyüklüğünde 1000 deprem olması gerekir. Marmara deprem bakımından her zaman aktif. Ancak enerji boşalımı için 32 bin deprem olmadı. Grafik eğrisi de değişkenlik gösteriyor.

1900-1960 arası Türkiye ve yakın çevresinde sismik enerji, çıkışı oldukça yoğundu. Bu tarihler arasında 7 ve daha büyük 19 deprem kaydedildi. 1960'dan sonra deprem enerji çıkışı sistematik olarak azaldı. 17 AğuStos 1999 Gölcük, 12 Kasım 1999 Düzce ve 23 Ekim 2011 Van depremlerinden sonra sismik enerji çıkışı azalma eğilimine geçti. Suskunluk dönemi eninde sonunda bitecek."

'HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI'
Marmara Denizi'ndeki Kuzey Marmara fayının önümüzdeki 30 yıl içerisinde yüzde 65 olasılıkla 7 ve daha büyük bir deprem oluşturma özelliği taşıdığını da söyleyen Prof. Dr. Eyidoğan, şu bilgileri paylaştı: "İstanbul dahil Marmara Denizi çevresinde yaşayan herkes büyük depreme hazırlık için elini taşın altına koymalı. Risk azaltmak için çağdaş afet politikaları ne gerektiriyorsa yapılmalı. Yerel yönetimlerin bu konudaki yetkileri ve sorumlulukları arttırılmalı. Ankara yerel yönetimlere bu konuda yetkiler vermeli. Kentsel dönüşüm rant için değil deprem ve diğer afet risklerini azaltmak ve güvenli, yaşanabilir mekânlar için çağdaş bir sakınım planı anlayışı ile yapılmalı."