Tarihi 20 Haziran 2019

Şehrül- Emin

ESKİ Türkçe'de belediye başkanları için kullanılan güzel bir söz...
Şehrin emin kişisi, güvenilir, özü sözü bir insan anlamına geliyor...
İstanbul'da öne çıkan iki adaydan hangisine daha çok yakışıyor sizce "Şehrül-Emin" ifadesi?
Bu soruya sağduyulu CHP'lilerin bile 'Binali Yıldırım' cevabını vereceğinden hiç şüphem yok.
Çünkü görünen köy kılavuz istemiyor ve gelinen nokta itibariyle mızrak çuvala sığmıyor.
CHP adayı arkasına aldığı tüm medya desteğine ve oluşturulan sahte imajına rağmen kırdığı potlarla 'Şehrül- Emin' olamayacağını bu kampanya döneminde belli etti.
İddia o ki, CHP üst yönetimi bile Ekrem Bey'in son dönemdeki söz ve eylemlerinden, giderek şişen egosundan son derece rahatsız... Ve seçimin bu sebeple kaybedileceğinden endişe duyuyor.
Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu'nun karşı karşıya geldiği canlı yayında iki aday arasındaki sıklet farkı net olarak ortaya çıktı.
Bir tarafta 5 yıl boyunca yönettiği Beylikdüzü'nde 37 vaadinden sadece 2'sini gerçekleştiren CHP adayı.
Diğer tarafta İstanbul'un ulaşım altyapısını baştan aşağı yenileyen, dev projelerle kente nefes aldıran proje adamı Binali Yıldırım...
Yıldırım, gücünü oturduğu koltuktan almayan, tersine hep o koltuğu güçlendirmek için çabalayan bir görev adamıdır.
Bir faniye kolay kolay nasip olmayacak nice makamlarda bulunmasına rağmen şaşırtıcı bir mütevazılığa sahiptir. CHP adayının tersine kimseye tepeden bakmaz, hor görmez. İnsana sırf insan olduğu için değer veren bir yapıdadır.
Ucuz polemiklerle, günlük siyasetle işi olmaz.
Kendi ifadesiyle 'milletin amelesi' olan 'halk adamı' diye tabir edilen siyasetçilerdendir.
Göz önünde değil, gönüllerde olmayı tercih eder...
Bütün bu insani özellikleri, başarılı kariyeri ve iz bırakan icraatlarıyla 50 yıllık İstanbullu Binali Yıldırım 'Şehrül-Emin' olmayı sonuna kadar hak eden bir isimdir.
Çünkü güvenilirlik, eminlik, özü sözü bir olmak önemli bir meziyettir.
Her insanda kolay kolay bulunmaz.

NOSTALJİ DEĞİL GERÇEK
İstanbul'un SHP-CHP'nin elinde olduğu 90'lı yılların başında İSKİ Genel Müdürü olarak görev yapan Ergün Göknel'in bir videosuna rastladım sosyal medyada.
İstanbul'da musluklardan suların akmadığı, patlayan çöp dağlarının altında insanların can verdiği günler...
SHP-CHP'nin en üst düzey bürokratı TRT'de soruları yanıtlıyor...
Sunucu soruyor: "Efendim Bayrampaşa'da suların çok az ve pis aktığı yönünde vatandaşlardan şikayet var." Ergun Göknel bütün kibarlığı ve pişkinliği ile cevap veriyor: "Efendim Bayrampaşa'ya 72 saatte bir 12 saat süreyle su veriyoruz. Su kesildiği zaman boruların içine toprak ve yabancı maddeler giriyor. Tekrar su verince o pislik musluklardan akıyor.
Aylar önce belirtiğimiz gibi suların kaynatılmadan içilmesi doğru değil!" Kente 3 günde bir pis su verdiklerini öyle bir rahatlık ve umursamazlıkla anlatıyor ki şapka çıkarmamak mümkün değil. Yayının devamında İstanbullular'a "Suyu kaynatsanız bile terli terli içmeyin" uyarısı bile yapmış olabilir.
Seçime sayılı günler kala AK Parti'nin yapacağı en doğru işlerden biri bu videoyu mümkün olduğu kadar çok İstanbullu'ya izletmek olmalı.
25 yıl öncenin İstanbul'unu kimler, nasıl yönetiyormuş herkes görsün...
Ve tabi İstanbul'un nereden nereye geldiğini de...