Tarihi 13 Ağustos 2021

Siz Kimsiniz?

Yıllardır körüklenen bir mülteci nefreti var bu ülkede. Lüks semtlerde, güvenlikli sitelerde oturan, özel aracı ile işine gidip gelen, gündelik hayatında mültecilerle en az karşılaşan insanların körüklediği bir nefret. Sosyal medya mecralarından paylaşımlarla mültecilerden rahatsızlıklarını belirtiyorlar. Dünyanın başka ucundaki görüntüleri sanki Türkiye'denmiş gibi paylaşarak, evini barkını kaybetmiş masum insanlara karşı düşmanlık tohumları ekiyorlar. Ekserisi mülteciyi zaten sosyal medyadan başka bir yerde görmemiş. Bir tane mültecinin halini hatırını sormamış, tanımaya çalışmamış, yardımcı olmamış...

Bir de oy için mülteci nefretini körükleyen siyasetçiler var. Ülkeyi yönetmeye aday olan kişinin bir miktar aklı selim sahibi olması beklenir. Aksine fay hatlarını kaşıyorlar. Deprem olsun diye ellerinden geleni yapıyorlar. Yeterki iktidar oy kaybetsin. Haydi diyelim başardılar. Mülteci nefretini körükleyerek oylarını arttırdılar ve iktidarı ele geçirdiler. Peki sonra ne yapacaklar? Keskin sirkeyi nasıl muhafaza edecekler.

İşte bu tuzu kuru mülteci düşmanları ve sorumsuz siyasetçiler başarıya çok yaklaştılar. "Senin işini aldı, kiralarını yükseltti, devletin sana harcaması gereken paraya kondu, hastanede önüne geçti" diyerek kışkırttıkları merhametsiz kitleleri mültecilerin üzerine saldılar.

Herhalde mülteci düşmanlarına sorsak, bu işi ülkelerini yabancılara kaptırmamak için yaptıklarını söyleyecekler. Bu toprakları, yani Müslüman Türk beldesini, bize sığınan mazlumları kapı dışarı ederek mi koruyacağız? Atalarımızın kendilerine sığınanları diline, milletine, dinine bakmadan koruması ile iftihar etmiyor muyuz? Evet, bu ülkenin makul çoğunluğu haklı olarak iftihar ediyor. Fakat mülteci düşmanlarının buna hakkı yok! Haklı da olsa öfkesine kapılıp, suçlu suçsuz ayırt etmeden masumlara saldıran, suçun cezasını devlete bırakmayıp kendi adaletini tesis etmeye çalışanlar, bu toplumun bir parçası olamaz. Olsa olsa utanç vesilesi olurlar.