Tarihi 6 Temmuz 2014

Yazık! Ne hale gelmişiz?

Yahu biz ne ara bu kadar kötü olduk, ne ara birilerinin üzüntüsüne, hastalığına sevinir olduk ben anlamadım. Biz Türkler'in sevinci de üzüntüsü de hep ortaktı.
Beraber üzülür beraber sevinirdik. Şimdi içimizden öfke, nefret çıkıyor. Bu ne ara oldu ben anlamadım.
Sosyal medya hayatımıza girdi ve sanırım her şey o zaman değişmeye başladı. İnsanların içindekiler çıkmaya başladı.
Serdar Ortaç'ın MS hastası olduğu haberleri çıkmaya başlandığı zaman itibariyle yapılan yorumları okuyunca gerçekten halimize üzüldüm.
Hangi insan oğlu o yorumları yazabilir? O cümleleri kurmak için insanın içinde nasıl duygular olabilir? Aklım fikrim asla almıyor.
Hiç mi ananız babanız kardeşiniz sevdiğiniz biri yok? Hiç mi sizin başınıza da böyle bir hastalık üzücü bir şey gelebilir düşün müyorsunuz? Bir insanın ölmesini istemek nedir?
Ben hep şöyle dua ederim "Allah'ım kim benim için ne düşünüyorsa kalbinden benim için ne geçiyorsa lütfen ona kat ve kat fazlasını ver. Ver ki ben onu göreyim..." Aynı duayı
Serdar Ortaç için ettim bu yazılanlardan sonra. "Kim Serdar Ortaç için ne düşünüyorsa ona kat ve kat fazlasını ver..." İyi düşünene dua edene şifa dileyene kat ve kat fazlasını.... Eğer birinin içinden kötü bir şey geçiyor ve kötülük istiyorsa da içinden geçenin kat ve kat fazlasını ona ver.
Konu Ahmet Kaya'ya bağlanıyor...
Kaya'ya çatal fırlattı o dönemin intikamı deniyor. Neyin intikamı o yıllarda Ahmet Kaya'ya ne yapılıyorsa aynısı bana göre şimdi Serdar Ortaç için yapılıyor.
Adam "Ben öyle bir şey yapmadım" diyor. Çıkıp da biri "Evet yaptı" demiyor....
Ben de o yıl o törendeydim hatta rahmetli Savaş Ay'la beraber yan yana oturuyordum. Evet orada böyle bir olay yaşandı. Hatta insanlar ayağa kalkınca masadan Savaş Ay insanları yatıştırmak için kalkınca ben korkup Savaş Ay'ı gitmemesi için kolundan tutmuştum. Ve yıllarca her karşılaştığımızda aramızda Savaş Ay ile konu olmuştu. Gerçekten hiç Serdar Ortaç adını duymamıştım.
Bu olayı hep şuna benzetiyorum... Deniz Seki yıllar önce yarışmada Bayhan için söyledikleri ile anılıyor ve yaşadığı her şey ilahi adalet olarak nitelendiriliyor ya.
O yıllara bakın yaşlarına bakın, her insan yanlış bir söylem de bulunabilir. Her insan hata yapabilir.
Kötü olan bir şey birinin başına bunlardan dolayı gelmez.
Birini yargılamak, kötülüğünü istemek Allah'tan başka birine düşmez.
Eğer bir şey dilemek ve bir cümle kurmak istiyorsanız "Allah'a havale edin..."

Helal olsun İdo

Armut dibine düşer derler ya aynen İdo Tatlıses de babasının izinde. Neredeyse elimizde büyüdü İdo... Şu ünlüler dünyasında hep şu 3 ismi örnek gösterir ve hayranlıkla izlerim İdo Tatlıses, Mithat Can Özer, Oğulcan Engin.
Bu kadar şöhretli anne ve babaların çocukları bu kadar mütevazı, insan canlısı, yardımsever ve merhametli olabilir.
Anne ve babalarının gördüğü ilgi o büyük yaşantıları onları şımartmaz. Hep içimden 'Helal' derim her gördüğümde bu 3 isimden birini. İdo Tatlıses'i ayrı severim annesi Derya Tuna'dan dolayı. İyi gün dostu değildir Derya Tuna kötü günde bir telefonla yanınızda olur. Sizinle ağlar, sizin acınıza ortak olur ve bunu yürekten yapar hissedersiniz. Derya Tuna'nın ailesi de öyledir ablası, kuzeni de aynı onun gibidir.
Yıllarca içinde hep baktığımda İdo'nun annesine benzediğini gördüm.
Hep derim ya Allah insanın kalbine göre verir diye.
Emek harcamış, çalışmış ve 5 şarkıdan oluşan bir albüm yapmış İdo. İlk herkes de ön yargı varya ne yapmış nasıl söylemiş söylemleri fısır fısır kulaklara gelirken İdo herkesi şaşırtıp yaptığı işle bir anda adından söz ettirdi.
Albümün ilk çıkış şarkısı "Sonsuz Teşekkürler" dijital platformda ilk çıktığı an olumlu tepkiler aldı.
Babasını adının ne kadar büyük olduğunu ve sorumluluğunun da bir o kadar büyük olduğunun farkında olduğunu her defasında dile getiren İdo bence daha büyük işlere imza atacak.
Helal olsun sana küçük dev adam...
Yolun açık olsun...