Şehit bir şehir: Gazze

Nihat Hatipoğlu

NİHAT HATİPOĞLU

Eklenme Tarihi 10 Ekim 2025

Resmi rakamlar bir yana Gazze'de 100.000'in üzerinde insanın şehit olduğunu tahmin ediyorum.
Gazze'ye yapılan saldırı hem arz-ı mev'ud (güya Allah'ın Yahudi halkına ele geçirin dediği topraklar) beklentisini ve hem de Müslümanları Orta Doğu'da yok etme politikasını barındırıyor. Gazze'ye saldırı bir gözdağıdır. Bir cinayet ve soykırım, din kırımıdır.
Gazze elbette özgürleşecek.

Ve Gazze'ye bu felaketi reva gören İsrail elbette bedel ödeyecek. İnsan olan her yürekte bir acı ve yakınımdır Gazze. Elbette zulümlerin hesabının yanında Yüce Rabbin de hesabı vardır. Ve bu olay "Fiten hadislerinde" açıkça belirtildiği gibi zalimlerin mağlubiyetiyle sonuçlanacak. Er veya geç.
Bütün bu acıların yanında teselli olan tek şey batıdaki uyanıştır. İnsanlar sokak ve caddeleri doldurup lanetlerini haykırdılar. Filistin'in acısına ortak oldular. Bu durum batılı siyasileri çok da etkilemese de halkları etkileyecektir.
Ve inanın büyük olaylara gebe olacaktır. Özellikle yabancı aktivistlerin vicdan ve akıllarının bir tezahürü olarak Gazze'ye ulaşmaya çabalamalarının son derece manidar buluyorum. Elbette yerli olan aktivistler de. İslam ve Müslümanlara ilgisiz olanların uyanması önemli bir kazanımdır.

KIYAME (KIYAMET) SURESİ UYARIYOR

1. Kıyamet gününe yemin ederim.
2. Kınayan nefse de yemin ederim.
3. İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanır?
4. Evet, bizim onun parmak uçlarını bile düzenlemeye gücümüz yeter.
5. Fakat insan, önündeki zamanı günah işleyerek geçirmek ister.
6. "Kıyamet günü ne zamanmış?" diye sorar.
7. Gözler kamaştığı,
8. Ay tutulduğu,
9. Güneşle ay bir araya getirildiği zaman,
10. O gün insan, "Kaçış nereye?" der.
11. Hayır! Sığınacak hiçbir yer yoktur.
12. O gün varıp durulacak yer, yalnızca Rabbinin huzurudur.
13. O gün insana, önceden yaptıkları ve erteledikleri bildirilecektir.
14. Doğrusu insan, kendi aleyhine şahittir.
15. Özürlerini ileri sürse de (kendini kurtaramaz).
(Kıyame/1-15)

SORULAR


SORU:
Eşya da Allah'ı tesbih eder mi?
CEVAP: Evet, duyduğunuz bir ayetin mealidir. İsra Suresi'nin 44. Ayeti'nde "Hiçbir şey yok ki, Allah'a hamd ile tespih etmesin, lakin siz onların tespihini anlamazsınız" buyuruluyor.
Bilindiği gibi eşyanın zerrelerinde içten hareket vardır. Molekül, atom ve elektron gibi birbirinin içindeki varlıklar, canlı bir yaratıktaki gibi hareket halindedir. Her şey o muhteşem zata işaret eder. Mevláná, "Cansızdan, can álemine girin de álemin parçalarının ahengini duyun, o vakit cansız şeylerin tespihlerini apaçık duyarsınız" der.

SORU: Azrail tek başına mı ruhumuzu alır?
CEVAP: Azrail (AS) 4 büyük melekten birisidir. O, yalnızca kendisine verilen emri yerine getirir. Eceli tamamlanmış olan kulların ruhunu alır. Onun emrinde bazı melekler vardır. Bu konuda şu ayet vardır:
"Nihayet birinize ölüm geldiği vakit (görevli) elçilerimiz onun canını alır ve onlar görevlerinde asla kusur etmezler." (El- En'an, 6/61)

SORU:
Kaza namazlarının her namazın arkasından kılınması şart mıdır?
CEVAP: Kazaya kalmış farz ve vacip bütün namazlar kerahet vakitlerinin dışında her zaman kılınabilir.
Bunlar için belirli bir vakit yoktur. Ancak, düzenli bir şekilde namaz borçlarını tamamlamak için kaza namazlarını vakit namazlarının peşinden kılmayı prensip haline getirmek güzel bir harekettir.

SORU: Yolculukta veya yeraltında madende çalışan bir kimse, cem-i takdim veya cem-i tehir yapabilir mi?
CEVAP: Hac mevsiminde Arafat'ta öğle vaktinde öğle ile ikindi namazlarını, Müzdelife'de yatsı vaktinde akşam ile yatsıyı cem etmenin dışında, Hanefi mezhebinde cem-i takdim veya tehir yapmaz caiz değildir. Şafii mezhebinde ise sefer halinde cem-i takdim ve cem-i tehir caiz görülmüştür. Gerektiğinde Şafii mezhebindeki içtihatla amel edilebilir.