Kar yağışı bir felaket midir?

İsa Tatlıcan

İSA TATLICAN

Eklenme Tarihi 24 Şubat 2025

Bugün biraz teknik ama çok önemli bir konudan bahsetmek istiyorum.

Soğuk ve karlı hava yaklaşık bir haftadır gündemimizde. Daha doğrusu İstanbulluların gündeminde.

Nedense İstanbul'a bir tanesi düştüğünde medyanın dili bir anda değişir.

İstanbul'da kar esareti… Beyaz esaret… Kar felaketi vs.

Sosyal medyada da benzer bir söylem hakimdir. İnsanlar kar yağmaması ve havanın ısınması için yalvarır durur.

Bu dil beni hep rahatsız etmiştir. Gazetemizde bu tarz başlıklar atmaktan özenle kaçınıyoruz.

Anadolu insanı bu başlıkları hep şaşkınlıkla karşılar. Nedenine gelince…

Öncelikle kar esaret ve felaket değil hayatın devamı için çok önemli bir rahmettir.

Kar yağışı, toprağın üzerini bir battaniye gibi örterek tohumların donmasını önler. Topraktaki nemi arttırır ve bitkinin hızlı bir şekilde büyümesini sağlar.

Bitmedi… Kar, su kaynağı olmasının yanı sıra bitkiyi hastalıklardan da korur.

Kar suyunda bulunan potasyum, kalsiyum ve demir gibi mineraller bitkilerin gelişiminde çok önemlidir.

Kar yağışı sadece bitkilerin gelişimi için değil insan sağlığı için de çok önemlidir.

Hayatınızda kaç kez görmüş olursanız olun beyaz kar tanelerinin insan ruhundaki rahatlatıcı etkisi hiç değişmez. Bedenimiz için de sayısız faydası vardı.

Salgın hastalıkların hızla yayıldığı kış aylarında mikropları kırarak havayı temizler. Vücut direncinin düşük olduğu, bacalardan çıkan karbon gazının havayı zehirlediği günlerde yine kar yağışı imdadımıza yetişir.

Her bir kar tanesi başlı başına bir mucizedir. Kendine mahsus bir kristal yapısı ve insanı şaşırtan geometrik desenlere sahiptir. Mikroskop altında kar tanelerini inceleyen araştırmacılar, her tanenin birbirinden farklı olduğuna şahitlik etmiştir.

Yerel yöneticilerinin beceriksizliği ve bizim ihmalkarlığımız neticesinde yaşanan kabusu kar taneleri gibi Allah'ın büyük bir mucizesine yüklemek büyük haksızlık olur.

Zaten küresel ısınma nedeniyle sadece bir kez bu beyaz örtüyü görme imkanımız oluyor.

O günlerde de isyan etmek yerine biraz nefes alma molası verelim, karda yürüyelim, karın yere düşüşünü hayranlıkla izleyelim ve bu yaratılışındaki mucizeyi takdir edelim.