Tarihi 9 Mayıs 2019

Delilik!

HAYAL kırıklıklarım için hastaneye gittim, ortopedi bölümü "ben bakmam" dedi.
"O zaman ayaklarımı kır" dedim.
"Sen bir kalp doktoruna görün" dedi.
"Deli doktorlarını tercih ederim" dedim.
"Kalp kırıklıklarını en iyi onlar anlıyor!"
*****
Eskiden akıl hastanesinden pijamayla kaçan deliler vardı.
Onlar hayatı derin yaşadıkları için kendi kuyularında kaybolmayı göze aldılar.
Onlar parada değil düşüncede zengin oldular ve hayatın kötülüğü karşısında hesapları birbirine karıştı, o yüzden hepsinin aklı karıştı.
Bugün sokaklarda dolaşan ve aklını kullandıklarını söyleyenlerin topluma verdikleri zararı kim hesaplayabilir?
"Deli olmak işten değil" deyişim o günlere dayanır
*****
Her delinin bir akıl defteri vardır da her akıllının deli defteri yoktur.
O yüzden deliler her zaman 1-0 öndedir.
Gittiğim deli doktoru, "ruhları yenilgiye uğratan bencilliktir" dedi.
Aklını kullananlar hayatı sadece kendilerini için kullanıyordu.
Cebinde metelik olmayan deliler dimdik yürüyordu da, akıllı geçinenler italik duruyorlardı paranın karşısında.
Doktordan çıktım, kendi çamur karasını yalanla temizleyenlere acıyarak baktım.
*****
Hayat bilgelerin tarafını değil, tabiatı bile hor kullananların tarafını tutuyordu.
Sahte bal satarak zengin olan bir firma sahibinin karşısına dikildim.
"Parayı böyle kazanmaktan utanmıyor musun?" diye sordum.
Bana "sen avucunu yala" derken yeni müşterilerini oyalıyordu.
"Senin kazancında gözü olanın gözü çıksın" dedim, baktım ki kendisi bal tutan parmağını yalıyordu!
Masasındaki sahte balla doldurulmuş kasenin içine "insanlığın paradan çok şerefe ihtiyacı var" notunu bıraktım.
*****
Evet deliyim, aklımı kullanmayı yıllar önce bıraktım.
Hala klasikleri okuyorum hala Yeşilçam filmleri izliyorum.
Benim pencereme güneş sadece çocuklar için doğuyor.
Ve o pencereden bakınca o çocukları görebiliyorum.
Ne ellerinden ne yüreklerinden tutulan ama acımadan harcanan çocukları.
Onların vebalini de mahşere bıraktım

​DEĞİŞMEM!
Çocukluğumun elle yazılmış mektuplarını bugün ülkeyi ayağa kaldıran twetlere değişmem.
Çocukluğumun Nubar Terziyan'ını bugünün ekran jönlerine değişmem.
Çocukluğumun rüzgarla yarışan uçurtmalarını bugünün en kral bilgisayar oyunlarına değişmem.
Çocukluğumun hırpani kılıklı köprü altı insanlarını bugünün takım elbiseli işadamlarına değişmem.

Doğum gününde adına ağaç dik.
Eski şarkılarda gezin.
Sahaflarda kitap ara.
Yoksul mahallede iftar sofrası kur.

Gözlerinde doğar
Benim güneşim
Sen benim umudum
Sevdamsın ülkem
Kader arkadaşım
Sevgilim eşim
Sen benim sıcacık
Soframsın ülkem

Elimin nasırı
Alnımın teri
Sen bir ekmek kadar
Kutsalsın ülkem
Güneşli umudum
İnancım davam
Sen benim bitmeyen
Kavgamsın ülkem

Hakkı YALÇIN