Misafir!

Eklenme Tarihi 28 Mayıs 2025

HABERİ
SESLİ DİNLE

00:00 00:00
Tüm Sesli Haberler

TEKNOLOJİNİN gelişmesiyle insanlığın ölümü arasında yakın bağlantı varken, "onurlu yılların yoksulluğuna kurban olayım" diyorum. Gaz lambalarında aydınlanan odalara, radyolarda dinlenen yalnızlıklara. Şimdi uyuşturucu, depresyon ilaçları, sanal kumar, teknolojik akvaryumlar çocukları mum gibi eritirken maziye koşmamı çok görmeyin.
Mazi her zaman misafirlerini bekler.
Belki "Yalnızlar Rıhtımında" Sadri Alışık da bizleri beklemektedir.

***

Akşam saatlerinin en anlamlı görüntüsüydü fitilli gaz lambası, aile fertlerini etrafında toplardı. "O lamba bütün evi nasıl aydınlatıyordu?" derseniz; insanların yüzleri de aydınlıktı o zamanlar yürekleri de. Masumiyet ve güven duygusu kaçınılmaz. Elektrik yoksa pilli radyo var. Ütü yoksa divanla yatak arasına akşam serilen pantolonlar sabaha jilet gibi hazır. O zamanlar bu kadar kötü insan yoktu yemin ederim.

***

Gaz lambasının ışığında çocuklarına parmaklarıyla gölge oyunları öğretirdi babalar. Masal ninelerinin merdivenlerinden gecenin bir yarısı gökyüzüne çıkılırdı. Hasret, Anadolu'dan gelen türkülerde dışa vururken öyle bir "off" çekilirdi ki karşıki dağlar yıkılırdı. Aşklar gerçekten aşktı insanlar merhametli.
Yalan ve rüşvet o zaman da vardı da meslek onurunu satanlar itibar göremezdi yemin ederim.

***

Cebinden kırk yiğit çıkaran delikanlılar vardı. Yazları çıraklık yapan çocuklar evlerine buğday taşıyan karıncalardı. Yağmur en çok yoksul mahallelere yağardı da her yağmurda mahallenin boyası biraz daha akardı. Temeli komşuluk üzerine kurulmuş ahşap evler.
Top oynadığımız arsalar, deniz kıyılarındaki boş araziler doğmamış çocukların hakkıydı da yeni çocuklar doğdukça o arsalar müteahhitlerin oldu.

***

Bizler ceplerinde radyo taşıyan büyüklerin bizlere öğrettiklerini çocuklarımıza öğretemedik. Kavun karpuz taşıyan kamyonların yerini uyuşturucu taşıyan tırlar alırken, gençlerin beyin ölümü gerçekleşirken ve kumara bağımlılık için yollar döşenirken, "durun bakalım!" diyemedik. Düşünce özgürlüğünü bile gösteremedik onlara.

***

Mazi hayatımızın gaz lambasıdır, eski güzellikleri hatırlatır. Şimdiki teknolojinin parmağında oynattığı insanlar arasında "cereyan yapan" bir hava akımı varken, mazinin beklediği bir misafir olmaktan gurur duyarım.
Gaz lambalı yılların o güzel insanları "Tanrı misafirlerine" kapılarını her zaman açık tuttukları için, beni kabul edeceklerinden hiç şüphe duymam! Çayım da hazırdır sohbetim de!

MUTLULUK TAKVİMİ
Çocuklara bağcıksız ayakkabı al.
Bugün mavi ol.
Bu gece yarısı gökyüzünü film gibi izle.

Sevdamız saklı şehir
Bizde sabır çiçeği
Yarım kalan öyküyü
En derinden duyarız

Hakkımızdı mutluluk
Elimizden aldılar
Biz bu zalim kaderin
Her emrine uyarız

Ah be gurbet kuşum
Hadi topla kendini
Biz bu hasreti bile
Mutluluktan sayarız
Aşkımız yaşadıkça
Sen orada ben burada
Gözümüzü kırpmadan
Bir ömre de kıyarız
Hakkı YALÇIN

Mesele haram kazanç olduğunda fırsatçılar için iki kere iki 24 eder!

Aynen öyle!
Yazıyoruz, isyan ediyoruz ama kolay paranın her şeyin önüne geçtiği bir ülkede insanlık kimsenin umurunda değil. "Hak yemek maddi açıdan ayakta kalmayı sağlayabilir ama manevi açıdan ayaklar altında olmanın vebali ne olacak?" diye kaç kere sordum. Aldığım cevaplar hiç değişmiyor, "sen canını sıkma Hakkı kardeş biz böyle iyiyiz!"