Her eve lazım

Eklenme Tarihi 4 Aralık 2010
Bir banka veya bir marka, televizyon reklamında ahlaksız bir kadını tanıtım yıldızı olarak bize sunuyorsa.
Benim onlarla işim olmaz.
Çünkü, o kadının reklamına ihtiyaç duyan markanın da, bankanın da ahlakından şüphe ederim.
***

Reklamların insanlar üzerinde etkileri büyüktür.
Hele bir dizi, ya da yarışma programı ilgi görsün.
Onlardan reklam payını almak adına, yayıncılık hünerlerini izleyin.
Yayıncılık ahlakının beş para etmediğini göreceksiniz.
***

Yarışma programları var.
Bir soru ve cevabı arasında geçen zaman neredeyse yarım saat.
Ve sabır taşınızın çatladığını hissettiğiniz anda reklamlar giriyor devreye.
Hepimizi aptal yerine koymanın ta kendisi.
Bunun özeti... "Sizleri biraz da reklamlarla söğüşleyelim"
***

Toplum, bunlara alıştırıldı.
Haberlerin veriliş biçimine bakın, dünyada bir örneği yok.
Aynı haberi bilmem kaç kez anonslayıp, "az sonra" gerçeğiyle kokmuş biçimde izleyiciye sunmak maharet sayılıyor.
Spordaki anonslara bakın, yaygaracı, ya da yavşak bir ifade biçimiyle sunuluyor.
Sonra da "toplum neden bozuldu?"
Evet, bozulmaya çok müsait bir toplum var ama o toplumu zehirleyen bir televizyonculuk sistemi de var.
***

Her zaman söylüyorum.
Bu ülkenin 12 Eylül'den sonra gördüğü en büyük darbedir özel televizyonlar.
O yüzdendir ki, bu televizyonlar, bankasıyla, markasıyla, ahlaksız yıldızlarıyla.
Her eve lazımdır.
Bir ülkeyi yıkmak için, meseleye evlerden başlanır.

* * *
Katillerin ve çakalların davasının zaman aşımına uğradığı bir ülkede.
Zaman aşımına uğramayan tek şey ADALETSİZLİKTİR!
Bizde demokrasi, çakalların orman kanunudur.

* * *
MADEM ÖYLE
Bir baba, annesini istedi diye 9 yaşındaki kız çocuğunu öldüresiye dövüyor ve sonunda öldürüyorsa. Öyle babaları koruyan yasalar, insan haklarına dahil oluyorsa. 9 yaşındaki bir kız çocuğunu geri getirecek yasaları da, istiyoruz.
Madem öyle...

* * *
Hayattan çok fazla pay alanların adı kalmaz.

* * *
Bugün dedikoduya inanan, yarın aynı dedikoduya kurban olmayı hak edendir.

* * *
4 Aralık 2010
Mutluluk takvimi
Sokak kedilerini doyur.
Bir çocuğa fotoğraf çekmeyi öğret.

* * *
Nasıl da yakışıyorduk
Şimdi kim tutuyor elini
Merak etmek özlemekten
Daha çok vuruyor beni

Gittiği yere kadar
Gitti bizim aşkımız
Bir rüzgara kapıldı
Bitti bizim aşkımız

Bir küçük neden yetti
İkimizi kül etti
Sessiz harflerle bitti
Bitti bizim aşkımız
Hakkı YALÇIN