Çaresiz bir baba

Eklenme Tarihi 13 Şubat 2010
Sabahleyin çocukları okula giden babaları düşünün.
Okula giden evladının eline baktığını düşünen onurlu babaları.
Çocuklarına harçlık veremeyen çaresiz babaları.
***

Önceki gün, öyle bir babanın oğlu öldü.
İstanbul'un katliama müsait minibüs sürücülerinden biri, Üsküdar'da 16 yaşındaki Ömer Ersöz'ü öldürdü.
Müşteri kapmak adına, güzergahını değiştirdiği için.
İstanbul sokaklarında buldukları "kanunsuzluğu", dünyanın hiçbir yerinde bulamadıkları için.
O şoförün cezasını hafifletecek sayısız yasa mevcutken...
Ben ölen çocuğun babasının sözlerine takıldım. "Sabah oğluma 3.5 lira harçlık verebilmiştim."
***

Ölen oğluna kendisini borçlu hisseden bir babanın, yürek burkan sözleridir onlar.
Sabahları veremediği harçlığın hüznünü, oğlunu yitirdikten sonra daha derin hissetmiştir.
O paranın, oğlunun kaderini değiştireceğini düşündüğü için.
Çocuğunun, okuluna "yaya olarak" gitmesine sebep olduğu için.
Onu öldüren katili, "O şoför beni yaktı, Allah da onu yaksın" sözleriyle gökyüzüne havale ederken, yeryüzünde beyaz bir bayrak açmıştır çaresizliğine. "Sabah oğluma, 3.5 lira harçlık verebilmiştim."
***

Hırsız babaların, bu onurlu babanın sözlerinden alınması gerekir.
Namussuz babaların, politik hokkabazların, kansızların cümlesinin.
Böyle babaları çaresiz bırakanların günahları, mahşerde bile ödenmez.
Bu babayı yakan sadece şoför değildir çünkü!
Direksiyonu eline geçiren bütün zalimler.