Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 28 Temmuz 2023

Vize yabancı değil

GÜNLERDİR yazdığım gibi CHP içeride manşet olmaya devam edecekti. Orada tansiyon çok daha yukarılara çıkacaktı. Peki etrafımızda neler olup bitiyordu?
Gelin etrafı kolaçan edip içeriye süzülelim...
Kuzey Akım-2 hattının ABD tarafından patlatıldığını ABD'li yetkililere dayanarak öne süren ünlü gazeteci Seymour Hersh, son yazısında önemli bir konuya ışık tuttu. ABD'li bir yetkiliye dayanarak, Rusya'nın Kırım Köprüsü'ne düzenlenen son saldırılarda Biden yönetiminin teknolojiyi sağlayarak hayati rol oynadığını yazdı. Makalede Ukrayna'nın, Karadeniz Tahıl Girişimi anlaşmasının kamuflajı altında Avrupa'ya uyuşturucu ve Rus petrolü sevk ettiği iddiasına da yer verdi.
Pulitzer ödüllü Hersh, 'Ukrayna'da komik opera' başlıklı son makalesine, "Ukrayna savaşındaki son olaylara, Başkan Joe Biden'ın kendilerini dinlemediğini, ama dinlemesi gerektiğini düşünen Amerikan istihbarat camiasındakilerin bakış açısından bir göz atalım" diye girdi. ABD'li bir yetkili, (CIA'DAN ÖNEMLİ BİRİ) 'Biden yönetiminin Ukrayna'ya gerekli teknolojiyi sağlayarak Kırım Köprüsü'ne yönelik son iki öldürücü saldırıda hayati rol oynadığını' belirtti.
Böyle su üstüne çıkmayan pek çok olay vardı. ABD savaşın uzaması ve siyasi-ekonomik krizin AB'yi tamamen sarmasını bekliyor.
Amaçları bu olduğu için görünmeyen ellerle önemli yerlerde destek oluyorlar ve tansiyonun düşmesine izin vermiyorlar...
Savaşın içinde elleri olanlar kendi aralarında bilek güreşine de tutuştular. Kısa haber olarak geçiştirildi ancak önemliydi. Eski Başkan Trump'ın öfkesine ve anında verdiği tepkiye bakarak bile bunu anlayabiliyorduk.
Takip edenler bilecektir, sık sık asıl mücadelenin ABD ile Avrupa Birliği arasında olduğunu yazıyorum. AB'nin siyasi-askeri-mali-stratejik gücü yetmediği için doğrudan Washington'un karşısına dikilemiyor. O günün gelmesini bekledikleri de açık. Macron'u izleseniz bile bunu görmek mümkün. Zaten "ABD'YE KARŞI ABD'DEN BAĞIMSIZ AVRUPA ORDUSU" fikrinden Washington'un gücünü artırdığı bir iklime gelindi. Rusya'nın UKRAYNA işgali Paris-Berlin- Brüksel hattındaki bütün planların iptal edilmesine yol açtı.
Avrupa Kuzey Akım- 2'nin patlatılmasından sonra karşılarında ne kadar kararlı bir ABD gördüklerini fark ettiler.
Ve o andan itibaren KOPUŞ'un gerçekleşmesi için kendi yollarına bağımsız özgür bir şekilde gidebilmek için de fırsat kollamaya başladılar. Bu arada niyetlerini de açık eden çok hamle yaptılar. Bunlardan biri önceki gün geldi. Önemliydi.
2024'ün başından itibaren AVRUPA BİRLİĞİ ülkeleri ABD'den gelecek ziyaretçiler için VİZE talep edecekti!
Yeni uygulamaya göre Avrupa'yı ziyaret edecek ABD'lilerin seyahat öncesinde Avrupa Seyahat Bilgi ve Yetki Sistemi'nden onay alması gerekecek. Vize başvuru ücretinin ise yaklaşık 8 dolar olması bekleniyor. Vize ücretinin yanı sıra AB'ye seyahat edecek Amerikalılar'ın, pasaport, kişisel bilgiler, eğitim durumu, meslek, seyahat bilgileri ve suç kaydı gibi detayları da sunması istenecek.
Yeni düzenlemede vize başvurusuna 4 gün içinde yanıt verme taahhüdü bulunurken, bu süre koşullara göre 14-30 güne kadar uzatılabilecek. Vize başvurusu onaylandıktan sonra, alınan vize üç yıl boyunca ya da ziyaretçinin pasaport süresi dolana kadar geçerli kabul edilecek.
Olası bir RET durumunda ise başvuru sahibine neden vize verilmediğine dair tüm nedenler gönderilecek yanıtta yer alacak... AB bu tavrını ortaya koyunca ilk sert tepki TRUMP'tan geliyordu... ABD eski Başkanı Trump, kendi sosyal medya platformu TruthSocial'da konuya ilişkin paylaşımda bulundu. "Şunu bir düşünün; Avrupalılara askeri koruma ve ticaret dahil her şeyi veriyoruz. Şimdi ise Avrupa'ya gitmek için onlara para ödememiz gerekiyor. ABD'ye saygı kalmamış. Ben başkan olarak buna izin vermeyeceğim.
Bu uygulama çok hızlı bir şekilde sona erecek..." ABD'nin Çin ve AB ile mücadelesini pek çok noktada görme şansımız vardı. Mesela Fransız Devlet Başkanı Macron, Charles de Gaulle'den bu yana Pasifik adası Vanuatu'yu ziyaret eden ilk cumhurbaşkanı oldu!
Macron bölgedeki ülkelerin bağımsızlıklarını koruyabilmeleri için omuz omuza çalışacaklarını söyledi. Macron "Indo- Pasifik bölgesi, özellikle Okyanusya'da, yeni bir emperyalizmin yükseldiği ve birçok küçük ve kırılgan ülkenin egemenliğini tehdit eden yeni bir güç dengesinin oluştuğu görülüyor" ifadelerini kullandı.
Büyük güçlerin yağmacı tavırları nedeniyle Indo-Pasifik'in egemenliği ve bağımsızlığının tehdit altında olduğunu vurguladı.
Çin son yıllarda Pasifik adalarının altyapı yatırımlarındaki en büyük kreditör konumunda geldi. IMF verilerine göre Vanuatu'nın dış borçlarının üçte birinin alıcısı Çin devleti kontrolündeki EXIM Bankası. Çin'in bölgede artan faaliyetleri sonrası Amerika Birleşik Devletleri de adalarda Soğuk Savaş sonrası kapatılan bir çok elçiliğini geri açmaya başladı.
Macron, Vanuatu'dan sonra Papua Yeni Gine'ye geçecek.
Amerikan Savunma Bakanı Lloyd Austin de geçtiğimiz hafta Papua Yeni Gine'yi ziyaret etmişti. ABD ve müttefikleri Pasifik'teki ada ülkelerini Çin'le güvenlik anlaşmaları imzalamaktan caydırmaya çalışırken Fransa ise bu ülkelere bir alternatif sunarak tek bir ülkeye bağımlı kalmak zorunda olmadıklarını göstermeye çalışıyor.
ABD, Rusya üzerinden AB'yi sıkıştırıp Çin'le arasına mesafe koymasını sağlarken KÜRESEL DENGEDE karşısına Pekin'i alıyordu. AB ise temelde Çin'e ruh verip ABD'ye karşı dikilmenin hesaplarını yapıyordu. Rusya ile de aynı yolu yürümüşlerdi.
İstenilen ittifaklar kurulmayınca da AVRUPA MACRON üzerinden KÜRESEL MÜCADELEDE tavrını gizlemiyor ortaya koyuyordu.
ABD'liler'e VİZE getirilmesi de bunu güzel bir göstergesiydi!
CHP ise KÜRESEL çapta bilek güreşi yapanların bileşkesi gibiydi. Hatta Kemal Bey'in seçimden önce İPEK YOLU HAYALİ vardı. Bu nedenle parti karışacaktı tansiyon fırlayacaktı. Küresel kavganın CHP sahnesine düşeni görecektik.
Kaçış yok...