Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 23 Mart 2023

Bilek güreşi

NEREDEN nasıl bakalım kestiremedim. Konu büyük mü büyük, uzun mu uzun derin mi derin... Aynı zamanda güncel...
Son dönemde, seçime yaklaştıkça çıkan sonuç ne olursa olsun KÜRT KARTI'nın önümüze geleceğini yazıyorum.
KÜRESEL rekabet bölgede tam olarak sonuçlanmış değil.
Bu nedenle içinde bizim de olduğumuz coğrafyada bir takım adımlar atılacak gibi.
Talepler de oluşturulmakta zaten... 14 Mayıs'a giderken HDP aday çıkarmayacağını ilan etti. Bu doğal olarak Kemal Kılıçdaroğlu'na DESTEK anlamına gelmekteydi. Peki bu ilişkiler ve seçim sonuçları bize ne getirecekti? Küresel ölçekten bakınca kim ne tarafa düşüyordu? Ve en önemlisi kim ne istiyordu? Açalım. Adım adım gidelim...
Kürt sorunu herkesin dilinde.
Sıkça kullanılan bir kalıp. Buna rağmen çok kişi gerçeği bilmiyor.
PKK, 50 yıl önce kurulan bir örgüttü... Ta başlarda BÖLÜCÜ TERÖR örgütü sıfatını aldı.
Doğu'da bir yapı oluşuyor ve AYRILIKÇI HAREKETİ başlatıyordu. Dünya üzerinde örnekleri de vardı. Ancak örgüt AYRILIKÇI motivasyonla hareket etse de bünyesinde KÜRT TOPLUMUNUN HER KESİMİNDEN İNSAN bulunmuyordu. AYRILIK söz konusu ise o toplum tümden karşı çıkar kendilerini ifade ettikleri alanları doldururdu.
PKK'da ise işçiler ve işsizler yer alıyordu. Yani arkalarında bir kitle yoktu. Yani asla ve kat'a KÜRT HALKINI TEMSİL ETMİYORDU. Örgütün hedefi farklı, Türk-Kürt kardeşliğinin hedefi farklıydı...
Bu notu düşüp devam edelim...
TERÖRÜN başladığı ve yayıldığı alan aslında KÜRESEL MÜCADELENİN şekillendiği koordinattan ibaretti. Önemli olan da burasıydı. Mesele ORTADOĞU'ydu. Biz bunu PKK terörü olarak yaşıyorduk.
Bu sorunu yaşayanlardan biri de size garip gelecek ancak ABD'ydi. ABD İKİ KEZ IRAK'a girdi. Ülkenin altını üstüne getirdi. Peki onlar ne istiyordu? Neden korkuyorlardı?
Saddam Hüseyin ve benzerleri ORTADOĞU'da BAAS rejimini yayıyordu. Bu söylem içinde pek çok unsuru barındırsa da temel motivasyonları ABD KARŞITLIĞI idi. ABD sudan sebeplerle IRAK'a giriyor ve işgal başlatıyordu. Saddam'ın başını çektiği ARAP SOSYALİZMİ yani BAAS görünüşte SOL HAREKET gibiydi. Ve gariptir, tıpkı Türkiye'de olduğu gibi arkasında MOSKOVA'nın olduğu düşünüldü. Oysa gerçekte böyle bir şey hiç olmamıştı. BATI kendi içinde kendi kurduğu örgütlerle, ekollerle, yapılarla savaşıyordu.
Iskalıyorduk. Kürt hareketi denilen yapı da başlangıçta ETNİK MİLLİYETÇİ bir söylem taşımıyordu. SOL HAREKETLERİN devamı gibiydi. Ve arkalarında AVRUPALI güçlerin önemli desteği vardı. Yani AVRUPALI İSTİHBARATLARIN...
Türkiye'den başlayan ve milliyetçiliği savunan PKK baş gösterince, aşağıda zaten sahne almış olan BAAS genişleyince ABD düğmeye bastı ve IRAK'a girdi. HEM DE İKİ KEZ...
İyi de nasıl sonuç alacaklardı.
KÜRT devletini desteklese Türkiye'yi kesinlikle kaybedeceklerdi. Aksini yapıp Türkiye'nin yanında dursalar Kürtler'i karşılarında bulacaklardı. AVRUPALI İSTİHBARATLAR ZATEN beklemedeydi! KÜRT KİMLİĞİNİN TANINMASI HİKAYESİ işte tam burada başlıyordu... ÜÇÜNCÜ YOL OLARAK YANİ... Biz canımızı yakan tarafa bakıyor ancak gerçekte olanı kaçırıyorduk.
BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ kuruluyor sahne alıyor ve arkasında ilk beliren AVRUPALI GÜÇLER oluyordu. Onların bugün güncellenen sorunları vardı. AVRUPA BİRLİĞİ TERÖRE destek vererek Güneydoğu'yu kopartmak ve kalan parçayı IRAK'la bütünleştirmek istiyordu. IRAK zaten öteden beri AVRUPA'nın kontrolünde olan bir yerdi. İran da öyle...
AVRUPA bu parçalama ile TÜRKİYE'nin BATI'da kalan yarısını içine alacak etkisiz eleman iddiasız bir ülke olarak yaşatacaktı.
AB sınırları ANKARA'nın DOĞU'suna kadar uzayacak BRÜKSEL KÜRTLER'e ARAPLAR'a daha doğrusu PETROL VE GAZA KOMŞU
OLACAKTI. Yani KÜRESEL EGEMENLİK İÇİN İHTİYAÇ DUYDUKLARI ENERJİYİ BÖYLECE ELE GEÇİRECEKLERDİ. Peki bundan en çok kim rahatsız olurdu? Türkiye? Mısır? Cezayir?
Çin? Hindistan? Hiçbiri değil.
Sadece ABD rahatsız olurdu.
Ve bunun için gerektiğinde köprüleri yakardı. Nasıl Kuzey Akım-1 ile Kuzey Akım-2'yi patlattılarsa, bunu da patlatmak zorunda kalacaklardı. AVRUPA enerji ile buluştuğunda ABD'nin KÜRESEL ŞAMPİYONLUĞU kesinlikle uzun sürmeyecekti. Bir de ÇİN ile işbirliğini artıran AVRUPA motivasyonu tam olarak sahne aldığında ABD içinde çözülmeler başlardı. Çöküş kaçınılmazdı...
Biliyorlardı...
Acısını bizim çektiğimiz TERÖRÜN arkasında aslında koca bir hesaplaşma ve kavga vardı. Görmüyorduk. Aslında bir ölçüde RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI'nda aynı senaryoyu görmek mümkündü. AVRUPA özelikle MERKEL'in çabasıyla Rusya ile bütünleşmeye gitti.
Ucuz, direkt ve sağlıklı gelen enerji ile rekabetini artırıyordu.
KÜRESEL İDDİASINI DA...
Irak'ta nasıl ABD buna karşı çıktıysa burada da çıkmalıydı.
Öyle de yaptı. Savaşı başlatan da sürdüren de sonuçlandıracak olan da kendisiydi. Kimse böyle bakmıyordu olan bitene.
Biliyorum. Sanırım gerçekler böyle yaşanıyordu. IRAK'a müdahale, PKK kartı, AVRUPA ile ABD'nin enerji yollarındaki mücadelesiydi.
Bize yansıyan acı ve gözyaşı onların umurunda değildi.
Onların desteklediği terör bizim sorunumuzdu. Çözülmesine de bitirilmesine de izin vermiyorlardı. Herkesi aynı anda bir PAYDADA buluşturmak hiç kolay değildi.
Sınır ötesine geçildiğinde FRANSIZ La Farge'ı de ABD'nin desteklerini de görmek hiç zor değildi.
Böyle örnek çoktu...
Türkiye'nin BÜYÜK GÜÇ olmasını istemeyenler, kendilerinin oturmak isteği koltuktan Ankara'yı uzak tutuyordu. Bizi parçalayıp zayıflatıp enerjiye uzanarak KÜRESEL İMPARATORLUK KURACAKLARDI. ABD de buna engel olmak istiyordu.
Onların petrole ihtiyacı yoktu.
Ancak buradaki enerjinin kontrolsüzce sınırsızca AB'ye gitmesini istemiyorlardı.
KAVGA BUYDU. PKK üzerinden de baksanız Rusya'nın Ukrayna işgali üzerinden de baksanız aynı ÖZNELERE ulaşma imkanınız fazlaydı!
Gelelim seçimlere...
14 Mayıs'a... Kemal Bey ve Demirtaş "BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ" diyor. Pek ayrı mıyız ki!
KÜRESEL GÜÇLERİN AT KOŞTURDUĞU bu koordinatlardan nasıl bir sonuç bekliyorlar ve umuyorlardı... Ne yapacaklardı? Nasıl bir sonuç alacaklardı? Merak ettiğim buydu... Belki açıklarlar...