Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

İyi ki arşivler var…

Eklenme Tarihi 11 Aralık 2025

Dün söylediklerine bugün ulaşılmaması gerektiğini düşünenlerin arşivlerden hoşlanmadıkları, kesin. Ancak, dijital gelişmelerin en güzel taraflarından birisi de herhalde sağladığı muhteşem arşivleme imkanı olsa gerek.

Geçmişte farklı şeyleri savundukları ortaya çıkanlar açısından 'dün dündür, bugün bugündür' sözü tabii ki işe yarar. Ancak, yanlıştan döndükleri kanaatiyle tebrik edilmeleri gerektiğini düşünseler de bunların, 'dün dündür…' sözünü tekrar kullanma ihtimallerinin her zaman mevcut olduğunu herkes bilir.

Bu yüzden arşivler, özellikle de iş lafa geldiğinde mangalda kül bırakmama eğiliminde olan ve ama vaktiyle bugünkünün tam tersi şeyler söyledikleri ortaya çıkabilecekler açısından hoş bir olgu değildir.

İBB adaylığı sırasındaki vaatlerinin neredeyse tamamını iş başına geldikten sonra unutan İmamoğlu, arşivlerin varlığı konusunda canı en çok sıkılanlardandır, muhtemelen. Taraftarları pek aldırmıyor olsa da İmamoğlu'nun 100 bini kentsel dönüşüm ve 15 bini de sosyal konut olmak üzere 5 yılda 115 bin konut yapacağına dair vaatleri arşivde duruyor, mesela. İBB eski başkanı unuttuğunu söylese de mevcut metro hatlarının mesafesini iki katına çıkaracağı ve şehrin trafiğini çeşitli tedbirlerle rahatlatacağına dair sözleri de arşivlerde mevcut. Ne yaptın sorusuna verebildiği en ciddi cevap ise 16 milyonluk metropolde günde sadece 4 bin 200 kişiye ucuz yemek sağladığı iddia edilen kent lokantaları, malum. CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da arşivlerden hoşlanmayacaklar arasında. Kasım sonunda sosyal medyada yayınlanan videodaki sözleri, yakın tarihte Kılıçdaroğlu'ndan duymak zorunda kaldıklarımızla yüz seksen derece tersti, mesela.

Kılıçdaroğlu'nun, 'CHP devlete istikamet çizen bir partidir.' değerlendirmesi ile başlayan konuşmada, herkesin altına imza atılabileceği hususlar var. 'Türkiye Cumhuriyeti'nin Ortadoğu'dan Asya'ya, Kafkaslar'dan Avrupa'ya, Altaylardan Tuna'ya söyleyecek sözü vardır. Türkiye Cumhuriyeti at sürdüğü ve şehit verdiği coğrafyalarda sıkışamaz. Gönül bağı kurduğu kardeş milletler sofrasında sıkıştırılmaz, sıkışıklığa gelemez.' Ve benzeri hamaset dolu cümlelere kim itiraz edebilir ki?..

Ancak, CHP'nin devletçi reflekslerini köreltmesi ile tanınan Kılıçdaroğlu dönemindeki savrulmalar, rüşvet-i kelam kokusu taşıyan bu sözleri ihtiyaca binaen söylediği akla geliyor.

Suriye konusunda adeta devletin karşısında yer alan ve TSK'nin mecburi harekatları için gereken tezkerelere bile bölge ile ilgili hesabı olan güçlerin uzantısı gibi davranıp 'hayır' diyen CHP, Kılıçdaroğlu'nun eseriydi.

Dönemindeki önemli CHP'li isimlerin Karabağ ve Libya konusundaki açıklamaları, Mavi Vatan ile ilgili alaycı sözleri ve daha vahimleri arşivlerde…

Durum, 'taç giyen baş akıllanır' sözündekinin tam tersi gibi. Bu defa taç giyen değil, çıkartan baş akıllanmış gibi…