Muhalefet yaptıklarını zanneden birilerinin iktidara karşı olmakla devlete karşı olmayı birbirine karıştırmaları, sıradanlaştı. Ancak, emekli diplomatların objektiflik yapıyoruz diye başka ülkelerin menfaatlerini savunmaları, üzücü…
İsveç ya da Finlandiya'nın muhalefet mensupları ya da emekli diplomatlarından, NATO konusunda Türkiye'nin takındığı tavrın haklı olduğunu söyleyebilecek cesarette birileri olup olmadığı, meraka değer bir husus.
Kendilerini ilgilendirince terörün 't'sine bile tahammül edemiyor, ama Türkiye'nin başını ağrıtan terör örgütlerine destekte adeta yarışıyor bu iki ülke. Bazı hususlarda dünyaya örnek olarak gösterilmelerinin ne kadar anlamsız olduğunu anlamak için, meselelere objektif yaklaşabilen kimselere sahip olmayışlarına bakmak yeterli.
Batılı ülkelerin ortak davranışı olan çifte standartlı tavrı, her ne yapıyorlarsa doğru olduğuna inanan bizdeki batı hayranlarının hala kavrayamamış olması, işin üzücü yanlarından.
Yunanistan'da, hükümeti köşeye sıkıştırmak için Türkiye ile ilgili olarak mangalda kül bırakmamacasına esip savuranların varlığı, malum. Yunanlı politikacıların kendilerini ifade için Türkiye aleyhtarlığı dışında malzemeleri olmadığı için bu durum bir ölçüde normal de...
Yunanlılar arasında Türkiye'nin tezlerinin tartışılması gerektiğini söyleyecek objektifliğe sahip olanlara dair bazı işaretler var. Ancak, uluslararası kurallara göre haklılığı tartışılamayacak olan Türkiye'nin tahrik edilmemesi gerektiğini söyleyebilecek cesarette kimse yok, belli ki…
Bizdeki muhaliflerin demokrasi, ifade özgürlüğü ve benzeri konularda ciddi eksikliklerimiz olduğunu iddia ettiği, malum. Ancak, ülkemizdeki özgürlüğün derecesine bakın ki, büyükelçi unvanıyla ülkemizi dışarıda temsil etmiş birileri bile Yunanistan yanlısı laflar edebiliyorlar…
Ülkemizin haklılığının bilincinde olarak serinkanlı davranması ve birilerinin provokasyonlarına gelmemesi gerektiği türünden sözlerin tabii ki bir anlamı var. Zaten başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere ülkemizi yönetenler de tam olarak böyle davranıyorlar.
Ancak, uluslararası hukuk ve antlaşmalardan doğan haklarımızı yok saymamız ve hakkımız olanları talep etmememiz gerektiğini söylemek, haddi fena halde aşmaktan başka bir şey değil!.. Özellikle de bu türden sözleri edenlerin diplomasi alanında ülkemizi temsil edenler arasından çıkması, hakikaten üzüntü verici.
Hangi partiye mensup olursa olsun milletimizin bir ferdinin, Yunanlıların haksız tezlerini savunarak Yunanistan gazetelerinde manşet olması, akıl ve mantıkla izah edilebilecek bir şey değildir…
Güya objektiflik ayaklarıyla Batı uşaklığı yapanlara milletimizin karnı tok!..
Tam da cilaları dökülmeye başlamışken, Batı'yı ulaşılması gereken seviye diye pazarlamakta ısrar edenler uyansalar iyi olur... Artık sabah oldu!..
