Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 25 Nisan 2021

Bizim emekli amiraller…

Nasıl olsa 24 Nisan Ramazan'a denk geldiğine göre, diasporadaki Ermeniler ve onları güdenlerin yıllarca önce pişirdikleri temcit yani sahur pilavının ısıtılıp, önümüze sürülmesinin vaktidir.

Yönetim değişikliği sebebiyle ABD'den ne tür bir rüzgar eseceği, önemli. Ancak, Cumhuriyetçilerin ve Demokratların Ermeni iddiaları konusunda farklı yaklaşımları var gibi gözükse de, her iki tarafın da Ermeni iddialarını kendi menfaatlerine uygun kullandıklarını, zaten biliyoruz.

Ermeni olayları derken, ne Demokratların ne de Cumhuriyetçilerin gerçekte neler olup bittiği ile ilgilenmeyişleri, çok garip değil. Diasporadakiler de dahil olmak üzere, 1915 öncesinde ve sonrasında tam olarak ne olduğu ile, Ermenilerin de pek ilgilendikleri yok zaten. Onları ve arkalarındakileri, ortalığı ne kadar karıştırabilecekleri ilgilendiriyor daha çok.

1915'te yaşandığı iddia edilenlerle alakalalı olarak konuşması gereken tarihçiler susarken, konuyu senede bir hatırlaması yeten siyasetçilerin konuşmaları, işin en garip tarafı.

Özellikle de bugünlerde bizi ilgilendirmesi gereken husus ise, Montrö ve Kanal İstanbul meselesine kafayı takan emekli amirallerimizin, Ermeni iddiaları konusunda ağızlarını açma ihtiyacı bile duymayışları…

Aşnı şekilde, yaklaşık bir yıl önce emekli amirallerinkine benzer bir açıklamaya imza atan emekli büyükelçilerimizin konuya 'Fransız' kalışlarını da bir yerlere not etmekte fayda var belki.

Oysa gerek emekli büyükelçilerin ve emekli amirallerin, toplumun konuyla alakalı en bilgili kesimleri olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Emekli amiraller ve büyükelçilerimiz, asılsız Ermeni iddiaları ve benzeri girişimlere karşı birtakım faaliyetlerde bulunsalar, ne kadar güzel olurdu…

Asılsız Ermeni iddiaları ile ülkemizin uluslararası alanda köşeye sıkıştırılmak istendiğini bilenlerin, bununla mücadele yerine Montrö ve Kanal İstanbul üzerinden Türkiye'nin elini zayıflatabilecek girişimlere kalkışmaları, ne kadar düşündürücü…

Ermeni iddiaları ile bağlantılı saldırılar tekrar şiddetlenmişken, şöyle bir sorunun sorulması gerekli: Diğer ülkelerin emekli amiralleri ve büyükelçileri de kendi devletlerini hedef alan açıklamalara imza atabilirler mi?..

Büyük ihtimalle başka ülkelerin emekli büyükelçi ve amiralleri böyle yapmıyor ya da yapamıyorlardır…

Bizim emekli amiral ve büyükelçilerimizi farklı kılan ne ki, kendi devletlerini rahatlıkla hedef alabiliyorlar sorusu, bu açıdan önemli…